"Fenerbahçe taraftarı geri döndü!"

Süper Lig’de yeni sezon heyecanı başladı. Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi ön eleme turundaki Feyenoord zaferi, son şampiyon Galatasaray'ın Gaziantep galibiyeti ve Beşiktaş'ın transfer gündemi ile kadro yapılanması HT Spor'da masaya yatırıldı.

HT Spor’un usta yorumcuları Metin Tekin, Mustafa Denizli ve Rıdvan Dilmen; HT Spor Dijital Yayınlar Müdürü İnanç Ergülen’in moderatörlüğünde bir araya gelerek haftanın öne çıkan başlıklarını değerlendirdi. Programda üç büyüklerin son durumu, yeni transferler, kadro planlamaları ve sezonun ilk haftasındaki performansları detaylı şekilde analiz edildi.

FENERBAHÇE

RIDVAN DİLMEN: FEYENOORD GALİBİYETİ CAMİANIN ÖZGÜVENİNİ GERİ GETİRDİ

Fenerbahçe'nin en büyük problemi özgüven problemiydi. Özgüven için de önünde kırılma maçları olması gerekiyor. Uzun süre kırılma maçlarının hepsini kaybetmiş bir Fenerbahçe vardı. Özellikle bu sene eylül ayındaki kongreyi ve önemli rakibinin (Galatasaray) transferlerini düşünecek olursak, bu maçın bütün camia için ne kadar önemli olduğu aşikardı. Birkaç yıldır kırılma maçlarını kaybeden Fenerbahçe, bu maçtaki skor ve oyunla camianın özgüvenini tekrardan geri getirdi.

"GEÇMİŞTEKİ FENERBAHÇE TARAFTARI, FEYENOORD MAÇINDA GERİ DÖNDÜ"

Fenerbahçe eşiğin ilk etabını atladı. 11 yıldır şampiyon olmayan bir takım ve uzun yıllardır Şampiyonlar Ligi'nde olmayan kulüp, müthiş bir arzuyla oynadı. Son günlerde çok tartışılan "Gençler artık Galatasaraylı oluyor" sözlerinin olduğu ortamda; Fenerbahçe camiasında özellikle taraftarda büyük bir enerji var. Bu enerji karşılığını görmüyordu. Çok eskiden Fenerbahçe'nin top rakipteyken çok etkili bir taraftarı vardı. Geçmişteki Fenerbahçe taraftarı dün akşam geri döndü. Taraftar grubuna 5 üzerinden 5 veriyorum. Fenerbahçe golü yedikten sonra aslında iki maç için toplam skor 3-1 oldu. İlk yarının sonlarında gelen goller; taraftarı geri getirdi.

DİLMEN, FENERBAHÇE'Yİ PUANLADI

Sohbet toplantısı sırasında; Rıdvan Dilmen'den Fenerbahçe'yi Feyenoord karşısında 5 üzerinden puanlamasını istedik/ Rıdvan Dilmen'in puanlaması şöyle;

Taraftar: 5, Mourinho: 5 (İlk defa Mourinho'ya 5 puan veriyorum), İrfan Can Eğribayat: 3, Mert: 3, Skriniar: 3, Oosterwolde: 3, Brown: 4, Amrabat: 4, Fred: 3, Szymanski: 4, Semedo: 3 (Şimdilik, çıkış yapacaktır), En Nesyri: 5, Duran: 3. Yönetime de yaptığı transferlerle, 1 veya 2 bölge hariç çok başarılı bir transfer dönemi geçirdiği için 4 puan veriyorum.

Fenerbahçe’de her maçın cepte 1,5 puan olması için artık oyuncuların taraftarla uyum sağlaması lazım; taraftarın oyuncuya değil.

"SAĞ VE SOL KANAT TRANSFERİ ACABA ÇOK MU GEREKLİ?"

