İTB Başkanı Işınsu Kestelli: Tarımda tahsil edilemeyen alacak 6,7 milyar lirayı buldu
Özlem SARSIN
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Işınsu Kestelli, üreticilerin uzun bir süredir girdi maliyetleri ile kur arasındaki dengenin bozulması nedeniyle sıkıntılı günler geçirdiğini söyledi. Tarım sektörünün kredi hacminin yüzde 1,81 artarak 1 trilyon 65 milyar lirayı geçtiğini ifade eden Kestelli, sektörde tahsil edilemeyen alacakların ise 6,7 milyar lirayı bulduğunu, takipteki alacak miktarının bir yıl içinde yüzde 166 artarak artış hızı bakımından tüm sektörleri geride bıraktığına işaret etti.
Kestelli, “Bu tablo, çiftçimizin yaşadığı borç yükünün ve kur şokları ile artan girdi maliyetlerinin yarattığı baskının en açık göstergesi. Ortada çözümsüz bir durum yok ancak mevcut şartlara göre revize edilmesi gereken bir süreç yönetimi izlenmesi gerekiyor.
Kalıcı bir iyileşme için tarımda girdi maliyetlerinin ve kredi faiz oranlarının düşürülmesi, kredi geri ödemelerinin hasat dönemlerine uyumlu hale getirilmesi ve özellikle küçük ölçekli aile işletmelerinin finansmana erişim kanallarının güçlendirilmesi gerekiyor. Bu önlemlerin hayata geçirilmesiyle, üreticilerimizin bir nebze rahatlayacağını ve ülke ekonomisinin daha sağlam bir zemine oturacağını özellikle belirtmek istiyorum” dedi.
"Sezon kolay geçmedi"
Geride bırakılan sezonun kolay geçmediğine dikkat çeken Kestelli, bölge için değerli birçok ürün grubunda farklı sorunlar yaşandığını söyleyerek, “Bunların başında da kuru incir yer alıyor. 2024/25 sezonu boyunca incir, gündemimizin hep ön sıralarındaydı. Ülkemizin dünya kuru incir ticaretinin yaklaşık yarısını karşıladığını ve bu sezon 350 milyon dolarlık ihracat yaptığımızı düşündüğümüzde, incirin ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyoruz.
Ama tabii ki işler her zaman istediğimiz gibi gitmiyor. İklim değişikliği üretimde ve depolamada ciddi sıkıntılar yaratıyor; aflatoksin ve okratoksin riski artıyor. Avrupa’dan geri dönen her ürün, sadece firmalarımızı değil, ülkemizin prestijini de etkiliyor. Bu nedenle, bu sezon aynı sıkıntıları yaşamamak için üreticiden tüccara, ihracatçıya kadar herkesin aynı hassasiyetle hareket etmesi şart” dedi.
“Tarım sektörü gençlerin ilgisini çekmiyor”
İzmir Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer de Türkiye’de tarım sektöründe çalışanların yaş ortalamasının giderek yükseldiğini söyleyerek, genç nüfusun tarımdan uzaklaştığını ifade etti. Tuncer, “Bu sorunun temel nedeni; tarımdaki düşük gelir, iş gücü yoğunluğu ve belirsiz pazar koşulları. Çağımızın gençleri teknolojiye daha açık, inovatif ve risk almaya yatkın.
Bu nedenle, tarım sektörü gençlerin ilgilisini yeterince çekmiyor. Sektörün geleceğini şekillendirecek kritik bir güç olan gençlerimize tarım, teknoloji ve sanayi entegrasyonundan oluşan yeni iş modelleri sunmalıyız. Genç potansiyelimizi tarıma değer katan bir nesil olarak yetiştirmek için daha stratejik politikalar üretmeliyiz. Örneğin, İzmir Tarım Teknoloji Merkezi gibi önemli araştırma ve uygulama merkezleri gençlerimizin tarıma yönelmelerinde kaldıraç olarak kullanılabilir” diye konuştu.
“Pamuk, incir, üzüm ülkemizin geleceği”
Üzümde ise nisan ayında yaşanan zirai donun, sezonun kaderini değiştirdiğini kaydeden Kestelli, bazı bölgelerde kayıpların yüzde 100’e kadar çıktığını vurguladı. Kestelli, “Eğer o don yaşanmamış olsaydı, belki rekor seviyede bir üretim yılı konuşuyor olacaktık. Ama maalesef geçtiğimiz seneye göre yaklaşık yüzde 20’lik bir rekolte düşüşü söz konusu. Umarım hem üretici için kazançlı hem ihracatçı için rekabet edilebilir bir sezon olur. Pamukta da durum farklı değil.
Bu yıl ekim alanlarımızın yaklaşık yüzde 20 daralması öngörülüyor. Su kaynaklarımız azalıyor, maliyetler artıyor, ama fiyatlar tatmin edici değil. Desteklemeler ise yetersiz. Bu durum üreticiyi pamuktan uzaklaştırıyor. Arz problemi yaşanınca da ithalat kaçınılmaz hale geliyor. Unutmayalım ki, kendi toprağımızda güçlü olduğumuz ürünleri kaybetmek sadece ekonomik bir kayıp değil, stratejik bir risktir.
Pamuk, incir, üzüm… Bunlar sadece tarımsal bir ürün değil, bölgemizin ve ülkemizin geleceği. Bu nedenle hep birlikte, iş birliğiyle ve dikkatle hareket edersek hem üretici kazanır hem ihracatçı rekabet gücünü korur hem de Türkiye küresel tarım ve ticaret arenasında yerini sağlamlaştırır. Aksi ise geri döndürülemez neticeler yaratır” uyarısında bulundu.
source