Dünyaya daha az iz bırakan ayakkabılar üretiyor
Başak Nur GÖKÇAM
Küresel ayakkabı endüstrisi yılda yaklaşık 20 milyar çift üretim kapasitesine sahip ve bu bir yılda 1,4 milyar ton sera gazı salımına yol açıyor. Sektörde kullanılan malzemelerin yüzde 70’inden fazlası plastik ve deri bazlı sentetiklerden oluşurken, geri dönüşüm oranı ise yüzde 5’in altında kalıyor.
Bu tablo, hem çevresel etkilerin azaltılması hem de tüketici beklentilerine yanıt verilmesi için sektör tarafında dönüşümü ve sürdürülebilir üretim modellerine geçişi zorunlu kılıyor. Yapılan analizler, geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı ve düşük karbon ayak izi hedefleriyle, 2030 yılına kadar kadar ayakkabı endüstrisinin emisyonlarını yüzde 30 oranında azaltabileceğini gösteriyor.
Bu nedenle sektörün paydaşlarına düşen rol de buradaki endüstrinin dönüşümü için büyük önem taşıyor.
İspanya’nın Mallarco adasında 1975 yılında Lorenzo Fluxà tarafından kurulan ve kurulduğu günden bu yana çevre duyarlılığı yüksek olan Camper de, ayakkabı endüstrisindeki dönüşümün öncülerinden biri konumunda yer alıyor. “Bizim için en önemli konulardan biri sürdürülebilirlik ve çevre duyarlılığı” diyerek sözlerine başlayan Camper Türkiye Genel Müdürü Ulaş Divarcı, 2018- 2019 yılından beri bu anlayışı yapısal bir şekle nasıl büründürebiliriz düşüncesiyle 5 yıllık iş planı çıkarttıklarını söyledi.
2030’da yüzde 56 azaltım hedefi
İş planlarında ilk hedefin sürdürülebilirlik denetlemelerinin düzenli yapıldığı B-Corp şirketi haline gelmek olduğunun vurgusunu yapan Ulaş Divarcı, “Biz, B-Corp şirketi olan ikinci perakende şirketiz. Bu yıl üçüncü denetim sürecimizi geçiriyoruz. Bu platform sayesinde üretimden yönetişime kadar her detay incelenerek, bir çerçeve çıkartılıyor. Ve biz 2019 yılından bu yana yaptıklarımız sayesinde son 5 yılda karbon salımımızı yüzde 45 azalttık. Hedefimiz ise 2030 yılına kadar karbon salımı azaltımımızı yüzde 56’ya ulaştırmak” dedi.
Yapılan analizler sonucunda tüm karbon salımının yaklaşık yüzde 85’inin üründen kaynaklandığının ortaya çıktığını belirten Divarcı, “Emisyonumuzun yaklaşık yüzde 10- 12’si lojistikten, yüzde 3-4’ü de mağazalarda kullanılan elektriklerden, ofislerden filan kaynaklanıyor. Mağaza-ofis tarafında bir şeyler yapmak çok kolay. Hemen organize olup, değişime yöneliyorsunuz. Fakat tedarik tarafında yapılabilecekler daha kısıtlı, biz de elimizden geldiğinde havayolu kullanmadan, karayolunda elektrikli araçlarla buradaki emisyonumuzu da azaltmak için çabalıyoruz. Ama ürünün tasarım ve üretim kısmı tarafında yapabileceklerimiz çok kapsamlı olduğu için bizim karbon ayak izi azaltım hedeflerimiz de bu odakta ilerliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Ürünlerin %85’i geri dönüştürülmüş malzemeli
Şu andaki koleksiyonun yüzde 60-65’inin plastiği yarı yarıya azaltılmış hafif tabandan oluştuğu bilgisini veren Divarcı, “Tüm ürünlerin yaklaşık yüzde 85’i geri dönüşüm malzemeler kullanılarak yapılıyor ve en az bir adet B-Corp’a uygun özellik taşıyor. Bu kriterler ayakkabıları daha uzun ömürlü hale getiriyor ve bizim de aslında temelde istediğimiz bir müşterinin sürekli ayakkabı değiştirmesi yerine, bir ayakkabıyla yılları devirebilmesi” diye konuştu.
