Züccaciyeci Özbekistan ve İngiltere’de derinleşecek

Nurdoğan ARSLAN ERGÜN

Türkiye züccaciye sektörü, “Gidilecek çok yol, aşılacak çok engel var, şikayet etmeyecek, mücadele edeceğiz” diyerek 2035 yol haritasını çizdi. Yaklaşık 12 milyar dolarlık bir hacimle, dünya pazarında söz sahibi olan sektör, her ne kadar bu yılın ilk 7 ayında ihracatta yüzde 3.1’lik bir kayıp yaşasa da 2035 hedefini ‘ilk 3’ olarak belirledi.

Yeni stratejisini ‘birçok yere koşturmak yerine gittiği pazarlarda derinleşme’ şeklinde belirleyen sektör, özellikle Özbekistan ve İngiltere pazarlarına odaklanacak. Artık küreselleşme kavramı yerine lokalleşmenin öne çıktığını ve çevre ülkeler ile ticaretin öneminin giderek arttığını belirten Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Yönetim Kurulu Başkanı Burak Önder, “Bu dönem, hem Türkiye için hem de bizim için de fırsatlar dönemi. Zaman içerisinde Türkiye’nin bir hub, bir dağıtım noktası haline geleceğini görebiliriz” dedi.

Ev ve mutfak eşyaları sektöründe dünyanın en fazla ihracat yapan ülkeleri arasında Türkiye›nin 6’ncı ve 7’nci sıralar arasında devamlı yer değiştirdiğini söyleyen Önder, sektörün 2035 vizyonunu, Çin haricindeki ülkeler arasında ihracatta üçüncü ülke konumuna gelmek olarak belirlediklerini açıkladı.

“Kısıtlı kaynakları doğru kanallara aktaracağız”

 Çin’in her sektörde bambaşka bir ölçek olduğunu ifade eden Önder, şunları söyledi: “Sürecin zor olduğunu, bugünden yarına birçok şeyin değiştiğini biliyoruz ama elimizde bir planın olması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için hedef ülkelerden, hangi pazarlarda hangi aktiviteleri yapacağımıza, kısıtlı kaynakları nerelere kullanacağımıza kadar çok detaylı bir strateji planı hazırlıyoruz.

Biz ev ve mutfak eşyaları sektörü olarak bambaşka ham madde gruplarından oluşuyoruz, farklı odaların ve ihracatçı birliklerinin mensuplarıyız. Türkiye’de maalesef sivil toplumun ve ihracatçı birliklerinin ortak hareket etme kabiliyeti çok gelişmedi ve tüm birlikler birbirinden farklı stratejiler izliyor. Biz bu strateji hamlesini başlattık, hamiliğini yapıyoruz ve diğer sivil toplum örgütlerini de paydaş olarak görüyoruz, onları dinliyoruz. Kamuyla da görüşmelerimizi yaptıktan sonra 2035’in stratejisini yazılı hale getireceğiz ve tüm kamuoyuna ilan edeceğiz.”

2035 stratejisinde inovasyon açığına da dikkat çektiklerini belirten Önder, sanayideki ve dijitaldeki dönüşümü yakalayabilmek adına bununla ilgili farkındalık oluşturmanın önemine işaret etti. Önder, “Türk ev ve mutfak eşyaları sektörünün dönüşen dünyada sanayideki ve dijitaldeki dönüşümü yakalaması, markalaşma ve inovasyon konusunda da adım atması hedeflerimizin arasında” dedi.

“Bakmadığımız yerden gol yiyebiliriz”

“Değişen değil dönüşen bir dünya var, baktığımız değil bakmadığımız yerden gol yiyebiliriz” diyen Burak Önder, tüm dünyada dijital bir dönüşüm yaşandığına işaret etti. Önder, “Kriz geçer, sorunlar biter. Ülke olarak dönüşümü kaçırmamalıyız.

Türkiye sanayisi endüstri 2.5’ta. Sanayideki dönüşümle ilgili Türkiye’nin yol haritası olmalı. Dijital kaslarımızı güçlendirmek zorundayız. Konvansiyonel ihracat yanında modern ihracat kaslarımız güçlenmeli” vurgusu yaptı. Yüksek teknoloji derken mevcut sektörlerin de unutulmaması gerektiğini söyleyen Önder, “Üretim çok önemli, üretici teşvik edilmeli. Bu sadece korumacılıkla da olmaz” dedi.

ZÜCDER olarak yeni dönemde yaptıkları çalışmalara da değinen Burak Önder, bir gençlik komitesi kurduklarını, burada esas amacın bir meslektaşlık duygusu yaratmak ve iyi bir network oluşumu sağlamak olduğunu belirtti. ZÜCDER’in sektörün en etkin kurumu olan Avrupa Ev ve Mutfak Eşyaları Federasyonu’na (FEC) üyeliğini de değerlendiren Önder, üyelikle başladıkları süreçte önümüzdeki dönemde yönetime de girmek istediklerini kaydetti.

Avrupa Birliği’nin sektörün en büyük pazarı olduğunu vurgulayan Önder, “Avrupa Birliği’nde olan biteni ve regülasyonları bilmek, o hazırlık çalışmalarının içinde olmak sektörümüz açısından çok önemli. FEC sektörümüzdeki küresel gelişmelerin takibi anlamında da kritik bir konumda.

Giderek büyüyen bir Çin’e karşı bizim modern pazar olarak ifade ettiğimiz süpermarketlerde halen gidecek daha çok yolumuz var. FEC üyeliğinin hem bürokratik anlamda hem de iş birlikleri anlamında yeni bir yol açacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Anadolu açılımlarını da anlatan Önder, “Anadolu’nun ihracat potansiyelini yükseltmek, bilgi birikimlerini artırmak ve oradaki gelişmeleri takip edip yaşadıkları sıkıntıları duymak için sık sık Anadolu ziyaretleri yapıyoruz” dedi.

Züchex Fuarı, daha çok verim için etkin hale getirilecek

Bölgesel anlamda lider bir fuar haline gelen Züchex Fuarı’na da değinen Burak Önder, fuarın etkinliğini artırma noktasında çalışmalara başladıklarını ve meyvelerini önümüzdeki senelerde alacaklarını belirtti. Fuarlar ve bağlı olduğu endüstrinin aynı ekosistemin parçaları olduğunu ve birbirilerini beslediklerini vurgulayan Önder, “Fuarın gelişmesi ve katılan üye firmalarımızın buradan daha çok verim elde etmesi için önümüzdeki süreçte çalışmalara devam edeceğiz.

Fuar firmasıyla fuarda yaptığımız iyi işler ve geliştirilmeye açık konular üzerinde fikirlerimizi paylaşacağız. Akabinde de 2026 için fuar çalışmalarına senenin başından itibaren çalışmaya başlayacağız. Hedef bölgeler neresi, bu fuarı nasıl daha büyütürüz, nasıl uluslararası hale getirebiliriz, Avrupa’dan katılımcı sayısını nasıl arttırabiliriz gibi konulara odaklanacağımız bir sene olacak” diye konuştu.

“Faiz 500 puan düşse de finansa erişim rahatlamaz”

Yüksek faiz, düşük kur politikasının ihracat üzerindeki etkilerini değerlendiren ZÜCDER Başkanı Burak Önder, “Faiz 500 baz puan düşse de finansmana erişimde bir rahatlama olmayacak. Sanayinin üretimden soğumaması lazım, bugün 10 fabrikadan 9’u satılık. Faizdeki 250-300 baz puan indirim bile sanayide psikolojik etki yaratıyor, piyasalarda olumlu bir algı oluşuyor” dedi.


source