CHP Karabük Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Cevdet Akay, “Ziraat Bankası’nın başta genel müdür olmak üzere bazı yöneticileri, Ziraat Bankası ve Ziraat Katılım’ı babalarının çiftliği gibi kullanmışlar” dedi.
Bankada yaşananlarla ilgili iddialarda bulunan Akay, BDDK’ya “Neden bankaları gerektiği gibi denetlemiyorsunuz? Daha doğrusu, Ziraat Bankası’nı gerçekten denetliyor musunuz? Alparslan Çakar, ‘BDDK bana bir şey yapmaz çünkü başkanın kayınbiraderini Ziraat’a müdür yaptım’ diye ortalıkta konuşuyor” diye seslendi.
CHP Karabük Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Cevdet Akay, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Ziraat Bankası’nda yaşananlarla ilgili iddialarda bulundu.
Akay, Murat Günaçtı’nın sıradan bir iş insanı iken Ziraat bünyesindeki üst düzey yöneticilerle tanışmasıyla beraber mal varlıklarında aşırı bir büyüme ve artış meydana geldiğini söyledi. Murat Günaçtı’nın birçok şirket kurduğunu, arkasında ciddi ortakları bulunduğunu belirten Akay, şu iddiaları dile getirdi:
“Bu kişiye yön veren ve büyümesini sağlayan isim, şu anda Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı olan Süleyman Yalçın’dır. Daha önce bahsettiğim Fikrettin Aksu, bizim açıklamalarımızdan sonra, ‘Ben bu işin küçük ortağıyım, esasında bunların büyük ortağı var, kabak benim başıma patladı’ ifadelerini kullanmış ve büyük ortaklara hiçbir şey olmadığını söylemiştir. Süleyman Yalçın ve Murat Günaçtı ilişkisine özellikle dikkat çekmek gerekir. Murat Günaçtı’nın İzmir’de herhangi bir bankacılık geçmişi olmamasına rağmen, İzmir ve Ege bölgesinde Ziraat Bankası ve Ziraat Katılım’da ‘üstat’ gibi karşılandığı, genel müdür gibi itibar gördüğü ve sözü dinlenen bir kişi haline geldiği biliniyor. Ziraat ile ilişkisi olan iş insanları, kredi tahsisi için bu kişiyle irtibata geçiyor, kredilerini ona onaylatmaya çalışıyor.
Murat Günaçtı, Süleyman Yalçın ekseninde ve üst düzeyde de bağlantıları olan bir isim. Bu kredilerin tahsisi ve onaylanmasının ardından ciddi komisyonlar alınıyor. NSEA Enerji’de Fikrettin Aksu’nun yanı sıra gizli ortaklardan biri Murat Günaçtı, bir diğeri de Süleyman Yalçın’dır. Mersin Marina’da, NSA Enerji’nin Mersin’de aldığı arazinin kutlaması yapılmış ve fotoğrafta Murat Günaçtı ile Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Süleyman Yalçın yer almıştır. Bu kutlamada, enflasyon altında ezilen, perişan olan, özellikle çiftçinin alın teri üzerinden kurulan bir rakı sofrası görülmektedir. Şimdi soruyorum: Neyi kutluyorsunuz? Hak etmediğiniz, kamuya ait kredileri kendi menfaatinize kullanıyorsunuz. Süleyman Yalçın şu anda Finansal Koordinasyon Genel Müdür Yardımcısıdır. Daha önce Ege Bölge Başkanı’ydı. Bu kişilerin mal varlıklarının ve hesap hareketlerinin araştırılması gerekir.
Süleyman Yalçın’ın babasının ve kardeşlerinin üzerine de aynı bölgede birçok sera yapılmıştır. Bunlar tarımla, hayvancılıkla, enerjiyle uğraşıyorlar ve sebepsiz yere mal varlıklarını artırıyorlar. Kamuya zarar veriyor, nüfuzlarını kendi çıkarları için kullanıyorlar. Normalde onaylanacak bir krediyi bile komisyona bağlamışlar. Hayvan alımları için kredi veriliyor, küpe sayısı artırılarak olmayan hayvanlara bile kredi çıkarılıyor. Bu konularla ilgili olarak, özellikle Sezar Apaydın, Sefa Vatan Andran, Murat Özçelik gibi kişilerle ilişkilerinin de araştırılması gerekir. Örneğin Sezar Apaydın, Çağdaş Gümrükleme, Ardahan Besicilik, Seyahat Uluslararası Taşımacılık ve Ege Kobi A.Ş.’nin ortağıdır. Peki bunun görünmeyen gayriresmî ortağı kim? Murat Günaçtı. Kredileri onaylatan kim? Süleyman Yalçın. Özellikle Murat Özçelik isimli bir kişi uyuşturucuyla yakalanmış olmasına rağmen bu kişiye ciddi krediler verilmiş, krediler kapatılmamış ve çalışılmaya devam edilmiştir. Bu konunun da mutlaka araştırılması gerekir.”
“Ziraat Bankası’nın başta genel müdür olmak üzere bazı yöneticileri, Ziraat Bankası ve Ziraat Katılım’ı babalarının çiftliği gibi kullanmışlar” diyen Cevdet Akay, iddialarını şöyle sürdürdü:
“Çakar Kardeşler var. Alparslan Çakar’ın genel müdür olmasının ardından, tabiri caizse geçim sıkıntısı çeken bu kardeşler bir anda şirketler kurup muazzam gelir ve mal varlığına sahip olmaya başladılar. İzmir’deki bir şubeden önce 40 milyon, daha sonra tekrar tekrar 100 milyonu bulan sübvansiyonlu, çok düşük faizli kredileri kendilerine aktarmışlar. Bu işin başında Mehmet Baki Çakar bulunuyor. Ayrıca gayrimenkul sektöründe de yatırımları var. Örneğin ‘ERA Gayrimenkul’ adıyla faaliyet yürütüyorlar. Bir diğer şirketin adı Tanzim İnşaat Enerji Tarım Sanayi Ticaret Ltd. Şti. Kurucusu yine Mehmet Baki Çakar. Adresi İzmir Buca. Bu şirket üzerinden tarım ve hayvancılık işi yapıyor görünüyorlar. Ziraat’tan ve Ziraat Katılım’dan sübvansiyonlu, düşük faizli krediler alarak mal varlıklarını ve gelirlerini artırıyorlar.”
