"Silah toplama kararından geri dönülemez"
Lübnan Dışişleri Bakanı Yusuf Recci, ülkedeki silahların yalnızca devletin elinde toplanmasına yönelik kararın geri dönülemez olduğunu belirterek, hükümetin Hizbullah’ın silahlarının teslimine ilişkin kararını "tarihi" diye nitelendirdi.
Suudi Arabistan merkezli Al-Arabiya televizyonuna konuşan Dışişleri Bakanı Recci, Lübnan’ın "kendisiyle alakası olmayan akımların işgali ve hakimiyeti altında geçen on yıllar yaşadığını" ifade etti.
Hizbullah’ın "Şii toplumu üzerinden siyaset yaptığını ve Şii toplumunun karar alma iradesini elinden aldığını" ifade eden Recci, ülkedeki silahların yalnızca devletin elinde toplanmasına yönelik kararın geri dönülemez ve "tarihi" olarak niteledi.
Ordunun kendisinden beklenen silahların toplanması için plan hazırlama görevi için 2 haftalık ek süre talep edebileceğini ancak planın Eylül 2025'te sunulacağını belirten Recci, Lübnan hükümetinin İsrail ile yapılan ateşkes anlaşmasının maddelerini uygulaması için ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’tan İsrail'i zorlamasını talep ettiğini kaydetti.
Recci ayrıca, İranlı yetkililerin Lübnan'a yönelik saldırgan sözleri nedeniyle İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Başkanı Ali Laricani'nin Beyrut ziyaretinde kendisiyle görüşmediğini söyledi.
Lübnan yönetiminin İranlılara "Lübnan’ın içişlerine müdahaleyi reddettiklerini" defalarca bildirdiğini vurgulayan Recci, geçmişteki Lübnan yönetimlerinin ülkeyi Arap ülkelerinden uzaklaştırdığını, mevcut yönetimin ise Lübnan’ı yeniden Arap ve uluslararası sahneye taşıdığını savundu.
Laricani, 13 Ağustos'ta resmi ziyaret için geldiği Beyrut'ta sırasıyla Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Meclis Başkanı Nebih Berri, Başbakan Nevvaf Selam ile Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım İle görüşmüştü.
İran lideri Ali Hamaney'in Başdanışmanı Ali Ekber Velayeti, 9 Temmuz'da yaptığı açıklamada, "Lübnan’daki aklıselim sahibi kişilerin, Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını engellemesi ve ABD ile İsrail’in planlarına karşı koyması gerektiğini" söylemişti.
Lübnan hükümetinin Hizbullah'ı silahsızlandırma kararına karşı çıkan Velayeti, Lübnan'daki direnişin, silahsızlandırılmayı hedefleyen komploların karşısında duracağını savunmuştu.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi de 6 Ağustos'ta katıldığı bir televizyon programında, İran’ın müttefiki Hizbullah’ın kararlarına desteğini dile getirmişti.
"Bu konudaki nihai karar Hizbullah’a ait olacaktır. Biz ona uzaktan destek veriyoruz ancak kararlarına müdahale etmiyoruz." diyen Erakçi, Hizbullah’ın silahsızlandırılmasının ilk defa gündeme gelmediğini söylemişti.
Silahlarının toplanması kararı
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 19 Haziran'da Beyrut yönetimine "ülkedeki tüm silahların yalnızca devletin denetiminde toplanmasını öncelikli hedef olarak belirleyen" ABD önerisini sunmuştu.
Lübnan'da silahların devletin tekelinde toplanması gündemiyle 5 Ağustos'ta toplanan Bakanlar Kurulu, "orduya silahların yıl sonuna kadar toplanmasına dair bir plan hazırlama" görevi vermişti.
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım, kararın çıktığı gün yaptığı açıklamada, "İsrail'in saldırıları sürerken Hizbullah'ın gücünden vazgeçmeyi kabul etmeyeceğini, bu yönde yapılan baskıları da kabul etmeyeceğini" ifade etmişti.
Hizbullah'tan 6 Ağustos'ta yapılan yazılı açıklamada da Nevvaf Selam hükümetinin silahların toplanması kararının "Lübnan'ı İsrail'e karşı direniş silahından mahrum bırakacağı" iddia edilerek, bu kararla "büyük bir hata yapıldığı" savunulmuştu.
Enformasyon Bakanı Paul Markus, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, hükümetin aldığı kararlarla ülkede istikrarı sağlamayı, devlet otoritesinin tesisini ve yeniden inşayı hedeflediğini ifade ederek, "Toprakların tamamında, Hizbullah dahil, silahlı varlığın sona erdirilmesi ve sınırda ordunun konuşlandırılması konusunda mutabık kaldık." demişti.
*Fotoğraf: DHA, temsilidir
source