Büyükelçi Xuebin: Çin’e yatırım yapmak, geleceğe yatırım demektir
MARUF BUZCUGİL/ANKARA
Çin Halk Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Jiang Xuebin, Türkiye ve Çin’in kalkınma stratejilerinin önemli ölçüde uyuştuğunu belirterek, “İkili iş birliği muazzam potansiyele sahiptir.” dedi. EKONOMİ’nin sorularını yanıtlayan Büyükelçi Jiang, Türkiye’den uluslararası kamuoyuna “Çin’e yatırım yapmak, geleceğe yatırım yapmak demektir" mesajını verdi. Çin’in DTÖ merkezli çok taraflı ticaret sistemini korumaya hazır olduğunu belirten Büyükelçi, “e-ticaret anlaşması, DTÖ’nün yasal çerçevesine bir an önce dahil edilmelidir” dedi.
Büyükelçi Jiang Xuebin’e yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:
- Çin-ABD ekonomik ve ticari müzakerelerinde son gelişmeler nelerdir? Bu yılın ilk yarısında Çin ekonomisi nasıl bir gelişme sergiledi?
Çin-ABD ekonomik ve ticari ilişkileri konusundaki Çin tarafının tutumu tutarlı ve nettir. Çin-ABD ekonomik ve ticari ilişkilerinin özü karşılıklı yarar ve ortak kazançtır. Ticaret savaşı ve gümrük vergisi savaşında kazanan olmaz. Diyalog ve iş birliği tek doğru seçenektir. Çin ve ABD, gümrük vergileri konusunda birçok tur müzakere gerçekleştirmiştir. En son taraflar, 12 Ağustos'tan itibaren %24'lük gümrük vergisinin askıya alınmaya devam etmesi konusunda mutabık kalmıştır. Çin-ABD ilişkilerinin istikrarlı, sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde gelişmesini sağlamak üzere ABD tarafının Çin tarafıyla birlikte, iki ülke liderlerinin 5 Haziran’da yaptığı telefon görüşmesinde vardığı önemli mutabakatlar ışığında eşitlik ve karşılıklı saygı ve yarar temelinde diyalog ve iletişim yoluyla mutabakatları artırmasını, yanlış anlaşılmaları azaltmasını, iş birliğini güçlendirmesini temenni ederiz.
“Tek taraflı korumacılık arttı, uluslararası düzen ciddi darbe yedi”
- Son dönemde Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) merkezli çok taraflı ticaret sistemi ciddi bir darbe aldı. Sizce DTÖ yeniden canlandırılabilir mi?
DTÖ, çok taraflılığın önemli bir dayanağı ve küresel ekonomik yönetişimin önemli bir platformudur. Kuruluşundan bu yana, küresel ticareti teşvik etmek, yatırım kolaylaştırmak ve ekonomik büyümeyi sağlamak konusunda önemli başarılar elde etmiştir. Günümüzde küresel ticaret düzeninde büyük değişiklikler yaşanmakta, tek taraflılık ve korumacılık giderek artmakta ve uluslararası ekonomik ve ticari düzen ciddi darbe yemiştir. Çin, uluslararası toplumla birlikte çok taraflılığı ve serbest ticareti kararlılıkla uygulamaya ve korumaya, DTÖ merkezli çok taraflı ticaret sistemini korumaya hazırdır.
DTÖ, zorluklarla karşı karşıya olmakla birlikte fırsatlar da barındırmaktadır. Üyeleri, gerekli reformlarla krizleri fırsata çevirmelidir. Önemli yönlere odaklanılmalı, karar alma mekanizması reformun kilit noktası olarak görülmeli ve reforma buradan başlanmalıdır. Yatırım kolaylaştırma anlaşması ve e-ticaret anlaşması, DTÖ’nün yasal çerçevesine bir an önce dahil edilmelidir. Çağın ihtiyaçlarına yanıt vermek için yapay zeka, ticaret ve çevre gibi alanlarda görüşmeler ve müzakereler yürütülmeli, kalkınma gündemin merkezine yerleştirilmeli, tarım ve gıda güvenliği gibi sorunların çözümü teşvik edilmelidir. Öncelikli çalışmalar netleştirilmeli, uyuşmazlık çözüm mekanizması işler hale getirilmeli ve DTÖ'nün otoritesi etkin bir şekilde güçlendirilmelidir.
DTÖ'ye katılmasından bu yana Çin, kendi politikalarını kapsamlı bir şekilde yeniden düzenleyerek çok tarafl ı ticaret sisteminin etkin işleyişine önemli katkılar sağlamıştır. Çin tarafı, DTÖ’ye “Mevcut Durumda Çok Taraflılığın Desteklenmesi” başlıklı yazılı bir öneri sunmuş ve tüm taraflarla birlikte DTÖ’nün kurallarını kararlılıkla savunmaya ve küresel ekonomiye daha fazla kesinlik ve öngörülebilirlik katmaya hazırdır.
“İthalatı büyütmek için aktif önlemler alıyoruz”
■ Çin iç pazarının da tarifeler ve tarife dışı idari engellerle güçlü ve sert biçimde korunduğu yönünde görüşlere yanıtınız nedir? Dışa açılma Çin’in temel ulusal politikasıdır. Çin yüksek kaliteli dışa açılmayı ilerletmekte, kurallar, düzenlemeler, yönetim ve standartlar açısından kurumsal açılımı istikrarlı bir şekilde genişletmekte ve ithalatı büyütmek için aktif şekilde çeşitli önlemler almaktadır:
1- İthalat vergileri devamlı olarak düşürülmektedir. Çin’in ortalama ithalat tarifesi %7,3’e inmiş, gelişmiş ülkelerin ortalamasına yaklaşmıştır. Çin, Temmuz ayından itibaren diplomatik ilişki içinde olduğu 53 Afrika ülkesinin tamamına ve 8800’den fazla malı kapsayacak şekilde “sıfır gümrük vergisi politikası” uygulamaktadır.
2- Çin Uluslararası Hizmet Ticareti Fuarı(CIFTIS), Çin Uluslararası İthalat Fuarı (CIIE), