Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde, 10 Ağustos pazar günü meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki deprem bir kişinin ölümüne, 29 kişinin yaralanmasına neden olmuştu.
İTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ziyadin Çakır.
Marmara ve Ege’de hissedilen depremin ardından bilançoyu Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum açıkladı.
Bakan Kurum yaptığı açıklamada, “Balıkesir’de, 152 binada 265 bağımsız bölümün ağır hasarlı ya da yıkık olduğunu, Manisa’da ise 41 binada 53 bağımsız bölümün ağır hasarlı ya da yıkık olduğunu tespit ettik” dedi.
Korkuya neden olan 6.1’lik depremin ardından son açıklama ise bu sabah AFAD’dan geldi. AFAD, depremin ardından son üç günde, bin 235 artçı depremin (saat: 09.30 itibarıyla) kaydedildiğini duyurdu.
Bu depremlerden 19’unun ise büyüklüğünün 4.0’un üzerinde olduğunu açıkladı.
İTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ziyadin Çakır, yaşanan artçı depremleri ve bölgenin depremselliğini, Habertürk’ten Alper Uruş’a anlattı.
“Batı Anadolu Bölgesi’nde çok fazla kırık mevcut. Kuzey güney bir gerilme, irili ufaklı fay hatları bulunuyor. Burada, orta büyüklükte bir deprem meydana geldiğinde, artçıların çok olması da bölgenin yapısıyla da ilgili. Kırılan Sındırgı’nın, Simav ve Gelenbe faylarını tetikleyebileceği, etkileyeceği görüşüne katılmıyorum.
Burada bazı büyük faylar var. Simav fayı, Alaşehir, Gökova’da uzun faylar bulunuyor. Genel olarak bu faylar, 7 civarında deprem üretebilir. Ancak bunun üzerine çıkması beklenmez. Bu bölgeyi cam kırığı gibi düşünebilirsiniz.
Sındırgı’da yaşanan normal fay depremi, 6 ve 6.5 bu bölgede çok normal, Afyonkarahisar’dan batıya doğru bu bölgede her zaman böyle depremler meydana gelebilir.
Artçıları da normal değerlendirmemiz gerekir. Bölgede yerleşim yerlerinin, havzalarda değil; kaya zemin üzerinde olması gerekiyor. Ama evler maalesef düz tarım arazisi üzerine yapılmış ve risk altında.”