BDDK Başkanı’na seslenen Cevdet Akay, “Neden bankaları gerektiği gibi denetlemiyorsunuz? Daha doğrusu, Ziraat Bankası’nı gerçekten denetliyor musunuz? Alparslan Çakar, ‘BDDK bana bir şey yapmaz. Çünkü başkanın kayınbiraderini Ziraat’a müdür yaptım’ diye ortalıkta konuşuyor” dedi.
Cevdet Akay, iddialarını şöyle sürdürdü:
“Yine bu kardeşlerin çok önemli bir bakanın akrabasıyla da ortaklıkları vardır. Açık ve gizli ortaklıkları bulunuyor, beraber işler yapıyorlar. Bu kişinin adı Beşir Taymur. Çakar kardeşlerle olan ilişkilerinin mutlaka irdelenmesi gerekir. Beşir Taymur hangi önemli bakanın çok yakın akrabasıdır? Bu sorunun yanıtı ortaya çıkarılmalıdır. Biz buradan yetkililere sesleniyoruz: Eğer siz açıklamazsanız, zamanı geldiğinde biz kamuoyuna açıklayacağız. Çünkü bu konunun üstü örtülemez. Çakar kardeşler ile Beşir Taymur arasındaki ortaklıkların detayları araştırılmalı, hangi şirketlerde, hangi projelerde işbirliği yaptıkları tek tek incelenmelidir.
Diğer bir rezillik, Boğaziçi Üniversitesi’nden kıymetli akademisyenler Haluk Örs ve eşi Canan Örs, Ziraat yöneticileri tarafından ortak yatırım yapmaya ikna edilmiş, büyük paralar aktarılmış ve 350 milyona ulaşan kredi kullanılmış. Ancak yatırımlar yarım bırakılmış, krediler ödenememiş ve akademisyenler sorumlu hale getirilmiştir. Buna rağmen hatalı işlemlere imza atan yöneticiler görevlerinden alınmamış, aksine ödüllendirilmişlerdir. Bu konunun BDDK, SPK, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Devlet Denetleme Kurulu ve hatta Türkiye Varlık Fonu tarafından araştırılması elzemdir. Çünkü Ziraat Bankası kamuya aittir. Ama geldiğimiz noktada adeta bir çıkar ağına dönüştürülmüştür.
Bir başka skandal ise, tıpkı Denizbank’taki Seçil Erzan vakasına benzer şekilde, hatta ondan daha vahim bir biçimde Ziraat Bankası’nda yaşanmıştır. Olayın merkezinde, Genel Müdür Alparslan Çakar’ın ve ardından Yönetim Kurulu Başkanı Burhanettin Tanyeri’nin özel kalem müdürlüğünü yapmış olan bir şahıs bulunmaktadır. Bu kişi görevdeyken, bankanın çalışanlarından ‘Size ev ve araba aldıracağım, paranızı düzgün değerlendireceğim, yöneticilerin özel haklarından sizleri de yararlandıracağım’ vaadiyle ciddi paralar toplamıştır. Toplanan bu paralar, vaat edildiği gibi değerlendirilmemiştir. Aksine, paraların tamamı batırılmıştır. Üstelik bu süreç bir defalık değil, yaklaşık üç yıl boyunca devam etmiştir. Üç yıl boyunca bankanın içinde, yöneticilerin gözleri önünde bu kişi para toplamış, çalışanların alın teri birikimleri yok edilmiştir. Sadece paraların kaybolmasıyla da bitmemiştir. Bu paralarla elde edilen gelirlerin kimlerle paylaşıldığı, hangi hesaplara aktarıldığı da belirsizdir. Burada çok ciddi bir çıkar ilişkisi ihtimali vardır. Sonunda bu kişi nitelikli dolandırıcılıktan tutuklanmıştır. Ancak şu soru ortada kalmıştır: Üç yıl boyunca sizin özel kalem müdürlüğünüzü yapan bir kişinin yaptıklarından nasıl haberiniz olmaz? Haberiniz varsa neden gerekeni yapmadınız? Yoksa siz de bu işten menfaat mi sağladınız? Bu olayda sadece dolandırıcı olan kişi değil, arkasındaki isimlerin de araştırılması ve ortaya çıkarılması gerekir çünkü ilişiği kesmekle iş bitmiyor. Önemli olan bu işten zarar gören çalışanların mağduriyetinin giderilmesi, kaybolan paralarının telafi edilmesi ve asıl sorumluların da cezalandırılmasıdır.”
“Bütün bu yaşananlara rağmen yöneticilerin koltuklarında oturmaya devam ettiğini” belirten Cevdet Akay, “Bir yanda halk asgari ücretle geçinmeye çalışırken, onlar milyonluk saatler takıyor, lüks villalarda yaşıyor. Bu tablo kabul edilemez. Artık birilerinin el koyması gerekiyor. Kamu zararı tespit edilmeli, usulsüzlüklerin sorumluları ortaya çıkarılmalı, haksız zenginleşenlerden hesap sorulmalı. Biz açıklamaya devam edeceğiz, kamuoyunun ve yetkililerin de buna sessiz kalmaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.