Malezya, ‘palm yağı’nda yeni bir kapı aralıyor - Ötüken Haber
DOLAR 40,9920 0,80%
EURO 48,0364 0,92%
ALTIN 4.443,421,11
BITCOIN %
Ankara
25°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Malezya, ‘palm yağı’nda yeni bir kapı aralıyor

Malezya, ‘palm yağı’nda yeni bir kapı aralıyor

ABONE OL
Ağustos 23, 2025 00:47
Malezya, ‘palm yağı’nda yeni bir kapı aralıyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Mehmet Hanifi GÜLEL

Dünyanın en büyük ikinci palm yağı üreticisi Malez­ya, çevreyi koruyan, sos­yal ilerlemeyi gözeten ve küresel standartlara uygun üretim anlayı­şıyla palmda yeni bir dönemin ka­pısını aralıyor. Ülkede toplam 5.61 milyon hektar alanda yılda yakla­şık 20 milyon ton palm yağı üre­tiliyor.

Türkiye, yıllık 1 milyon tonun üzerinde palm yağı ithal ediyor ve yüzde 94’ünü Malezya’dan temin ediyor. Malezya Palm Yağı Kuru­lu (MPOB) verilerine göre, bu yı­lın ilk altı ayında Türkiye’ye 396 bin 202 ton palm yağı ihraç edil­di. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 366 bin 32 ton seviyesin­deydi. Türkiye, palm yağı ithala­tında Malezya’ya yüzde 21,8 güm­rük vergisi uyguluyor. Buna rağ­men Malezya, Türkiye’nin toplam palm yağı ithalatının yüzde 94’ünü karşılıyor. Bu yüksek pa­yın temel nedeni ise Malezya’da­ki üretim tesislerinin uluslararası sertifikalara sahip olması.

Palm yağı; kek, çikolata, bis­küvi, margarin ve kızartma yağ­ları gibi gıda ürünlerinin yanı sı­ra kozmetik, sabun, şampuan, temizlik ürünleri ve biyoyakıt üretiminde de kullanılıyor. Ürü­nün kullanım alanı her geçen yıl daha da genişliyor.

Palm yağı diyarı: Sabah

Malezya Palm Yağı Konseyi (MPOC), palm yağı üretim en­düstrisini yakından tanıtmak amacıyla bir basın gezisi düzen­ledi. Türkiye, Mısır, Özbekistan, Kazakistan, Filipinler, Hindis­tan ve Pakistan’dan toplam 10 ga­zetecinin davet edildiği progra­ma Türkiye’den yalnızca DÜNYA Gazetesi katıldı. Gezinin ilk du­rağı, 1,48 milyon hektarlık üretim alanına sahip olan Sabah eyaleti oldu. Başkent Kuala Lumpur’dan üç saatlik uçuş mesafesinde, ül­kenin en doğusunda bulunan Sabah, Malezya’nın ikinci bü­yük palm yağı üretim eyaleti ko­numunda. Eyalet ekonomisinin yaklaşık yüzde 90’ı tarıma daya­nırken, adada irili ufaklı binlerce hektar alanda üretim yapan çift­likler bulunuyor.

Sertifikalı üretim öne çıkıyor

Sabah eyaletinde ziyaret ettiği­miz önde gelen büyük çiftlikler­den Sawit Kinabalu Group, faali­yetlerini sürdürülebilirlik odaklı yürütüyor. Şirket, Malezya Sür­dürülebilir Palmiye Yağı (MSPO) sertifikası standartlarına uygun üretim gerçekleştiriyor ve iklim, çevre, sosyal ve yönetişim (ESG) hedeflerine ulaşmak için hem ye­rel hem de uluslararası kuruluş­larla iş birliği yapıyor. Toplamda 67 bin hektarlık alana yayılan 36 plantasyona sahip olan Sawit Ki­nabalu, üretiminin yaklaşık yüz­de 90’ını Avrupa, Ortadoğu, Çin, Hindistan ve Türkiye gibi pazar­lara ihraç ediyor. Şirket, kendi palm yağını işlemekle kalmayıp, bölgedeki 30’dan fazla küçük çift­likten de palmiye meyvesi teda­rik ederek üretim zincirini destek veriyor.

Malezya’nın önde gelen üretici­lerinden Sawit Kinabalu, yalnızca yağ palmiyesi üretimiyle değil, sa­hip olduğu güçlü altyapıyla da dik­kat çekiyor. Şirket; tohum ve fide geliştirme, laboratuvar çalışma­ları, yağ rafinerisi, yemeklik yağ üretimi ve ham yağ için sıvı yağ is­kelesi gibi birçok alanda faaliyet gösteriyor. Palm yağı dışında sı­ğır eti ve hayvan yemi üretimi de şirketin faaliyetleri arasında yer alıyor.