Sağ ve sol kanat transferi arayışları var ama dün gördüğümüz oyun düzeninde “Acaba çok mu gerekli?” diye düşünüyorum. Çift santrfor oynamak için sağ ve sol ön oyuncularına yer kalmıyor. 4-4-2 sisteminde Szymanski, Amrabat ya da Fred’den birini feda etmek gerekir. Öndeki Talisca, En-Nesyri ve Duran’dan biri de forma giyemeyecek.

MUSTAFA DENİZLİ: FEYENOORD MAÇIYLA TARAFTAR DÖNDÜ!

Fenerbahçe'de anormal bir farklılık yok. Farklılık var ama şu andaki iyimser tablonun çizildiği kadar değil. Fenerbahçe ülke futbolu için çok önemli bir sonuç aldı. Fenerbahçe'nin bu sezonki geleceğini Feyenoord maçı değil, Benfica maçı gösterecek. Feyenoord maçı Fenerbahçe'nin ligdeki şampiyonluk yarışı içinde olacağını gösterdi. Yani Galatasaray'ın en büyük rakibi olduğunu gösterdi. Feyenoord maçıyla aslında takım dönmedi, taraftar döndü! Bu tip statlarda deplasmana gelen takımların inanılmaz bir baskı altında oynadığını biliyoruz. Ama geçen sene Fenerbahçe'nin bu avantajı ortadan kalkmıştı. Feyenoord maçında skordan daha önemlisi taraftarla takım ilişkisinin kazanılmış olması.

"FENERBAHÇE SAVUNMASI HAVA TOPLARINDA ZAFİYET YAŞIYOR"

Fenerbahçe'nin Galatasaray ve Beşiktaş'a karşı avantajlı ve dezavantajlı olduğu durumlar var. İki Feyenoord maçı da gösterdi ki Fenerbahçe hava toplarında defansta zafiyet yaşıyor. Her iki maçta da fizikli defans oyuncularına sahip olan Fenerbahçe'nin hava toplarından gol yemesi ciddi bir sorun olur ileride. Oyunun en kritik anlarında Feyenoord'un iki kez karşı karşıya kaldığı pozisyonlar var. Onlardan bir tanesi gol olsa olayın şekli değişebilirdi. Fenerbahçe defansı havadan ve yerden açık vermeye devam ediyor.

"F.BAHÇELİ FUTBOLCULAR ARTIK KENDİ STATLARINA TEDİRGİN ÇIKMAYACAK"

Dünkü Fenerbahçe gösterdi ki bu yıl kanatları iyi kullandığı müddetçe rakiplerine üstünlük sağlar. Orta sahada kaliteli ayakları olmasına rağmen defansif anlayışta zaafları her zaman gözüken bir takım. İlk etapta yaptığı 3 transferin (Brown, Duran, Semedo) katkı sağlayacağı görülüyor. Feyenoord karşısındaki oyun ve skor güven tazelemesi açısından son derece önemli. Fenerbahçeli futbolcular artık kendi statlarına tedirgin çıkmayacaklar. Bu, büyük avantaj. Dördüncü ve beşinci golden sonra Fenerbahçe'nin hem sahadaki, hem kulübedeki futbolcularının müthiş bir coşkuyla bir araya gelerek sarılması, geçen sene sık görmediğimiz tablolardan biriydi. Bu, bir takım için çok büyük avantajdır. Çok iyi transferler yapmak çok önemli değil. Takım olmadan başarı gelmez.

METİN TEKİN: FEYENOORD MAÇLARI BENFICA MAÇLARINDAN DAHA ÖNEMLİYDİ

Bir maçla hiçbir şey ne geri döner ne ileri gider, ne de geri gider. Fenerbahçe için bu maç çok çok çok önemliydi ve bundan sonra çok önemli iki maça daha çıkacak. Ama Feyenoord maçı çok daha önemliydi Benfica maçından. Önemli bir barajı geçtiğini düşünüyorum Fenerbahçe'nin ve Mourinho'nun. Hiçbir şey de iyi başlamamıştı aslında oyun olarak değil ama skor olarak. 1-0 geriye düşüp 5-2'ye getirmek hem oyun anlamında hem güvenoyu anlamında Mourinho'yu da Fenerbahçe takımını da farklı bir yere getirdi. Gerçekten iyi miydi Fenerbahçe? Bence evet.

