ABD Başkanı Donald Trump, ikinci döneminin üzerinden altı aydan fazla zaman geçmesine rağmen devlet işlerinin yanı sıra sosyal medya üzerinden gündem belirleme ve tartışma yaratma konusunda da yoğun bir mesai harcıyor.
Reuters’ın yaptığı analize göre Trump, eski bir iş insanı ve televizyon programcısı olarak, yönetim anlayışını “CEO” mantığıyla sürdürüyor; büyük ve küçük tüm kararları çoğunlukla kendi sezgilerine dayanarak alıyor.
Trump, sosyal medya araçlarını ustalıkla kullanırken, şirket yöneticilerini Amerikan ekonomisine yatırım yapmaya zorlamak ve dış liderleri ticaret anlaşmalarıyla barış sağlamaya teşvik etmek gibi hamleler de yapıyor. Örneğin, geçen hafta Çalışma İstatistikleri Bürosu’nun başkanını henüz kanıtlanmamış rakamlar üzerinde oynama iddiaları nedeniyle görevden aldı. Bu hafta ise Intel CEO’sunun Çin bağlantıları nedeniyle görevden ayrılması çağrısı yaptı; bu açıklama şirket hisselerinde düşüşe neden oldu.
Son zamanlarda Trump, Washington Commanders futbol takımının isminin Redskins’e dönmesini istedi, üniversitelerden büyük vergi gelirleri topladı ve Amerikan Eagle Outfitters’ın tartışmalı bir reklamındaki oyuncu Sydney Sweeney’e övgüler yağdırdı. Ayrıca Texas’ta siyasi bölgelerin yeniden düzenlenmesini destekleyerek Cumhuriyetçi Parti’nin gücünü artırmaya çalıştı.
Eleştirmenler ise Trump’ın, ülkeyi yönetmek gibi temel görevlerinden uzaklaşıp, önemli konulardan saparak gündemi meşgul eden konulara odaklandığını belirtiyor. Eski Kongre Üyesi Charlie Dent, “Bir an Putin’den, tarifelerden bahsederken, diğer an tamamen alakasız Sydney Sweeney’den söz ediyor. Odağını kaybetmiş durumda,” diyor.
Beyaz Saray sözcüsü Harrison Fields ise Trump’ın liderlik tarzını “kararlı ve yönlendirici” olarak nitelendirerek, başkanın politika önceliklerini gerçekleştirmek için bu yöntemi kullandığını savunuyor.
Trump, zorluklarla karşılaştığında dikkat dağıtma yeteneğini kullanıyor. Jeffrey Epstein skandalı ve Adalet Bakanlığı’nın ilgili dosyaları açıklamaması gibi konularda başarı sağlamasa da, genel olarak gündemi değiştirme ve haber döngüsünü kendi lehine çevirme konusunda uzun süredir rakiplerini şaşırtıyor.
Trump, danışmanlarından destek almasına rağmen çoğu zaman kendi kararlarını veriyor ve politikalarını bizzat açıklıyor. Cumhuriyetçi stratejist Kevin Madden, “Trump, izleyicisinin ne istediğine dair içgüdüsüne çok güveniyor, bu yüzden çoğu zaman kendi politika portföyünü kendisi yönetiyor,” diyor.
Her ne kadar politika detaylarına her zaman hakim olmasa da, Trump önemsediği kültürel ve politik konularda ayrıntılara giriyor. Beyaz Saray’ın iç dekorasyonunu altın detaylarla yenilemek, Gül Bahçesi’nin yerini değiştirmek ve yeni bir balo salonu inşa ettirmek gibi projeler üzerinde duruyor.
Salı günü basın mensuplarıyla Beyaz Saray basın odasının çatısında sohbet eden Trump, Beyaz Saray’daki 200 milyon dolarlık yeni balo salonu projesi için bağışçıların masrafları karşılayacağını açıkladı. Salonun ikinci dönemi bitmeden tamamlanması planlanıyor.
Cumhuriyetçi stratejist Rina Shah, “Narsistler her şeyi kendilerinin yansıması olarak gördükleri için detaylarda boğuluyorlar. Trump, küçük şeylere odaklandığında büyük resmi unutuveriyor, bu da görevine zarar veriyor,” diyor.
Öte yandan Beyaz Saray, Trump’ın tarzını başarılı buluyor. Bu hafta Azerbaycan ve Ermenistan arasında ABD aracılığıyla oluşturulan barış planını Trump sosyal medyada “Birçok lider savaşları bitirmeye çalıştı ama başaramadı. Şimdi ise ‘TRUMP sayesinde’ oldu,” diyerek duyurdu.
Trump’ın yönetim tarzı, hem destekçileri hem de eleştirmenleri arasında derin tartışmalara yol açıyor. Kimine göre “kararlı bir lider”, kimine göre ise “dağınık ve odaklanamayan bir figür” olan Trump, ABD yönetiminde yeni bir dönemin simgesi olmaya devam ediyor.