İmamoğlu: Hükümet, açık ve kapsayıcı bir ulusal diyalog başlatmalıydı - Ötüken Haber
DOLAR 40,7281 0.15%
EURO 47,6456 0.03%
ALTIN 4.437,710,08
BITCOIN %
Ankara
28°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

İmamoğlu: Hükümet, açık ve kapsayıcı bir ulusal diyalog başlatmalıydı
  • Ötüken Haber
  • Ekonomi
  • İmamoğlu: Hükümet, açık ve kapsayıcı bir ulusal diyalog başlatmalıydı

İmamoğlu: Hükümet, açık ve kapsayıcı bir ulusal diyalog başlatmalıydı

ABONE OL
Ağustos 7, 2025 19:34
İmamoğlu: Hükümet, açık ve kapsayıcı bir ulusal diyalog başlatmalıydı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla kamuoyuna yansıyan ve PKK’nın silah bırakmasına uzanan süreci The Economist’e değerlendirdi. “Ekrem İmamoğlu: Türkiye’nin içerde barışı, dışarda itibarı nasıl sağlayabileceği üzerine” başlıklı makalenin girişinde “Cezaevindeki muhalefet cumhurbaşkanı adayı ‘Demokratik gerileme ile değil’ diye yazıyor” ifadesi kullanıldı. 

PKK’nin silahsızlanma sürecinin dış politika açısından da bir fırsat doğurduğunu belirten İmamoğlu, 7 Ağustos’ta yayımlanan yazısında “İç siyasi hesaplarla şekillenen ve tepkisel bir nitelik taşıyan Türk dış politikası tutarlılıktan yoksundur” değerlendirmesinde bulunarak Türkiye’nin sorumlu bir bölgesel güç olabilmesi için demokratik kurumların yeniden tesis edilmesi gerektiğini belirtti. İmamoğlu yazısında “Erdoğan’ın kişisel hırslarıyla şekillenen ve iç politikadaki kutuplaşmadan beslenen bir dış politika, bu potansiyelin hayata geçmesini engellemektedir” dedi. 

PKK’nın silahsızlanma sürecini “ülkenin siyasi sistemini uzun süredir zora sokan, ekonomik ilerlemeyi yavaşlatan ve toplumsal ayrılıkları derinleştiren şiddet döngüsünü kırmak için tarihi bir fırsat” olarak yorumlayan İmamoğlu, bu sürecin Türkiye’nin bölgesel bir güç olarak rolünü yeniden tanımlaması için de bir fırsat sunduğunu kaydetti. 

“Hükümet, açık ve kapsayıcı bir ulusal diyalog başlatmalıydı”

Sürecin kamuoyuna açık bir şekilde yürütülmemesini eleştiren İmamoğlu, “Hükümet, açık ve kapsayıcı bir ulusal diyalog başlatmalıydı. Bunun yerine kapalı kapılar ardında müzakereleri tercih etti. Bu da meşruiyet ve güven inşa etme fırsatının heba edilmesine yol açtı” diye belirtti. 

CHP’nin Kürt meselesini bir demokrasi sorunu olarak ele aldığını teyit eden İmamoğlu, “Biz, şiddeti sona erdirmeyi, kalkınmayı teşvik etmeyi ve kökleşmiş eşitsizlikleri gidermeyi hedefleyen uzun vadeli bir stratejiyi savunuyoruz. Tüm Türkiye vatandaşları için eşit yurttaşlık, demokratik katılım, hesap verebilirlik ve kapsayıcı bir cumhuriyet geleceği istiyoruz” dedi. 

TBMM’de kurulan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”nun olumlu bir adım olduğunun altını çizen İmamoğlu, komisyonun işlevine dair “İhtiyacımız olan şey şeffaf bir süreçtir; Erdoğan’ın ittifakının aldığı kararları onaylamaktan ibaret bir organ değil” değerlendirmesinde bulundu. 

Silahsızlanma sürecinin demokratik normlara dönüş ile birlikte ilerlemesi gereken bir süreç olduğunu belirten İmamoğlu, “Partizanlığın ve demokratik gerilemenin damgasını vurduğu bir sistemde kalıcı barış mümkün değildir. Halkımız için barış, baskıyla değil meşruiyetle sağlanabilir” diye yazdı. 

Demokrasinin aşınmasının, Türkiye’nin uluslararası alanda da potansiyelini zayıflattığını savunan İmamoğlu, “İç siyasi hesaplarla şekillenen ve tepkisel bir nitelik taşıyan Türk dış politikası tutarlılıktan yoksundur. Komşu ülkelerle ilişkiler, çatışma ile yakınlaşma arasında sürekli sallanmaktadır” ifadelerini kullandı. Bölgesel gelişmelerin Türk dış politikası açısından bir fırsat sunduğunu kaydeden İmamoğlu, adalet temelli demokratik meşruiyet ve hukuk devletine dayalı bir dış politika anlayışının gerekliliğini vurgulayarak “Erdoğan’ın kişisel hırslarıyla şekillenen ve iç politikadaki kutuplaşmadan beslenen bir dış politika, bu potansiyelin hayata geçmesini engellemektedir” dedi. 

İmamoğlu, The Economist’teki makalesini şu ifadelerle sonlandırdı:

“Türkiye bir dönüm noktasında duruyor. İç yönetim biçimi, dış dünyadaki etkisini her geçen gün daha fazla belirleyecek. Sorumlu bir bölgesel güç olmak istiyorsa, Türkiye demokratik kurumlarının bütünlüğünü yeniden tesis etmelidir. Ancak o zaman, giderek daha istikrarsız hale gelen bir dünyada güvenilir bir ortak olarak hareket edebilir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı olarak, ülkemin demokratik yenilenmesine öncülük etmeye kararlıyım. Meşruiyet ve hukuk devleti ilkelerine dayanan yeni bir hükümet, dünyayla kararlı ve şeffaf bir şekilde ilişki kuracaktır.”

 

 

source

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

300x250r
300x250r