Epsa Yalıtım, Bursa TEKNOSAB ve Eskişehir OSB’de toplam 30 bin metrekareyi aşan iki üretim tesisinde tam otomasyon hatlarla üretim yaparken, Ar-Ge merkezinde sürdürülebilir hammaddeler, düşük karbon ayak izine sahip formüller ve TS-825 standardına tam uyumlu ürünler geliştiriyor.
Epsa Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Nurcan Özdemir, “Rekabet artık sadece fiyatla değil; kalite, çevresel etki ve uyum kabiliyetiyle belirleniyor. Biz yalnızca ürün değil, geleceği şekillendiren çözümler geliştiriyoruz” dedi.
Şirketin Türkiye’de yapı kimyasalları ve yalıtım sistemleri alanında hızlı büyüyen, teknoloji ve sürdürülebilirlik odaklı bir marka olduğunu belirten Nurcan Özdemir, “Bursa TEKNOSAB ve Eskişehir OSB’de toplam 30 bin metrekareyi aşan iki üretim tesisimiz var. Tam otomasyon hatlarımızla yalnızca yüksek verimlilik değil, aynı zamanda çevre dostu üretim gerçekleştiriyoruz” dedi.
Ürün portföylerine de değinen Nurcan Özdemir, “EPS ısı yalıtım levhaları, poliüretan ve epoksi bazlı zemin kaplamaları, çimento esaslı sıva ve tamir harçları, seramik yapıştırıcıları, su yalıtım çözümleri ve beton katkıları gibi çok yönlü bir ürün gamına sahibiz. Üstelik sadece inşaat sektörüyle sınırlı kalmıyoruz; endüstriyel ambalaj sektörüne de EPP ve EPS enjeksiyon çözümleri sunuyoruz. Otomotivden gıdaya, tekstilden elektroniğe kadar pek çok alanda mühendislik odaklı ambalaj sistemleri geliştiriyoruz” ifadelerini kullandı.
TEKNOSAB’daki tesislerinde devreye aldıkları tam otomatik kalıplama hatları ve çok eksenli CNC kesim teknolojileri sayesinde ambalaj tarafındaki üretim yetkinliklerini de bir üst seviyeye taşıdıklarına atıfta bulunan Epsa Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Nurcan Özdemir, “Şirketimizi rakiplerinden farklı kılan yalnızca bu üretim gücü değil. Epsa ailesi olarak sadece ürün üretmiyoruz, aynı zamanda geleceği şekillendiren çözümler geliştiriyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Rekabetin artık sadece fiyatla değil, kalite, çevresel etki ve uyum kabiliyetiyle belirlendiğinin farkında olduklarına işaret eden Nurcan Özdemir, şöyle devam etti: “Bu nedenle Ar-Ge merkezimizde sürdürülebilir hammaddeler, düşük karbon ayak izine sahip formüller ve yeni TS-825 standardına tam uyumlu ürünler geliştiriyoruz.
Bugün itibarıyla 30 ülkeye ihracat yapıyoruz. Avrupa’daki çevre duyarlılığı yüksek projelerden Ortadoğu’nun zorlu sıcaklık koşullarına kadar farklı coğrafyalarda Epsa ürünleri güvenle tercih ediliyor. CE, TSE ve ISO belgeli ürünlerimizle küresel standartları yakalıyoruz. Stratejimiz çok net, mühendislik gücümüzü, kalite anlayışımızı ve sürdürülebilirlik vizyonumuzu birleştirerek markamızı küresel bir oyuncu haline getirmek istiyoruz.”