Adanın tropikal iklimi sa­yesinde yılın 12 ayı yağmur yağ­ması ve sürekli yeşil alanların bu­lunması, büyükbaş hayvancılığın palm ağaçlarının gölgesinde ya­pılmasına imkan tanıyor. Ayrıca palm yağının işlenmesi sırasın­da ortaya çıkan, yüksek besleyici özelliğe sahip küspe de hayvan ye­mi olarak değerlendiriliyor. Bu sa­yede tarım ve hayvancılık entegre bir yapıda yürütülüyor.

Şirketin Sürdürülebilirlik Di­rektörü Nazlan Mohamad, sür­dürülebilir arazi kullanımı, eko­sistem restorasyonu ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına yöne­lik yürüttükleri projeleri anlat­tı.

Mohamad, ekili alanları ge­nişletme potansiyelinin tüken­diğini belirterek, bundan sonra halihazırda kullanılan araziler­de verimliliği artırmaya odaklan­dıklarını söyledi. Özellikle küçük çiftçilerin bu süreçte kritik bir rol oynadığını dile getiren Mo­hamad, “Küçük çiftçilerin gübre, kalifiye iş gücü ve tarım teknolo­jilerine sınırlı erişim nedeniyle zorluk yaşıyor. Ayrıca bazı çift­liklerin koruma alanlarının yakı­nında yer alması çevresel riskler oluşturuyor” dedi.

“Gelecek, verimi artırmakta yatıyor”

Palmiye yağı sektörünün gele­ceğine ilişkin değerlendirmeler­de bulunan Mohamad, asıl odak noktasının yeni plantasyonlar kurmak değil, mevcut alanlarda verimliliği artırmak ve sürdürü­lebilir kalkınmayı teşvik etmek olduğunu söyledi. Küçük çiftçi­lerin bu süreçte kilit rol üstlen­diğini vurgulayan Mohamad, on­ların kaliteli girdilere, eğitime ve alternatif gelir kaynaklarına eri­şimlerinin sağlanmasının büyük önem taşıdığını belirtti.

Sürdü­rülebilir üretim kapsamında uy­gulanan yöntemlerden birinin, yağ palmiyesi ağaçlarının arası­na farklı tarımsal ürünler ekmek olduğunu dile getiren Mohamad, bu sayede çiftçilerin gelirlerinin çeşitlendiğini ve biyolojik çeşit­liliğin de korunduğunu kaydetti. Mohamad, “Palm yağı geliştirme artık araziyi genişletmekle ilgili değil. Gelecek, verimliliği artır­makta yatıyor; özellikle de küçük çiftçilerin kaliteli girdilere daha iyi erişim, eğitim ve adil piyasa koşulları yoluyla desteklenme­siyle olur” diye konuştu.

Malezya’daki gezide en dikkat çeken duraklardan biri, geçmişte palmiye yağı plantasyonu olarak kullanılan ancak bugün doğal ha­liyle korunan Sungai Pin Koruma Alanı (SPnCA) oldu. Şirket, bura­ya yeniden palmiye ağacı dikmek yerine kıyı tampon bölgesini ge­nişleterek çevredeki ormanı ko­rumayı tercih etti. SPnCA hakkın­da bilgi veren Mohamad, koruma çalışmalarının sertifikasyon stan­dartlarından çok önce başladığı­nı belirterek, “2000’de bu arazide vahşi hayvan yuvaları keşfettikten sonra bölgenin korunması gerek­tiğine karar verdik. Bugün burası orangutanların en önemli üreme alanlarından biri” dedi.

Toplam 2 bin 632 hektar bü­yüklüğündeki alan; 17 memeli, 17 hassas tür, 6 Borneo endemiği ve 104 kuş türünün yanı sıra 521 bitki ve ağaç türüne ev sahipliği yapıyor. Proje kapsamında 7 bin­den fazla ağaç dikilirken, orman­lık alanlar restore edilip, nehir kıyıları güçlendirilmiş. Ayrıca orangutan göçünü desteklemek için köprüler inşa edildi, yaban hayatı izleme çalışmaları yürü­tülüyor ve ekoturizm faaliyetleri geliştiriliyor.

Yaban hayatı korunuyor

Malezya Palmiye Yağı Yeşil Ko­ruma Vakfı (MPOGCF), palmiye yağı üretiminin çevreye etkileri­ne yönelik eleştirileri azaltmak ve sürdürülebilir uygulamaları teşvik etmek amacıyla yaban ha­yatı koruma projeleri yürütüyor. Vakıf, Borneo orangutanı, Ma­lezya kaplanı, fil ve Malaya güneş ayısı gibi türler için özel rehabi­litasyon merkezleri kurarak bu canlıların popülasyonunun artı­rılmasına destek sağlıyor.