“Eski ayakkabıyı alıp, değerlendiriyoruz”
Camper olarak döngüselliğe önem verdiklerini belirten Ulaş Divarcı, “Bu nedenle de ürünü sattıktan sonra müşteriyle olan ilişkiyi bitirmiyoruz. Eskiyen ayakkabıları da tekrar müşteriden alıp, yeniden enerjiye çevirmeye, geri dönüştürmeye, malzemeleri tekrar kullanmaya yönelik bir üretime odaklanıyoruz. Avrupa’nın tamamındaki mağazalarda geri alım prosesimiz işliyor ve müşteriye de ayakkabıyı nerede ne şekilde kullandığımıza dair bilgiyi veriyoruz. Orada tekstili, bağcığı, plastiği kısacası her şeyi ayrışıyor ve tekrar kullanılıyor.
Veya müşteri kullanmak istemeye devam etmek istiyorsa tabanını ya da eskiyen yerini yenileyip, geri ürünü teslim ediyoruz. Fakat Türkiye’de bunu yapabileceğimiz bir ortam yok. Çünkü burada ayrıştırmak pek mümkün olmuyor. O nedenle burada eskiyi alıp enerji elde eden şirketlerle görüşme halindeyiz” bilgisini verdi.
Camper olarak malzeme tasarrufu konusuna çok önem verdiklerini ekleyen Camper Türkiye Genel Müdürü Ulaş Divarcı, “Ayakkabı üretimi esnasında çıkan parçaları tekrar fabrikaya gönderip, dönüştürerek plastik ip yapıyoruz. Bu ipi ayakkabıdaki örgülerde kullanmış oluyoruz ve söz konusu malzeme belki beş belki altıncı kez dönmüş oluyor. Bunun haricinde bağcıklarımızın da yüzde 100’ünü geri dönüştürülmüş iplerden üretiyoruz” dedi.
“İnsan eline duyulan ihtiyaç bitmeyecek”
Yapay zekâyı hem üretimde hem de web sitesinde kullandıklarını aktaran Camper Türkiye Genel Müdürü Ulaş Divarcı, “Üretimde daha çok teknolojinin dahil olduğu, kumaş kesimi ve takip edilebilirlik konularında yapay zekânın kullanımı mümkün. Fakat ayakkabı endüstrisinde zanaata ve insan eline olan ihtiyacın ben sonlanacağını düşünmüyorum. Geçmiş yılların satış verileri, müşterilerin tercihleri gibi konularda yapay zekâdan faydalandığımızı söyleyebilirim” dedi.
Ayakkabı yolculuğu gardıroba taşınıyor
Yurt dışında sadece ayakkabı satışı olmadığını, tekstil ürünlerinin de olduğu bilgisini veren Ulaş Divarcı, “Türkiye’de de Beymen ile bir anlaşma yaptık. İstinye Park ve Zorlu Center’daki Beymen mağazalarında gelecek yaz Camper tekstil ürünlerini görmek mümkün olacak” bilgisini paylaştı.
5 yılda doğal kumaş koleksiyonu yüzde 25'e çıkacak
Üretimlerde doğal kumaşlara olan yönelimin arttığını belirten Camper Türkiye Genel Müdürü Ulaş Divarcı, “Koleksiyonumuzda tencel, bambu gibi kumaşların kullanımını artırıyoruz. Bu yılki koleksiyonumuzun yüzde 10-12’si bu tarz kumaşlardan oluşuyor. Hedefimiz 2030 yılına kadar bu oranı yüzde 20-25’lere çıkarmak” diye konuştu.
source