Türkiye’de kahve kültürü yeniden yükselişe geçti. Üçüncü dalga kahveciler semt semt yayılırken, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras listesinde yer alan ‘Türk kahvesi’ geleneği evlerde ve bazı kahvehanelerde canlılığını koruyor.
Gençler ‘single-origin’ ve demleme atölyelerine ilgi gösterirken, mahalle esnafı közde pişen, lokum eşlikli fincanlarla sadık müdavimlerini ağırlıyor. Ama diğer taraftan da sektör zincir rekabetle hızla çeşitleniyor. Türkiye’nin gerçek anlamda kahve alışkanlığı 2010’lu yıllarda, çeşitliliğin artmasıyla başladı.
Ve böylece Türkiye’de ithal kahve ve kahve konsantrelerine yönelik ilgi de arttı. Uluslararası Ticaret Merkezi (ITC) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye 2015- 2024 döneminde, kahve ithalatına 2 milyar 698 milyon 473 bin dolar ödedi. İthal kahvenin, 2015’te 153 milyon 392 bin dolar olan faturası, aradan geçen 10 yılda yüzde 224,1 artarak 2024’te 497 milyon 91 bin dolara yükseldi. Ülkenin kahve ihracatı ise 2015-2024 döneminde 354 milyon 568 bin dolarken, bu yılın haziran ayı itibarıyla 55 milyon 627 bin dolar oldu.
Tabi dünyada kahve kültürü daha yaygın. Son 10 yılda dünya kahve keyfi için toplamda 370.3 milyar dolar harcadı. Bu kapsamda, dünya genelinde 2015-2024 döneminde 370,3 milyar dolarlık kahve ithalatı yapılırken, 69 milyar 227 milyon dolarla ABD ilk sırada geldi. Bu ülkeyi, 41 milyar 962 milyon dolarla Almanya ve 28 milyar 987 milyon dolarla Fransa izledi.
Dünyada son 10 yılda en fazla kahve ithalatı yapan diğer ülkeler ise İtalya, Kanada, Belçika, İspanya, Japonya, Hollanda ve İsviçre oldu. Bu 10 ülkenin, söz konusu dönemde yaptığı kahve ithalatı toplamda 238,5 milyar doları buldu. Böylece söz konusu ülkeler, dünya kahve ithalatının yüzde 64,4’ünü gerçekleştirmiş oldu.
Son 10 yılda yapılan kahve ihracatı ise 360,3 milyar dolar olarak hesaplandı. Söz konusu ihracatta, 62 milyar 56 milyon dolarla Brezilya ilk sırada yer aldı. Bu ülkeyi, 28 milyar 649 milyon dolarla İsviçre ve 28 milyar 601 milyon dolarla Kolombiya takip etti. Dünyada en fazla kahve ihracatı yapan diğer ülkeler ise Almanya, Vietnam, İtalya, Honduras, Fransa, Belçika ve Endonezya olarak sıralandı.
Son 10 yılda, Türkiye’ye kahve ithalatının en çok yapıldığı ülkelerin başında 1 milyar 778 milyon 504 bin dolarla Brezilya gelirken, bu ülkeyi 201 milyon 82 bin dolarla Hollanda, 100 milyon 475 bin dolarla İtalya izledi. Aynı dönemde Almanya’dan 80 milyon 978 bin dolarlık ve Kolombiya’dan 79 milyon 984 bin dolarlık ithalat gerçekleştirildi. Bu yılın haziran ayı itibariyle Türkiye’nin kahve ithalatı, 472 milyon 512 bin dolar olarak gerçekleşti. Yılın 6 ayında ithalatta 319 milyon 151 bin dolarla ilk sırayı Brezilya aldı.
Kuraklık bu sene kahve üretimini de vurmak üzere. Bloomberg’in haberine göre, Fildişi Sahili’nde 15 Ağustos’a kadar geçen 30 günlük dönem, son 46 yılın en kurak zamanı oldu. Bu mevsimde yağışların azalması normal olsa da bu yılki kuraklığın boyutunun olağanüstü olduğu söyleniyor. Bu durum, sonbahar hasadı öncesinde kakao meyvelerinin ağaçlarda tutunmasını olumsuz etkileyeceği görüşü de var. Kakao meyveleri şu an gelişiminin zirvesinde. Önümüzdeki üç ay mahsul için kritik. Yağmurun yokluğu, Ekim’de başlayacak ana hasadı zayıflatabilir, arzı sıkıştırabilir ve fiyatları yüksek
tutabilir. New York vadeli işlemleri Aralık’ta rekor kırmıştı; sonrasında gerilese de hâlâ tarihsel olarak yüksek seyrediyor. Bölgede üretim yapan bir çifti, “Yoğun yağışların yokluğu sürüyor. Bazı ağaçların yaprakları dökülüyor, genç meyveler siyaha ya da sarıya dönüyor. Ay sonuna kadar yağmurun dönmesini hâlâ umut ediyoruz” dedi. Gana’da başkent Accra’nın 80 km kuzeyinde çiftçilik yapan Samuel Addo, “Aylarca doğru düzgün yağmur görmedik. Arada hafif yağmurlar var ama pod gelişimi için yeterli değil. Çiçekler strese giriyor, bazıları kuruyor. Daha fazla yağmur lazım” ifadelerini kullandı.