Kuzey Afrika’nın çelik yatırımları Avrupa'ya Yeşil Dönüşüm getirecek

EVRİM KÜÇÜK

Avrupa Birliği’nin 2027’de devreye alacağı Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM), Kuzey Afrika ülkelerini Avrupa çelik sanayii için yeni tedarik merkezi haline getirmeye aday. Bölge bol güneşi, demir cevheri rezervleri ve düşük karbonlu üretim yapısı sayesinde Avrupa’nın yeşil dönüşümünde kilit rol üstlenmeye hazırlanıyor.

DRI üretimi öne çıkıyor Son yıllarda Mısır, Cezayir, Tunus ve Libya gibi ülkelerde çelik talebi, özellikle inşaat sektörünün ihtiyaçlarıyla büyüyor. Ancak asıl dikkat çeken nokta, doğrudan indirgenmiş demir (DRI) üretimindeki hızlı artış. Bu üretim modeli, elektrik ark ocakları (EAF) ile birleştiğinde karbon ayak izini önemli ölçüde düşürüyor. CBAM’ın yürürlüğe girmesiyle Avrupa çelik üreticileri, yüksek emisyonlu yüksek fırınlarda (BF) üretilen pik demire alternatif arayacak. Coğrafi yakınlık, lojistik maliyetlerinin düşüklüğü ve daha düşük Scope 3 emisyonları, Kuzey Afrika’yı Körfez ülkelerine göre avantajlı hale getiriyor.

Uzmanlara göre, önümüzdeki beş yılda Avrupa’ya Kuzey Afrika kaynaklı DRI ihracatı birkaç milyon ton seviyesine ulaşabilir. Bu süreç, aynı zamanda bölge ülkelerinde yeşil hidrojen ve yenilenebilir enerji yatırımlarını da hızlandıracak.

Dev yatırımlar yolda Bölgedeki ülkeler, Avrupa pazarının açılacağı beklentisiyle milyarlarca dolarlık projeler açıklıyor. GMK Center tarafından yapılan derlemeye göre bu projelerin bazıları şöyle:

■ Mısır: Süveyş ekonomik bölgesinde, Alman SMS Group teknolojisiyle 2,5 milyon tonluk DRI tesisi kuruluyor. Yatırımın değeri 1 milyar euro, kapasite ileride 4 milyon tona çıkacak. Mısır, enerji karışımındaki yenilenebilir enerji kaynaklarının payını 2022'de yüzde 20'den 2030'da yüzde 42'ye, 2024'te ise yüzde 58'e çıkarmayı planlıyor. Hükümetin portföyünde, toplam kapasitesi 55 GW olan rüzgar ve güneş enerjisi santrallerinin inşasına yönelik 16 proje bulunuyor. 

■ Cezayir: Copresud ve İtalyan CEIP Scarl’ın 1 milyar euro değerindeki tesisinin kapasitesinin 2,5 milyon ton olması öngörülüyor. Cezayir, 2030’a kadar 22 GW güneş ve rüzgâr kapasitesine ulaşmayı planlıyor.

■ Libya: Tosyalı Holding ile devlet şirketi SULB, yıllık 8,1 milyon tonla dünyanın en büyük DRI tesisini kurmayı hedefliyor. Ayrıca LISCO da 2 milyon tonluk yeni tesis planlıyor. Ekipman tedarikçisi ise İtalyan Danieli olacak. Sürdürülebilir Enerji Ulusal Stratejisi, 2035 yılına kadar yeşil kapasitelerin 4,1 GW'a kadar büyümesini öngörüyor. Yeşil kapasitelerin enerji dengesindeki payı yüzde 25 olacak;

■ Fas: “Moroccan Off er” programı kapsamında Nareva, hidrojen bazlı DRI ve yeşil amonyak üretimi için hazırlık yapıyor. 2030’da yüzde 52 yenilenebilir oranına ulaşmak istiyor. Bu durumda RES'in kurulu gücü 1,9 GW'tan 16,3 GW'a yükselecek. 

■ Tunus, 2035’te yüzde 50, 2050’de yüzde 100 yenilenebilir hedefi koydu. Yenilenebilir enerji kaynaklarının (RES) kurulu gücü 2021'deki 0,4 GW'tan 2030'da 4 GW'a yükselecek. 

■ Moritanya: Devlet şirketi SNIM, CWP Global ile ortaklaşa yıllık 2,5 milyon ton kapasiteli DRI tesisi kurmayı planlıyor. Proje, 5,5 GW yenilenebilir enerji ve yeşil hidrojen üretimiyle desteklenecek. 2030’a kadar 16 GW’lık yeşil hidrojen projeleri planlıyor.

Riskler ve finansman açığı 

Bölgenin en büyük handikapı, Körfez ülkeleri kadar güçlü mali kaynaklara sahip olmaması. Yatırımlar büyük ölçüde Avrupa Yatırım Bankası, Afrika Kalkınma Bankası gibi kurumların desteğine bağlı. Ancak sağlanan fonlar, ihtiyaçların çok gerisinde kalıyor. Mısır’ın 2030’a kadar yeşil dönüşüm için 246 milyar dolar finansmana ihtiyacı bulunurken, EIB bugüne kadar yalnızca 312 milyon dolar kaynak sağladı.

Hidrojen stratejileri

Kuzey Afrika ülkeleri, sadece çelik değil aynı zamanda hidrojen ihracatçısı olmayı da hedefliyor. Mısır 2040’ta 5,8 milyon ton, Cezayir 1 milyon ton, Tunus ise 2050’de 6,3 milyon ton yeşil hidrojen ihracatı planlıyor. Moritanya’nın projeleri ise ülkeyi küresel hidrojen pazarında yüzde 1,5 paya taşıyabilir.

 

 


source