Uzun süredir sağlık sorunları yaşayan ve Etiler Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde kalan Mete Tunçay bu sabah yaşamını yitirdi. Tarih konusunda yaptığı araştırmalarla ülkemize önemli katkı sağlayan Tunçay’ın vefatı sevenlerini hüzne boğdu. Şimdi ünlü akademisyenin biyografisi gündem oldu ve “Mete Tunçay kimdir” sorusu hızlandı.
Cumhuriyet tarihinin sol düşünce, siyasal teori ve tarih yazımı alanındaki en üretken isimlerinden biri olan Mete Tunçay, araştırmacı kişiliği, akademik öncülüğü ve tartışmalı konulara cesur yaklaşımıyla Türkiye’de sosyal bilimler geleneğine damga vurdu.
1936’da İstanbul’da dünyaya gelen Tunçay, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde başladığı yolculuğu, aynı kurumda doktorluk ve doçentlik unvanlarıyla sürdürdü. 1960’lı yıllarda Londra İktisat ve Siyasal Bilimler Okulu’nda, daha sonra Sovyetler Birliği ve ABD’de yaptığı araştırmalar, düşünsel ufkunu genişletti ve onu Türkiye’de sol hareketler üzerine derinlikli çalışmalar kaleme almaya yöneltti.
Akademinin yanı sıra sendikal hareketler ve entelektüel platformlarla da yakın ilişki kurdu. 1970’lerde DİSK’te araştırmacı olarak çalıştı; 1980’lerde ise Tarih ve Toplum dergisini çıkararak Türkiye’de tarih yazımına yeni bir soluk getirdi. Berlin’den Stanford’a uzanan akademik serüveni, farklı dönemlerde aldığı burs ve davetlerle uluslararası bir boyut kazandı.
Tunçay, Türkiye’de sol akımlar, tek parti dönemi ve siyasal düşünceler tarihi üzerine yaptığı çalışmalarla tanındı. “Türkiye’de Sol Akımlar”, “TC’nde Tek-Parti Yönetiminin Kurulması”, “Cihat ve Tehcir”, “Türkiye Sol Tarihine Notlar” gibi eserleri, hem siyasal tarihin hem de toplumsal hafızanın önemli başvuru kaynakları arasında yer aldı. Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü’nün kurucu başkanı olarak da yeni kuşak tarihçilerin yetişmesine öncülük etti.