"EN-NESYRI BENİ HEYECANLANDIRDI"

Duran ile En-Nesyri'nin ilerideki paylaşımının etkili olduğunu düşünüyorum. Çok formda bir En-Nesyri seyrettik. Geçen sene ile en büyük farkı bana göre çok daha dinamik, çok daha fizik kalitesi yukarıda oluşu. Bu kalite yukarıda olunca da sadece bir vuruş santrforu değil, sizi o bölgeye taşıyabilecek bir santrfor olabileceğini de gösterdi. Bir maç hiçbir zaman ölçü değil ama beni heyecanlandırdı. Sanırım Fenerbahçe tribünlerini de heyecanlandırdı.

"YİNE AYNI ORTA SAHA MI OLACAK?"

Benim tek sorum Fenerbahçe'de kadro yapısıyla ilgili; yine aynı orta saha mı olacak? Bana göre büyük soru işareti bu. Amrabat, İsmail, Fred üçlüsünden mi dönecek bu orta saha işi? Bir maç ile sürdürülebilirlik arasında çok derin bir uçurum var. Futbolun gerçek ölçüsü sürdürülebilirlik ve devamlılıktır. Fenerbahçe'nin de buna ihtiyacı var. Tabi çok güçlü bir rakibi var: Galatasaray... Ve bence arkalarında çok da yarışta düşünülmeyen bir Beşiktaş'ın da Fenerbahçe ile yarış içinde olacağını düşünüyorum. Shakhtar maçları Beşiktaş'ı çok geri planda gibi gösteriyor ama geçen seneki 5-0'lık harika Galatasaray galibiyetini hatırlatırım. O maç ölçü olmadığı gibi Shakhtar maçları da ölçü değil bana göre. Yani bu sene Beşiktaş'ın da rakibi olduğunu düşünsün Fenerbahçe.

"MOURINHO, İRFAN CAN'IN FUTBOLCULUĞUYLA TANIŞAMADI"

Fenerbahçe'de transferin bitmemesi gerektiğini düşünüyorum. Net bir orta sahaya ihtiyaç var, öne doğru oynayan ki Szymanski ile orayı oynamaya çalışıyor. Belki alternatifi İrfan Can ama İrfan Can'ı çok dışarıda bırakan bir Fenerbahçe'yi geçen sene izledik. Bana göre Mourinho'nun en büyük hatalarından biri geçen sene oyun bazında değil, oyuncu bazındaydı. İrfan Can Kahveci'nin futbolculuğuyla bence tam tanışamadı Mourinho. İrfan'ı farklı bir yere koydu. Bu sene de çok kullanacakmış gibi gözükmüyor. Bunun ipucunu Szymanski'yi orada kullanarak verdi Feyenoord maçında. Dahil edilmeyen bir İrfan Can Kahveci dışarıda nasıl bir konsantrasyonla bekler, bu çok tartışılır. İrfan artık yönetilmesi zor bir oyuncuya doğru gider, eğer şans verilmezse.

"ORTA SAHA İHTİYACI VAR"

Transferin sonuna kadar en önemli şey, öndeki ikiliyle bütünleşebilecek, bu ikiliyle birlikte olabilecek bir orta saha ihtiyacı var. Ama bu Szymanski değil. Dinamizm olarak Szymanski, koşu olarak Szymanski ama donanım ve teknik kalite olarak ben daha önde bir oyuncunun ihtiyaç olduğunu düşünüyorum Fenerbahçe için. Santrforda En-Nesyri, Duran tamamdır. Savunmada Skriniar'ın liderliğini gördük. Bunlar hep olumlu yönleri Fenerbahçe'nin. Ama en büyük soru işareti orta saha.