Böyle­ce hem ekosistemin korunması­na katkı sunuluyor hem de pal­miye yağı endüstrisinin yeşil dönüşüm süreci hız kazanıyor. 2019 yılında Malezya Palmiye Yağı Konseyi (MPOC) tarafından hayata geçirilen MPOGCF, sek­törün doğayı koruma konusun­daki hedefini gösteriyor.

“Katma değerli ihracata daha fazla odaklandık”

Malezya’nın rafine edilmiş (RBD) palmiye yağı ve fraksiyonları ihra­catında dünyanın en büyük palmi­ye yağı üreticilerinden biri olmaya devam ettiğini kaydeden Malezya Palm Yağı Konseyi’nin (MPOC) CEO’su Belvinder Sron, ancak MPOC, palmiye özel yağları, oleo­kimyasallar, tokotrienoller ve karo­tenoidler gibi fitobesinler gibi kat­ma değerli ihracata giderek daha fazla odaklandıklarını söyledi.

Söz konusu ürünlerin farklı işlevsel ve besinsel faydalar sunduğunu akta­ran Sron, artan küresel talebin Ma­lezya’nın ihracat portföyünü çeşit­lendirirken, aynı zamanda alt sek­törlerin kapasitesini güçlendirme fırsatı da sunduğuna dikkat çekti. Kozmetik, biyoyakıt ve özel gıda gi­bi sektörlere yayılan palmiye baz­lı ürünlerin hem çevresel hem de ekonomik değer sağladığınına vur­gulayan Sron, “Örneğin, palmiye yağından elde edilen oleokimya­sallar kozmetik formülasyonlarını iyileştiriyor.

PFAD ve POME biyoya­kıtlarda daha temiz enerji için kul­lanılır. Özel palmiye fraksiyonları gıda ürünlerinde besin değerini ve performansı artırıyor. Yüksek de­ğerli uygulamalara doğru bu geçiş, sürdürülebilirlik hedeflerini des­teklemekle kalmaz, aynı zamanda ihracat gelirlerini artırıyor ve toplu emtia ticaretine olan bağımlılığı azaltıyor” dedi.

Malezya’nın hedefinin hacim açı­sından en büyük palmiye yağı üre­ticisi olmadığını ifade eden MPOC CEO’su Belvinder Sron, asıl hedef­lerinin sürdürülebilirlik, sorumlu­luk ve kapsayıcılıkta lider olmak olduğunu aktardı. Palmiye yağının kırsal kesimin geçim kaynağı ve ih­racat gelirleri içinde önemli yer al­dığını anlatan Sron, şunları söyledi:

“Malezya’nın uzun vadeli odak noktası; küresel standartları kar­şılayan, ekonomik büyüme ile çevre koruma ve sosyal ilerleme arasında denge sağlayan yüksek kaliteli palmiye yağı üretmek. Bu vizyonun anahtarı, çevre koruma, işçi hakları ve iyi tarım uygulama­ları konusunda sıkı standartlar uygulayan zorunlu Malezya Sür­dürülebilir Palmiye Yağı (MSPO) sertifikasından geçiyor. Malezya ayrıca ormansızlaşmayı sınırlandı­rıyor, biyolojik çeşitliliği koruyor ve plantasyonları genişletmek yerine mevcut arazilerde daha yüksek verimliliği teşvik ediyor. Bu çaba­lar, Malezya’yı sadece büyük bir ihracatçı olarak değil, aynı zaman­da sürdürülebilir palmiye yağı ko­nusunda güvenilir bir küresel ülke olarak konumlandırıyor.”

Bir hektardan 3.58 ton yağ elde edilebiliyor

-Genç yağ palmiyeleri, tarlaya dikilmeden önce yaklaşık bir yıl boyunca fidanlıkta yetiştiriliyor. Dikimden sonraki üç yılın ardından meyve hasadına başlanıyor ve ağaçlar yaklaşık 30 yıl boyunca ürün vermeye devam ediyor.

-Bu süreçte palmiyeler 15 metreye kadar uzayarak elle hasadı zorlaştırıyor. Palm ağaçları, dikimden yedi-sekiz yıl sonra tam randımanlı üretim seviyesine ulaşıyor.

-Ekonomik ömürleri nedeniyle palm üretiminde bir yandan yeni plantasyonlar kurulurken, diğer yandan verimliliğini kaybeden ağaçlar sökülerek yerlerine yenileri dikiliyor.

-Yetişkin ağaçların bulunduğu plantasyonlarda hektar başına 3,58 ton ham palmiye yağı elde edilebiliyor. Bu rakam, ayçiçeği yağında elde edilen verimin neredeyse iki katına karşılık geliyor.

source

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

300x250r
300x250r