Son dönemde çatı, cephe ve yalıtım sistemlerinde öne çıkan yeni teknolojilere değinerek, sektörün hangi yöne doğu evrildiği hakkında da bilgiler veren Nurcan Özdemir, global pazarların artık yalıtımı yalnızca ısıyı içeride tutmak şeklinde tanımladığına atıfta bulundu. Günümüzde enerji üretmek, kaynakları korumak ve yapının çevresiyle uyumlu hale gelmesini sağlamanın da odaklanılın konular arasında başı çektiğine işaret eden Özdemir, “Cephe kaplaması gibi görünen ama aynı zamanda elektrik üreten sistemler özellikle Avrupa’da birçok yeşil bina projesinde standart hale gelmiş durumda. Serin Çatı Teknolojileri, yeşil çatılar, dikey bahçeler var. Biz de yeni nesil EPS levhalarımızı, UV dayanımlı sıvı membranlarımızı ve TS-825’e tam uyumlu cephe sistemlerimizi bu anlayışla geliştirdik. Gelecek artık pasif değil, aktif yalıtımı konuşuyor” ifadelerini kullandı.
Öte yandan artan enerji maliyetleri ve iklim değişikliğinin etkilerine dikkat çeken Nurcan Özdemir, enerji maliyetlerinin günümüzde yalnızca faturaları değil, karar verici davranışlarını da etkilediğini iletti. Eskiden yalıtımın isteğe bağlı olduğunu şimdi ise bir zorunluluk arz ettiğine işaret eden Özdemir, “Çünkü hem iklim değişikliği hem enerji krizi artık binanın tasarımında birinci öncelik. Yeni TS-825 standardı da bunu gösteriyor. Artık yalnızca ısıtma değil, soğutma yükü de dikkate alınmak zorunda. Bu değişim biz üreticiler için bir sınav değil, bir fırsat. EPSA olarak bu dönüşümü yalnızca uyum olarak değil, sorumluluk olarak görüyoruz. Yalıtımı sadece malzeme değil, stratejik yatırım olarak ele alıyoruz” ifadelerini kullandı.
Yalıtım sektöründeki yerli üreticilerin rekabet gücüne de dikkat çeken Nurcan Özdemir, küresel ticarette sadece ‘uygun fiyatla üretim yapan’ ülkelerin devrinin artık bittiği yönünde görüş bildirdi. Kaliteyi sürdürülebilirlikle, mühendisliği yerel ihtiyaçla birleştiren üreticilerin fark yarattığı tespitini yapan Özdemir, Türkiye pazarının önündeki fırsatları ilişkin şunları kaydetti: “Türkiye de bu dönüşümde önemli bir konumda.
Yerli üreticilerimizin rekabet gücü oldukça yüksek ama bu gücün sürdürülebilir olması için bazı temel şartlar var. CE, ISO ve EN gibi uluslararası geçerli kalite belgelerine sahip olmak, her pazara özel teknik danışmanlık sağlayabilmek, güçlü bir distribütör ağı kurmak ve ülke bazlı ürün adaptasyonunu esnek biçimde yapabilmek gibi. Şirketimiz tüm bu başlıklarda uzun vadeli yatırımlar yapıyor. Bugün itibarıyla 30 ülkeye ihracat yapıyoruz ve bu yalnızca bir sayı değil; her bir ülke için ayrı strateji, ayrı çözüm geliştiriyoruz.”
İnşaat sektöründeki durgunluğun etkilerini değerlendiren Nurcan Özdemir, şunları kaydetti: “2025’in ilk yarısında konut sektörü beklenen ivmeyi tam anlamıyla yakalayamadı. Yüksek faiz oranları, artan inşaat maliyetleri ve küresel belirsizlikler, yatırımcıyı temkinli davranmaya itti. Sektörde hemen bir soğuma hissedildi, ilk yarıda bu tabloyu net biçimde gözlemledik. Ancak şirketimiz, bu tip dönemlerde içe kapanmak yerine dışa açılmayı tercih ediyor.
