Litvanya, Rusya ve Belarus sınırına inşa edeceği savunma hattıyla Avrupa’da “yeni bir Demir Perde” olarak nitelendirilen projenin ilk adımını attı. Bu hamle, Letonya, Estonya ve Polonya ile birlikte yürütülen ve NATO’nun doğu kanadını olası bir Rus işgaline karşı korumayı amaçlayan devasa “Baltık Savunma Hattı”nın bir parçası.
2024’ün başından beri yapım aşamasında olan proje tamamlandığında, 1.500 kilometreyi aşan bir askeri engel hattı oluşturacak.
Mayın tarlaları, tanksavar hendekleri, “ejderha dişi” olarak bilinen beton bloklar ve güçlendirilmiş altyapıdan oluşan hat, Moskova’nın Kaliningrad veya Belarus üzerinden ilerlemesini durdurmak için tasarlandı.
Bu hummalı çalışmaların arkasında, Avrupalı istihbarat örgütlerinden gelen ve tonu giderek yükselen uyarılar yatıyor. Alman Genelkurmay Başkanı Carsten Breuer’e göre Rusya, artan tank ve füze üretiminin ardından dört yıldan kısa bir süre içinde NATO topraklarına saldırabilecek kapasiteye ulaşabilir.
Letonya ve Danimarka istihbaratı da, Ukrayna’daki savaşın donması halinde Kremlin’in Baltık sınırına yığınak yapacağı ve doğrudan saldırı riskinin artacağı sonucuna varıyor. Baltık ülkeleri, 2029’dan önce gerçekleşebileceği düşünülen bu tehdide karşı hazırlıklarını hızlandırmak için AB fonlarından destek bekliyor.
Litvanya’nın başlattığı 48 kilometrelik ilk etap, üç katmanlı bir savunma öngörüyor. Sınırda tanksavar hendekleri ve mayın tarlalarıyla başlayacak olan hat, geride piyade mevzileriyle desteklenecek. Vilnius yönetimi, bu projelerle eş zamanlı olarak askeri bütçesini Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın %5,5’ine çıkararak Almanya’dan Leopard tankları ve İsrail’den Spike tanksavar füzeleri gibi kritik silah sistemleri satın alıyor.
NATO’nun “Aşil topuğu” olarak görülen Suwalki Koridoru ise endişelerin merkezinde yer alıyor. Polonya’yı Baltık ülkelerine bağlayan bu dar kara parçası, Rusya tarafından işgal edilmesi halinde Estonya, Letonya ve Litvanya’yı ittifakın geri kalanından tamamen izole edebilir. Bölgedeki “Brave Griffin” gibi askeri tatbikatlar, bu hassas noktanın savunulmasına odaklanıyor.
Baltık ülkelerinin bu adımları, Ukrayna’daki savaşın Doğu Avrupa’da tetiklediği yeni silahlanma yarışını gözler önüne seriyor. Bir yanda Baltıklar ve Polonya sınırlarını tahkim ederken, diğer yanda Almanya devasa yeniden silahlanma programları açıklıyor. Moskova’nın da askeri üretimini artırmasıyla, kıta Soğuk Savaş’tan bu yana unutulduğu düşünülen bir blok mantığına hızla geri dönüyor. Bu gelişmeler, Rusya’nın Ukrayna’daki enerji altyapısına yönelik saldırılarını yoğunlaştırdığı bir dönemde yaşanıyor.