Hurdamız dışarı, paramız yabancıya çözüm: Fabrika
Başak Nur GÖKÇAM
Türkiye, camdan plastiğe, bakırdan alüminyuma kadar pek çok materyalde başarılı bir geri dönüşüm altyapısına sahipken, stratejik öneme sahip paslanmaz çelikte bu zinciri tamamlayamıyor.
Her yıl 115 milyon dolarlık paslanmaz çelik hurdasını işleyemediği için yurt dışına gönderen ve aynı malı 285 milyon dolara geri alan ülkemiz, yalnızca hurda ihracatında değil, sanayi rekabetinde de önemli bir kayıp yaşıyor. Oysa kurulacak entegre bir paslanmaz çelik fabrikası, bu değerli ham maddenin yurt içinde geri dönüştürülmesini sağlayarak hem dövizin ülkede kalmasına hem de iç pazarın yerli üretimle karşılanmasına imkân tanıyacak.
Paslanmaz çelikteki geri dönüşüm konusunun Türkiye için çok önemli bir konu olduğuna dikkat çeken Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Topuz, devletin desteğiyle kurulacak bir entegre paslanmaz çelik fabrikasının hem geri dönüşümde ülkemize büyük avantaj sağlayacağını hem de iç pazarın tüm paslanmaz çelik ihtiyacının yerli olarak karşılanmasının önünü açacağını ifade etti. Türkiye’de üretim olmamasına karşın yıllardır paslanmaz çeliğe ek vergi ödediklerini belirten Topuz, “Bu ek vergiler nedeniyle fiyatlar yükseliyor ve ithalat her geçen gün artıyor” dedi.
Ülkemizde hurda paslanmazın, içeride fabrika olmadığı için dışarıya satılmak zorunda olduğunu vurgulayan TUSİD Başkanı Bekir Topuz, “Tonunu bin 150 dolardan sattığımız ürünü 2 bin 850 dolardan geri alıyoruz. Türkiye’de birçok sektörün geri dönüşümü olmasına karşın paslanmazda bir geri dönüşüm mekanizması kurulamadı” diye ekledi.
“Üretilmeyen mala 12 yıldır %12 vergi ödüyoruz”
Üretilmeyen bir malla ilgili 14 yıldır yüzde 12 vergi ödediklerini söyleyen Topuz, “Bir de bunun üzerine anti damping soruşturması açılıyor. Türkiye’de üretici olarak görünen tek bir firma var, onların da yaptığı, ürünü dışarıdan kalın olarak getirip burada inceltmek.
Bu firma bu şekilde yılda 50-60 milyon dolar kâr ediyor, Türkiye’deki bütün üreticiler ise ek vergi ödemek zorunda kalıyor, bu sefer fiyatlar yükseliyor ve pazarlarımızı kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalıyoruz. Türkiye’de paslanmaz çelik üzerindeki bu haksız vergilerin bir an önce kalkması gerekiyor” önerisinde bulundu.
115 milyon dolara satıp 285 milyon dolara geri alıyoruz
Türkiye’de şu an kurulu bir paslanmaz çelik fabrikası olmadığı için bunun geri dönüşümünün de yapılamadığını ve elimizdeki hurdayı yurtdışına satmak zorunda kaldığımızın altını çizen Topuz, “Türkiye’de yıllık 650 bin ton paslanmaz çelik geliyor ve bunun da 100 bin tonu fire olarak geri dönüşüme gidiyor. Yani 115 milyon dolara mecburen yurt dışına sattığımız hurdayı dönüp 285 milyon dolara geri alıyoruz.
Eğer burada entegre bir paslanmaz çelik fabrikası kurulabilse bu para da Türkiye’de kalacak. Bütün ürünlerin hurdası Türkiye’de kalıp tekrar ekonomiye kazandırılırken sadece paslanmaz çeliğin hurdası yurtdışına çıkıyor. Biz alüminyumun, bakırın ve diğer metallerin hurdasını dışarıdan getirip Türkiye’de işlerken, kendi paslanmazımızı ve asıl değerli olanı maalesef dışarıya gönderiyoruz” dedi.
Sektördeki yatırımlar öz sermaye ile yapılıyor
Endüstriyel mutfak sektörünün her zaman ihracatı en güçlü sektörlerin başında geldiğine vurgu yapan TUSİD Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Topuz, “Toplamda 100’den fazla ülkeye ihracatımız var. Ancak kârlılıkta tüm sektörlerde olduğu gibi bizde de ciddi bir düşüş yaşanıyor. Kârlılığın ortalama yarı yarıya düştüğünü söyleyebiliriz.
Ekonomideki tüm zorlu şartlara rağmen sektörde yatırımların devam ettiğinin de altını çizmek isterim. Şu an bizim bildiğimiz beş tane ciddi yatırım var ve bunlar istihdama da önemli katkı sağlayacak. Ama tabi tüm bu yatırımlar öz sermaye ile yapılıyor. Mevcut faiz oranları ile kredi kullanıp yeni yatırım yapmak çok zor” diye konuştu.
Konkordatoların sebebi yüksek faizler ve banka borçları
Son dönemde piyasada artan konkordatoları da değerlendiren Topuz, bunların en büyük sebebinin yüksek faizler nedeniyle oluşan banka borçları olduğunu vurguladı. Türkiye’de birçok firmanın yıllardır kredilerle büyüdüğünü ve işlerin hep kredilerle döndüğünü ifade eden TUSİD Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Topuz, “Firma şimdiye kadar hep krediyle gelmiş. Ama faizler artık yüzde 50’lerin üzerine çıkınca, terste kaldılar, toparlayamadılar. Sadece faiz ödemeleri firmaların toplam gelirlerini geçmeye başladı.
Aslında konkordato ilan eden birçok firma iş yapıyor, mal satıyor, faaliyetlerine devam ediyor. Ama banka borçları tavana çıkınca mecburiyetten konkordatoya gidiyorlar. Konkordato ilan eden firmaların borçlarının yüzde 90’ı bankalara yüzde 10’u reel firmalaradır. Tabi bu durum o firmanın iş yaptığı diğer firmaları da çok olumsuz etkiliyor ve piyasada bir bozulmaya neden oluyor. O sebeple reel sektörü koruyacak şekilde düzenleme getirilmesi gerekiyor” dedi.
“İthalata eğilim sektör için önemli bir tehlike”
Çin’deki ithalatının artışının en büyük sebebinin paslanmaz çeliğe gelen ek vergiler ve anti damping dedikoduları olduğunu belirten TUSİD Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Topuz, “Büyük firmalara iş yapan birçok tedarikçi işini kaybetti. Firmalar burada üretim yaptırmak yerine fiyatlar çok daha ucuz kaldığı için dönüp Çin’den ithalat yapmaya başladılar. Geçtiğimiz sene başlayan bu ithalat artışının maalesef bu sene de devam ettiğini görüyoruz. Her geçen gün sanayideki ithalatçılık eğilimi artıyor. Bu eğilimi sanayimiz için önemli bir tehlike olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.
source