Yılın başından bu yana ihracat kanallarımıza ciddi ağırlık verdik. Almanya’dan Katar’a, Malta’dan Hollanda’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada Epsa ürünleri aktif projelerde kullanılıyor. Bu ülkelerde özellikle enerji verimliliğine dayalı yeşil bina projeleri bizim ürün portföyümüzle örtüşüyor. Yerli mühendislikle geliştirdiğimiz çözümler, küresel standartlarla yarışıyor. İç pazarda ise sınırlı da olsa bir hareketlilik mevcut. Kısacası, durağanlıkta biz yavaşlamadık, sadece yön değiştirdik. Epsa’nın gücü, adaptasyon kabiliyetinde” diye konuştu.
Avrupa pazarında enerji verimliliğinin ön planda olduğunu anlatan Nurcan Özdemir, Ortadoğu pazarının ise yüksek sıcaklık dayanımı gerektiren ürünlere ihtiyaç duyduğu bilgisini verdi. Özdemir, “Biz bu zorluklara uygun özel formülasyonlarla varlık gösteriyoruz. Kuzey Afrika’da hafif ve hızlı uygulanabilir çözümler tercih edilirken, Türk cumhuriyetlerinde soğuk iklim koşullarına karşı yüksek performanslı sistemler öne çıkıyor. Küresel oyuncu olmak artık bir seçenek değil, mecburiyet. Epsa olarak biz bu gerçeklikle hareket ediyoruz. Bugün geldiğimiz noktada yalnızca ürün değil; kalite, güven, mühendislik ve sürdürülebilirlik ihraç ediyoruz” dedi.
TS-825 standardının etkilerine dikkat çeken Nurcan Özdemir, “Isı yalıtım kalınlıkları yurt genelinde yüzde 30-40 arttı. Örneğin İstanbul’da çatılarda artık 8 cm yerine 14 cm yalıtım uygulanması gerekiyor. Bu durum, sadece ürün talebini değil, mimari ve teknik çözümleri de dönüştürüyor. Yani pazar artık sadece büyümüyor, aynı zamanda gelişiyor, nitelik kazanıyor. Epsa ailesi ise bu dönüşümün odağına alarak, ilerliyor” dedi.
Türkiye’de çatı ve cephe sistemleri pazarının büyüklüğüne yönelik değerlendirmelerde bulunan Epsa Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Nurcan Özdemir, pazarın büyümesini yönlendirecek iki temel dinamiğin bulunduğunu bildirdi. Bunları, “Yeniden inşa ve kentsel dönüşüm ihtiyacı” sözleriyle tanımlayan Özdemir, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğinin unutulmaması gerektiğine işaret etti.
“Ülkemizin büyük bölümü aktif fay hatları üzerinde yer alıyor ve bu nedenle yapı stokunun büyük kısmı ya riskli ya da güncel yönetmeliklere uygun değil” diye konuşan Nurcan Özdemir, bu noktada hem yapıların güçlendirilmesi hem de enerji verimliliğiyle donatılmış yeni yapıların inşa edilmesinin artık ertelenemez bir zorunluluk haline geldiğini bildirdi. Deprem gerçeğiyle yaşayan bir coğrafyada, hafif, dayanıklı ve yüksek performanslı yalıtım ürünlerine olan ihtiyacın ise her geçen gün arttığını sözlerine ekleyen Nurcan Özdemir, “Şirketimizin mevcut ihtiyacı karşılamak üzere gerek üretim kapasitesini gerekse ürün çeşitliliğini sürekli güncelleyen bir anlayışıa sahibiz.
Özellikle aktif ve akıllı sistemlerle ısı yükünün yanı sıra soğutma yükünü de dikkate alan yenilikçi ürünlerle rekabetçi yönümüzü destekliyor, sektördeki öncü misyonumuzu koruyoruz. Çünkü günümüzde yalnızca ısıtma değil, soğutma yükü de dikkate alınmak zorundayız. Bu değişim biz üreticiler için bir sınav değil, bir fırsat. Epsa ailesi olarak bu dönüşümü yalnızca uyum olarak değil, sorumluluk olarak görüyoruz. Yalıtımı sadece malzeme değil, stratejik yatırım olarak ele alıyoruz” diye konuştu.