Nurdoğan A. ERGÜN
Ekonomik dalgalanmaların da etkisiyle rekabetin iyice keskinleştiği küresel pazarda, hazır giyim sektöründe bir ürünün başarısı, artık sadece üretim kalitesiyle ölçülmüyor. Tüketicinin de artık sadece bir kıyafet değil, bir hikaye, bir yaşam tarzı satın almak istemesi, ürünlerde özgünlük arayışını artırıyor.
Hal böyle olunca marka ve tasarım, bir hazır giyim ürününün değerini ve ekonomik potansiyelini katlayarak artırıyor. Son 2.5-3 yıldır uluslararası rekabette kan kaybeden Türkiye hazır giyim endüstrisi de eski gücüne ulaşmak için tasarımı yeniden keşfediyor. İhracat gelirini artırmada tasarımın kilit bir rol üstlendiğini vurgulayan Moda Tasarımcıları Derneği (MTD) Başkanı Belma Özdemir, tasarım odaklı ürünlerin, klasik üretime kıyasla beş kata kadar daha fazla katma değer yarattığını belirtti.
Türk moda endüstrisinin yalnızca bir üretim merkezi olmaktan çıkıp, yaratıcı bir ekol olma hedefine işaret eden Özdemir, “Tasarım, bir markanın kimliğini ve geleceğini belirleyen en kritik unsur. Sergilenen her parça, sadece bir giysi değil, aynı zamanda evrensel moda diline katkı sunan bir imza niteliğinde” dedi. “Tasarım, artık bir lüks değil, bir zorunluluk” diyen Özdemir, Türk modasının bu dönüşümle birlikte kalıcı bir marka kimliği oluşturacağını ve ihracat gelirlerini katlayarak artıracağını vurguladı. Özdemir’e göre, bu stratejik adım, Türkiye ekonomisi için de yeni bir büyüme motoru olma potansiyeli taşıyor.
Avrupa’nın en büyük hazır giyim etkinliği olan İstanbul Hazır Giyim ve Moda Fuarı (İstanbul Fashion Connection-IFCO) Türk moda sahnesinin en çarpıcı gösterim alanlarından biri olan The Core İstanbul alanıyla Türkiye’nin önde gelen 24 moda tasarımcısını bir araya getirdi.
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon ihracatçıları Birliği’nin (İHKİB) iştiraki İTKİB Fuarcılık tarafından bu yıl sekizincisi düzenlenen fuar, The Core İstanbul’da Arzu Kaprol, Aylin Çetinkaya, Belma Özdemir, Ceren Ocak, Elif Cığızoğlu, Emre Erdemoğlu, Erkan Demiroglu, Gökay Gündoğdu, Gökhan Yavaş, Gönül Altunışık, Hatice Gökçe, Mehmet Emiroğlu, Mehtap Elaidi, Meltem Özbek, Mert Erkan, Murat Aytulum, Özlem Erkan, Özlem Kaya, Özlem Süer, Şansım Adalı, Tanju Babacan, Tugba Ergin, Yakup Biçer ve 2021 yılında hayatını kaybeden tasarımcı Bahar Korçan adına kızı Lal’i ağırladı.
Belma Özdemir’e göre The Core İstanbul, kültürel köklerden beslenen, çağdaş dünyaya seslenen ve uluslararası moda diline katkı sunan güçlü bir “Türk imzası” niteliğinde. Özdemir, bu tür etkinliklerin sektörün görünürlüğünü artırmanın ötesinde, tasarımcılar için dünyaya açılan bir kapı işlevi gördüğünü belirtti.
Belma Özdemir, bu tür etkinliklerin sektörün görünürlüğünü artırmanın yanı sıra, tasarımcılar için yeni iş birlikleri ve yaratıcı buluşma noktaları oluşturduğunu belirtti. Ona göre, IFCO gibi küresel fuarlarda kurulan her temas, ticari bir bağlantının ötesinde, Türk modasının marka değerini yükselten bir adım oluyor.
Türk hazır giyim üreticisinin de tasarımın önemini fark ettiğini dile getiren Belma Özdemir, “Eskiden Türkiye, daha çok ürün üreten ve ihraç eden ülke olarak bilinirdi. Günümüzde rekabetçilikte öne çıkmak için tasarım ve moda çok önemli hale geldi. Zaten bu iş durduğu anda biter. Eğer koleksiyon yapmazsanız ve vitrine çıkarmazsanız bunun bir devamlılığı olamaz” dedi.
Türkiye’de Hakan Akkaya, Arzu Kaprol, Niyazi Erdoğan, Zeynep Tosun gibi isimler, tasarımlarını Paris, Milano ve New York moda haftalarında sergileyerek Türkiye’yi başarıyla temsil ediyor. İstanbul Fashion Week (IFW) gibi etkinlikler, Türk tasarımcılarının koleksiyonlarını küresel platformlarda sergilemesine olanak tanıyor. Türkiye’deki moda ve tasarım sektörü, geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor:
1-Tekstil ve hazır giyim:
Türkiye, dünyanın en büyük tekstil ihracatçılarından biri. Birçok uluslararası marka, üretimlerini Türkiye’de yaptırıyor. Bu durum, yerel tasarımcılar için büyük bir ekosistem yaratıyor.
2- Ayakkabı vederi ürünleri:
Kaliteli deri işçiliğiyle bilinen Türkiye, ayakkabı ve çanta tasarımında da iddialı bir konumda.
3-Takı tasarımı:
Geleneksel Türk motifleri ve modern tasarımları harmanlayan takı tasarımcıları, uluslararası pazarda kendilerine yer ediniyor.
4-Sürdürülebilir moda:
Son yıllarda sürdürülebilirlik kavramı, Türk moda sektöründe de önem kazanmaya başladı. Ekolojik kumaş kullanımı, geri dönüşüm ve etik üretim süreçleri giderek
Moda endüstrisi, hazır giyimden lüks markalara, ayakkabıdan aksesuarlara kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Bu nedenle, sektörün toplam pazar hacmini tek bir rakamla ifade etmek zor. Ancak, çeşitli pazar araştırma şirketlerinin raporlarına göre, küresel moda endüstrisinin değeri 2023 itibarıyla 1.7 trilyon doların üzerinde olarak tahmin ediliyor.
Bu rakamın önümüzdeki yıllarda artarak 2030’a kadar yaklaşık 3 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Türkiye de sahip olduğu güçlü tekstil ve hazır giyim üretimi sayesinde, bu dev pazarın önemli bir oyuncusu. Türkiye, uluslararası markalar için tercih edilen bir üretim merkezi haline geliyor. Üretimdeki gücünü korumaya çalışan Türk moda endüstrisi, hem de markalaşmaya ve tasarıma daha fazla yatırım yaparak küresel pazardaki rekabet gücünü artırmak istiyor.
Modada sürdürülebilirlik, artık geçici bir trendin ötesinde, tüm sektörü dönüştüren köklü bir yaklaşım haline geldi. Bu hareket, ‘hızlı moda’nın yol açtığı çevresel ve sosyal sorunlara bir tepki olarak doğdu. Son yıllarda artan çevre bilincinin moda tarafında da kendini gösterdiğini söyleyen Belma Özdemir, “Özellikle gençlerin bu yöndeki talepleri tasarımların koleksiyonlarını yönlendiriyor” diye konuştu.