GALATASARAY

RIDVAN DİLMEN: MUSLERA İLE SÖZLEŞME UZATMALARI GEREKİYORDU

Galatasaray, Okan Buruk yönetiminde 4. sezonuna başladı. İlk üç sezona baktığımızda önemli olan şu: İlk şampiyon olduğu sezonda kadro yenilenmişti; ikinci sezonda yine takımın yarısı değişti; üçüncü sezonda da kadronun yüzde 60’ı yenilendi. Şampiyonluğa aç oyuncular transfer edilirken kalite de yükseltildi, bu da ekonomik yük getirdi. Bu sezon ise “dur” denildi. Üç yılda istenilen kadro oluşturulduğu için önce Osimhen transferi bitirildi, ardından kaleci transferine odaklanıldı. Muslera’yı sezon içinde ikna edip sözleşme uzatmaları gerekiyordu, çünkü oturmuş bir kadroda zamanlarını kaleci transferiyle geçirmemeleri lazımdı. Belki de kaleci transferi, Osimhen’den önce yapılmalıydı. Osimhen’e 75 milyon Euro ödendiğinde; örneğin Manchester City de Ederson için "Bize de verin" diyecek ve fiyatı düşürmeyecekler.

"G.SARAY TRANSFERDE AZ AMA ÖZ HAMLELER YAPTI"

Osimhen, Sane ve kaleci transferlerinin ardından sağ bek, stoper ve orta saha için fırsat transferleri kovalanacak. Bu sezon transferde az ama öz hamleler yapıldı ve kadro korundu. Kadronun korunması, Gaziantep karşısında oyun ezberinden dolayı kolay galibiyet getirdi. İlk yarıda maç bitti. İkinci yarıdaki dört oyuncu değişikliği ise eylüldeki Şampiyonlar Ligi’ne hazırlık niteliğindeydi.

"OKAN BURUK ASIL YÖNETİCİLİK SINAVINI BU SEZON VERECEK"

Okan Hoca için teknik direktörlük kadar yönetmenin de önemli olduğu bir sezon geliyor. Eylül ayında Icardi dönmüş olacak, sakatlığı geçti. Sane, Barış, Yunus hatta Sallai de hep aynı bölgede oynayan oyuncular olduğu için farklı maçlarda yedek kalacak oyuncular olacak. Icardi ve Osimhen'i oynatmak için bazı yerlerde iletişim ile oyuncuları oturtmak gerekiyor. Okan Buruk iyi bir teknik direktör, iyi bir yönetici ama asıl yöneticilik sınavını bu sezon verecek.

"BURUK, TERİM'E AİT ÜST ÜSTE 4 ŞAMPİYONLUK REKORUNU HEDEFLİYOR"

Takımda özgüven tavan yapmış durumda, Galatasaray'ı beklediğimden çok daha fazla iştahlı gördüm. Hedef öncelikle Şampiyonlar Ligi ama Okan Buruk’un ligde de çok iddialı olduğu, Fatih Terim’e ait olan üst üste 4 şampiyonluk rekorunu hedeflediği görebiliyoruz.

"KALECİ ÖNCE KURTARSIN, SONRA OYUNA SOKSUN"

“Kaleci ayağı iyi olmalı” görüşüne katılıyorum ama zaten büyük takımların kalesine çok fazla top gelmez. Benim felsefem, öncelikle kurtarabilen kalecidir. Günümüzde stoperlerin de ayaklarının iyi olması istenirken, artık kaleciden de bu bekleniyor. Bu önemli bir artıdır ama saplantı haline getirilmemelidir. Önce kurtarsın, sonra oyuna soksun.

"G.SARAY'IN SEZONUNU ICARDI BELİRLEYECEK"

Galatasaray’ın sezonunu Icardi belirleyecek. Sağlıklı dönüşü sonrası rekabeti, Okan Buruk’un oyuncu ilişkilerindeki başarısı belirleyecek. Göründüğü kadar kolay olmayan bir süreç olacak.

MUSTAFA DENİZLİ: G.SARAY, TÜRKİYE'DEKİ DENGELERİ BOZMUŞ DURUMDA

Galatasaray şu anda yaptığı transferlerle Türkiye'deki dengeyi bozmuş durumda. Sezona da iyi bir başlangıç yaptı. Net bir galibiyet aldı. Bıraktığı yerden devam edecekmiş gibi görünüyor. Türkiye'de peşin favori olmak zaman zaman sıkıntı yaratabilir. Ama Galatasaray'ın geçen yıldan devam eden pozitif görüntüsü ortada.

"G.SARAY BU KADRONUN KARŞILIĞINI LİGDE DEĞİL, ŞAMPİYONLAR LİGİ'NDE BEKLEMELİ"

Muslera haricinde neredeyse geçen yılki kadrosunu muhafaza etti. Üzerine de Sane gibi bir hücumcuyu kadrosuna kattı. Baktığımız zaman Galatasaray'ın ligde favori gösterilmesi kolay. Ancak Galatasaray yaptığı harcamaların ve kurduğu kadronun karşılığını ligde değil, Şampiyonlar Ligi'nde beklemeli. Bu kadro Şampiyonlar Ligi'nde en kötü şartlarda ikinci tura çıkmalı. Tabii ki rakipleri kimler olacak daha belli değil ama ne olursa olsun Galatasaray'ın Türkiye standartlarının çok üzerinde bir kadroya sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz.

"OYUNCULAR, OKAN BURUK'LA BÜTÜNLEŞMİŞ"

İki arayışları var. Bir tanesi elzem; o da kaleci. Onu mutlaka alacaklar. Sağ bek konusunda ise ısrarla Boey'in adı geçiyor. Ama Sallai Galatasaray'da standardı en düzgün olan futbolculardan bir tanesi. Her zaman takım içerisinde görevini yapan futbolculardan bir tanesi. Daha iyisini yapma imkanı her zaman var ama daha kötü olma ihtimali düşük. Galatasaray'da oyuncular Okan Buruk'la bütünleşmiş bir görüntü veriyorlar. Bu, bir takım için büyük avantaj. Galatasaray'ın doğru analizini yapmak için Şampiyonlar Ligi maçlarını beklemek lazım.

METİN TEKİN: G.SARAY İÇİN ÜST ÜSTE 3 ŞAMPİYONLUK NE KADAR ZORSA, 4 DAHA ZOR OLACAKTIR

Galatasaray farklı bir kadro, farklı bir oyun. Ve son 3 senenin şampiyonu. Galatasaray'ın kadro açısından bir sorunu yok ama Beşiktaş ve Fenerbahçe'yle ilgili konuşmamda devamlılık ve sürdürülebilirliğin ne kadar önemli olduğundan bahsetmiştim. Galatasaray için de bu üst üste şampiyonluklar için geçerli. Üst üste 3 şampiyonluk ne kadar zorsa 4 daha zor olacaktır, ne kadar güçlü kadrosu olursa olsun.

"G.SARAY SAĞ BEK SORUNUNU KAAN VE SALLAI İLE ÇÖZEBİLİR"

Galatasaray'ın sağ bek sorununu Kaan Ayhan ve Sallai ile halledebileceğini düşünüyorum. Sağ bek arayışından çok orta sahaya yaratıcı bir oyuncu daha bulabilirse çok güçlü bir kadrosu olacaktır. Tabii bir de kaleci arayışı var. Onun nasıl sonuçlanacağını göreceğiz.

"G.SARAY'IN ŞAMPİYONLAR LİGİ'NDEKİ HEDEFİ İKİNCİ TUR OLMALIDIR"

Osimhen, Sane, Barış Alper, Yunus, Icardi gibi isimlere sahipse bir takım Şampiyonlar Ligi'nde hiçbir eşleşmenin en zayıf halkası olamaz. Genelde Şampiyonlar Ligi'nde en zayıf halka olarak dururduk ama bu Galatasaray kadrosunun hangi takımlarla oynarsa oynasın en zayıf halka olması mümkün değil. Yani hedefi ikinci tur olmalıdır Galatasaray'ın. Kabul edelim; bu ligin üzerinde bir kadro oluşturdu Galatasaray. Galatasaray bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde yaptıklarıyla değerlendirilecektir, ligde değil. Galatasaray'ın seviye atlaması için kesinlikle Şampiyonlar Ligi'nde tur atlaması lazım taraftarının gözünde.

