“Suçu peşinden sürükleyen çocuk denilmeli" - Ötüken Haber
DOLAR 40,9750 0,51%
EURO 47,6970 0,56%
ALTIN 4.381,89-0,09
BITCOIN 4630844-1,97%
Ankara
28°

AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

“Suçu peşinden sürükleyen çocuk denilmeli"

“Suçu peşinden sürükleyen çocuk denilmeli"

ABONE OL
Ağustos 20, 2025 08:15
“Suçu peşinden sürükleyen çocuk denilmeli"
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Son dönemde artan çocuk çeteleri ve işlenen cinayetler, Türk Ceza Kanunu’nun 31. maddesinde yer alan yaş küçüklüğü indirimlerini yeniden tartışmaya açtı.

Hukuken çocuklara “sanık” ya da “fail” denmemesi pedagojik gerekçelerle savunulsa da, uygulamadaki indirimlerin caydırıcılığı sorgulanıyor. Hukukçulara göre özellikle kasten öldürme, yaralama, işkence ve cinsel suçlarda yaş küçüklüğünden kaynaklı ceza indirimleri kaldırılmalı, infaz rejimleri ağırlaştırılmalı. Zira 18 yaş altının “suça sürüklenen çocuk” olarak tanımlanması, çetelerin bu boşluğu kullanmasına yol açıyor. Son olarak Ankara’da Hakan Çakır cinayeti ve Mattia Ahmet Minguzzi’nin öldürülmesi, toplumda “artık suça sürüklenen değil, suçu peşinden sürükleyen çocuklardan söz ediyoruz” tepkisini büyüttü.

Avukat Taha Yasin Caner, konuyla ilgili Habertürk’e konuştu. Caner, “Bugün karşı karşıya kaldığımız tablo, artık sadece pedagojik gerekçelerle açıklanamaz. Suçu organize eden, vahşice işleyen ve ardından tehditlerle pervasızca davranan çocuk failler için ‘suça sürüklenen’ tabiri gerçeği yansıtmıyor. Bu kavram daraltılmalı. Burada artık “Suça Sürüklenen Çocuk” değil, “Suçu Peşinden Sürükleyen Çocuk” kavramını kullanmamız gerekir.” açıklamasında bulundu.

“CEZA İNDİRİMLERİ CAYDIRICILIĞI ORTADAN KALDIRIYOR”

Caner, “Hayata karşı işlenen suçlarda, vücut dokunulmazlığına yönelik eylemlerde ve cinsel suçlarda yaş indirimi kaldırılmalı. Bu tür suçlarda çocuklara özgü ceza indirimleri ve infaz rejimleri caydırıcılığı ortadan kaldırıyor, yasa dışı örgütlenmeler de bu boşluğu kullanıyor. Eğer gerekli yasal düzenlemeler ivedilikle yapılmazsa, toplum güvenliği daha büyük tehlikeye girecektir. Caydırıcılığı artırmak ve çocuk çetelerinin önünü kesmek için bu değişiklik artık bir zorunluluktur.” dedi.

“ÇOCUK SUÇLULUĞU SADECE HUKUKİ DEĞİL”

Avukat Çağatay Çakır da Habertürk’e yaptığı açıklamada çocuk suçluluğunun sadece hukuki değil, aynı zamanda sosyo-ekonomik ve psikolojik boyutlarıyla da ele alınması gerektiğini vurguladı. Çakır, “Yasal düzenlemelerdeki sıkılaştırmaların yanı sıra, çocukları suça iten ailevi sorunlar, eğitim eksiklikleri ve riskli çevre koşulları gibi temel faktörlere yönelik önleyici ve rehabilite edici politikaların da eş zamanlı olarak güçlendirilmesi, uzun vadeli çözümler için elzemdir. Mevcut hukuki çerçeve, ‘suça sürüklenen çocuk’ tanımının ötesine geçen, suçun faili ve organizatörü konumundaki çocuklara karşı caydırıcı ve adil bir yanıt oluşturmakta zorlanmaktadır.” diye konuştu.

“REHABİLİTASYON ODAKLI BİR DÜZENLEME YAPILMALI”

Çakır, “Çocuk suçluluğundaki artış ve ağır suçlara karışan çocukların durumu, Türk Ceza Kanunu’ndaki yaş küçüklüğü indirimlerini yeniden gündeme getirmiştir. Almanya ve ABD gibi ülkelerin rehabilitasyon ve caydırıcılık arasında kurduğu farklı denge arayışlarından esinlenerek, Türkiye için de yaş küçüklüğü indirimlerini tamamen kaldırmak yerine daha dengeli bir yaklaşım benimsenebilir. Önerimiz, özellikle kasten öldürme, uyuşturucu madde ticareti gibi ağır veya mükerrer suçlarda, bu indirimlerin 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun çerçevesinde, çocuğun infaz sürecindeki somut rehabilitasyon başarısına bağlanmasıdır. Bu yaklaşım, cezai indirimi otomatik bir hak olmaktan çıkararak, çocuğun ceza infaz kurumunda katılacağı eğitim ve psiko-sosyal programlar neticesinde uzmanlarca hazırlanacak olumlu bir rehabilitasyon raporuna tabi kılar. Böylece, indirim, çocuğun topluma yeniden kazandırılma çabasının bir karşılığı haline gelecek; hem mağdur ve toplum vicdanının tatminine katkı sağlayacak hem de caydırıcılık ilkesi etkin bir şekilde korunmuş olacaktır.” dedi.

“İLGİSİZ KALAN ÇOCUKLAR DİKKAT ÇEKMEK İÇİN SUÇA EĞİLİMLİ OLABİLİYOR”

Çocuk Gelişim Uzmanı/Eğitimci Beste Gençtürk ise Habertürk’e yaptığı açıklamada, “Çocuğun gelişmesi ve karakterinin oluşmasında genetik özelliklerin olduğu kadar çevrenin etkisi de çok fazla var. Aile ortamı arkadaş ortamı çocuğun eğitim hayatı bunların hepsi çocuğu şekillendiriyor. Özellikle 0-6 yaş arasında çocuk, ailesini ya da bakım veren kişi, kişiler kimse onların bir yansıması haline geliyor. Bu yaş döneminde ilgisiz kalmış çocuklarda da bazen dikkat çekmek amaçlı suça eğilim olabiliyor. Çocukların büyürken sağlıklı bir aile ortamı, mutlaka okul öncesi eğitimi alması, pedagojik ve psikolojik olarak da aile tarafından gözlemlenmesi gerekiyor. Herhangi bir sorun olduğunu düşündüklerinde pedagog desteği almaları gerekiyor ki kişiliğin oluştuğu çocukluk dönemi daha sağlıklı geçsin ve sağlıklı bir birey olsunlar.” diye konuştu.

source

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

300x250r
300x250r