Çalışmada, beyindeki doğal lityum seviyelerinin azalmasının, hastalığın en erken belirtilerinden biri ve potansiyel bir tetikleyici olabileceği tespit edildi.
Profesör Bruce Yankner liderliğindeki ekip, 10 yılı aşkın süredir insan beyin dokuları ve kan örnekleri üzerinde yaptığı analizlerde, lityumun sağlıklı beyin fonksiyonları için hayati öneme sahip olduğunu belirledi. Araştırmada, Alzheimer’ın başlangıç evresi olarak tanımlanan hafif bilişsel bozukluk yaşayan bireylerin beyinlerinde, lityum seviyelerinin belirgin şekilde azaldığı gözlemlendi.
Elde edilen bulgulara göre, bu düşüş hastalığın semptomları ortaya çıkmadan yıllar önce gerçekleşiyor. Bu durum, lityum eksikliğini Alzheimer’ın ilk biyokimyasal işareti haline getiriyor.
Araştırmacılara göre Alzheimer’ın temel özelliklerinden biri olan amiloid beta plakları, beyinde birikmeye başladığında doğal lityuma bağlanarak onu etkisiz hale getiriyor. Bu mekanizma sonucunda beynin lityumu kullanma kapasitesi azalıyor ve şu süreçler tetikleniyor:
-Beyinde iltihaplanma artıyor
-Temizleme işlevi bozuluyor
-Sinapslar kayboluyor
-Bilişsel gerileme hızlanıyor
Araştırmacılar, sağlıklı farelere lityum açısından kısıtlı bir diyet uyguladıklarında, bu farelerin beyinlerindeki lityum seviyeleri Alzheimer hastalarına benzer seviyelere indi. Bunun sonucunda, farelerde Alzheimer benzeri belirtiler gözlemlendi. Bu bulgu, lityum eksikliğinin yalnızca bir sonuç değil, aynı zamanda hastalığın muhtemel bir nedeni olduğunu ortaya koydu.
Çalışma, Alzheimer hastalığının daha erken evrelerde teşhis edilebilmesi için beyindeki lityum seviyelerinin ölçülmesinin kullanılabileceğini gündeme getirdi. Bu yaklaşım, hastalık belirtileri ortaya çıkmadan yıllar önce tanı koyma ihtimalini artırabilir ve tedavi stratejilerinde önemli değişikliklere yol açabilir.