BEŞİKTAŞ

RIDVAN DİLMEN: BEŞİKTAŞ'TA SAĞ BEK, SOL KANAT VE STOPER İHTİYACI VAR

Serdal Adalı'nın basın toplantısını dinledim. Nokta atışlarla transferler yaptılar. Çok önemli bir oyuncu olan Orkun Kökçü transfer edildi. Geçen sezon yaşanan santrfor sıkıntısını Abraham ile çözdüler. Sol bek Jurasek için biraz sabır gerekli. Kesinlikle iyi bir sağ bek ve sol öne oynayacak kanat oyuncusu ve bence iyi bir stopere ihtiyaç var. Joao Mario'nun önemli bir yetenek olduğunu vurgulayalım. Hatta Muçi'nin de Beşiktaş'ın en önemli yeteneklerinden birisi olduğunu düşünüyorum.

"KONFERANS LİGİ'NDE BEŞİKTAŞ'IN YARI FİNAL OYNAMA İHTİMALİ YÜZDE 80"

Ön bölgeye öyle bir oyuncu alınmalı ki, Rafa Silva ile yer değiştirebilecek bir kanat opsiyonu olsun. Orkun avantajını doğru kullanmak gerekiyor; Beşiktaş geçiş oyunu oynayan bir takım. Biraz daha set oyununa evrilmesi gerekiyor ve Orkun bunu sağlayacak gibi görünüyor. Konferans Ligi’nde Beşiktaş’ın yarı final oynama ihtimalini yüzde 80 olarak görüyorum.

MUSTAFA DENİZLİ: BEŞİKTAŞ'IN ÖN TARAFI BEYAZ, ARKA TARAFI SİYAH!

Beşiktaş hakikaten siyah-beyaz. Ön tarafı beyaz, arka tarafı siyah. Benim cevap bulamadığım bir soru: Beşiktaş, Masuaku'yu niye yolladı? Bir ara tribünlerin tepkisini çekti fakat ondan sonra Beşiktaş'ın en yararlı futbolcularından biri oldu. Şu anda oraya adam bulamıyor Beşiktaş. Beşiktaş'ın geri dörtlüsü, özellikle merkez savunmacıları Osimhen, Icardi, En-Nesyri, Duran ve Talisca gibi hücumcuların karşısında üstünlük sağlamaları çok zor.

"BEŞİKTAŞ, DEFANSA MİNİMUM 2 BÜYÜK TAKIM OYUNCUSU TRANSFER ETMELİ"

Orkun ve Abraham transferleri, son olarak da Ndidi'nin gelmesi olumlu oldu. Eğer imkan varsa savunmada da daha güçlü isimleri kadrosuna katabilirse şampiyonluktaki iddialı ekiplerden biri olur. Defansa minimum 2 gerçek manada büyük takım oyuncusu transfer etmeli. Bir de sol önde bir sorun yaşarmış gibi gözüküyor ama zaman zaman Joao Mario'nun orada etkili oynayacağını düşünüyorum. Hiçbir şekilde bulamazlarsa o sorunu Joao Mario ile çözebilirler. Abraham, Ndidi ve Orkun'un ise bu lig için, şampiyonluğa oynayan takımlar için yeterli olduğunu düşünüyorum.

