Arkeologlar, felaketten sağ kurtulan ve başka bir yerde yeni bir hayat kuramayacak durumda olan kişilerin geri döndüğünü, ayrıca bazı yeni yerleşimcilerin de bölgeye gelmiş olabileceğini söylüyor.
Patlama öncesi 20 binden fazla insanın yaşadığı Pompeii, lav ve kül altında kalmış, ancak bu durum şehrin büyük bölümünün korunmasına da yol açmıştı. Kent 16. yüzyılda yeniden keşfedilmişti.
Pompeii Arkeoloji Parkı’nın yöneticisi Gabriel Zuchtriegel, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, uzun süredir tartışılan “Pompeii’ye dönüş” teorisinin yeni kazılarla artık daha net hale geldiğini belirtti.
“Yeni kazılar sayesinde tablo artık daha belirgin: MS 79 sonrası Pompeii, bir şehirden ziyade, belirsiz ve gri bir yığın olarak, hâlâ tanınabilir olan harabeler arasında kurulmuş bir kamp ya da gecekondu mahallesini andırıyor,” dedi Zuchtriegel.
Araştırmacılara göre, bu düzensiz yerleşim MS 5. yüzyıla kadar sürdü. Bu dönemde insanlar, Roma şehirlerinde bulunan su, kanalizasyon ya da ticaret altyapısından yoksun şekilde yaşadı.
Yeni veriler, bazı kişilerin evlerin kül altındaki alt katlarını kiler olarak kullanıp, üst katlarında yaşamaya çalıştığını gösteriyor. Aynı zamanda bölgedeki değerli eşyaları bulma umudu da bu yerleşimi cazip hale getirmiş olabilir.
Zuchtriegel, Pompeii’nin yıkım hikayesinin tüm kolektif hafızayı ele geçirdiğini vurgulayarak, “Bu mirasa ulaşma telaşı sırasında, şehrin yeniden iskan edildiğine dair silik izler ya belgelenmeden söküldü ya da tamamen süpürülüp yok edildi,” dedi.
Bugün UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Pompeii, Roma yaşamını gözler önüne seren en önemli arkeolojik alanlardan biri olarak kabul ediliyor.