Özdemir: Türkiye, dünyanın en önemli gıda üreticisi ve tedarikçisi konumuna gelebilir
Diğer yandan, açlıkla birlikte gıda güvensizliğine de dikkat çekildiğini belirten Özdemir, “Dünya nüfusunun yüzde 10,1’i olan 828 milyon insanın şiddetli düzeyde besin güvensizliği yaşadığı, başka bir ifadeyle besleyici ve yeterli gıdaya erişimde büyük sorunları olduğu belirtilmektedir. Orta ve şiddetli gıda güvensizlik seviyeleri birlikte değerlendirildiğinde, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 28’i, yani yaklaşık 2,3 milyar kişi gıda güvensizliği ile karşı karşıyadır” dedi.
“Türkiye doğru planlamayla gıda güvensizliği yaşamaz”
Türkiye açısından incelendiğinde ise 2004-06 döneminde yüzde 9,4 olan yetersiz beslenme oranının 2022-24 döneminde yüzde 2,5’in altına düştüğünü sözlerine ekleyen Özdemir, öte yandan 2017’de Türkiye’de 3,45 dolar olan sağlıklı beslenmenin kişi başı günlük maliyetinin, 2024’te 4,77 dolar olduğunu kaydetti.
Stratejik sektör olan tarımın sahip olduğu potansiyel ve bu potansiyeli harekete geçirecek olan doğru bir planlamayla Türkiye’nin, uzak gelecekte dahi yetersiz beslenme ve gıda güvensizliği yaşamayacak ülkelerden biri olabileceğine dikkat çeken Özdemir, “Birincisi, Türkiye farklı iklimlere, biyoçeşitliliğe ve geniş ürün yelpazesine sahip bir ülkedir. İkincisi, üretim kültürü yerleşmiş ve ticaret donanımı güçlüdür. Üçüncüsü, gelişmiş gıda sanayisi ile ithalat yoluyla getirilen hammaddeleri işleyerek katma değer yaratacak şekilde ihracat yapabilmektedir.
Bu potansiyel ile Türkiye, tarımda kendi kendine yeterliliğini, gıda güvencesini ve sürdürülebilirliğini sağlamanın ötesinde, 450 milyonu aşkın nüfuslu ve yaklaşık 250 milyar dolar tarımsal ithalatı olan hinterlandının gıda üssü olabileceği gibi, dünyanın en önemli gıda üreticisi ve tedarikçisi konumuna da gelebilir” açıklamasında bulundu. Özdemir bu doğrultuda devletin tarımsal üretimin planlanması, yeni teşvik ve destek mekanizmalarının uygulanması, yerel kalkınma hamleleri ve tarım sayımının güncellenmesi gibi oldukça isabetli adımlar attığına da vurgu yaptı.
Tarımsal üretimde verimliliği artıracak, kısa ve uzun vadede sürdürülebilirliği güvence altına alacak, tarımsal Ar-Ge yatırımlarını çoğaltacak politikaların önemine değinen Özdemir, riskle karşı karşıya kalan çiftçilerin gelirini koruyacak politikalarla sektörün kırılgan yapısının güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
source