"TÜRKİYE'DE TARAFTAR, TAKIMDAKİ SIKINTIYI KATMER KATMER ARTIRIYOR"

Şampiyonluğa oynayan takımlardan birinde kırılganlık başladığı zaman sahaya mutlaka yansıyor. Beşiktaş ve Fenerbahçe, geçtiğimiz yıl ve ondan evvelki yıllarda tribün ve takım birlikteliğinin zorluğunu yaşadılar. Türkiye'de taraftar riskli bir çizgide yürüyor büyük takımlarda. Taraftarın kökeni taraf olmaktan gelir. Bir yerde tarafsan, o taraf olmanı iyi günde de kötü günde de mutlaka göstermen lazım. Türkiye iyi gün taraftarlığı yaşıyor. Gerçek taraftarlık takımı sıkıntılı olduğu zaman ortaya çıkar. Ama Türkiye'de taraftar, takımdaki sıkıntıyı katmer katmer artırıyor. Sezon başında bir takımda kötü gidişat olursa, bu mutlaka tribünle yakından ilişkilidir.

METİN TEKİN: SHAKHTAR MAÇLARI BEŞİKTAŞ İÇİN ÖLÇÜ OLMAMALI

Geçen sezon hiç hazır olmayan bir Galatasaray'a karşı hedef maç seçip 5-0'lık galibiyet almıştı Beşiktaş. Ama kasıma gelindiğinde çok geride bir Beşiktaş vardı. Bu da futboldaki sürdürülebilirlik ve devamlılıkla açıklanabilir. Lig çok doğru bir başarı ölçüsüdür. Ligde kötü bir takım şampiyon olamaz. Herkesten daha iyi takım şampiyon olur. Ama tek maçlı kupalar öyle değildir. Ve bunu cevabını da geçen sezon aldık. Geçen sene nasıl ki 5-0'lık galibiyet ligin akışında ölçü olmadıysa, Shakhtar maçları da Beşiktaş'ın lig akışında ölçü olmamalı.

"BEŞİKTAŞ ÖNDEKİ ALTILIYIDOĞRU YAPARSA YARIŞIN İÇİNDE KALIR"

Bana göre Beşiktaş'ın yapması gereken öndeki 6'lıyı idealize etmek. Çünkü savunmalar organizasyonlardır. Bireysel savunmacılıktan daha çok dörtlünün birlikte organizasyonudur. Eğer öndeki altılıyı doğru yaparsa Beşiktaş, Ndidi'nin de savunmayla birliktelik kurmasıyla bir şekilde kotarabilir ve bu yarışın içinde kalır. Yani muazzam stoper aranmasına gerek kalmayabilir. Beşiktaş'ın ön tarafta tamamlayıcı oyuncuları da var; Muçi gibi. Bakın Muçi kötü bir oyuncu değil. Ama performans alamıyorsunuz. Tekniği var, fizik kalitesi var, oyun kurgusu biraz eksik. Sağda geride de kullanabileceğin bir Rashica var. Bir tek solda giden bir açıkla, yani rakip eksilten, savunmanın arkasına geçebilen bir açıkla sağ kenarda bir oyun kurucunun da olmasıyla Beşiktaş'ın bu yarışın içinde yer alabileceğini düşünüyorum.

"ÇOK PAHALI SANTRFOR GEREKLİ DEĞİL"

Geçtiğimiz senelerde yarıştan çok erken kopan Beşiktaş'ın bu sene bunu yaşamayacağını düşünüyorum. Sadece temenni değil, inancım da bu. Çok pahalı bir santrfor transferinin fayda/maliyet açısından bakınca Beşiktaş için gerekli olmadığını düşünüyorum. Abraham ve alternatifi Mustafa Erhan Hekimoğlu bence yeterli. St. Patrick's maçı tabii ki ölçü değil ama Beşiktaş'ın Avrupa ayağının da olması çok önemli ve çok değerli.

"MASUAKU KONUSUNDA MUSTAFA DENİZLİ'YE KATILIYORUM"

Masuaku konusunda da Mustafa Denizli hocama yüzde yüz katılıyorum. Taraftar tepkisine rağmen tekrar ayağa kalkan bir oyuncu önemli bir oyuncudur. Çünkü geçen sene büyük tepki oldu, tekrar ayağa kalktı. Bu açıdan bakabilmeliydi Beşiktaş.


source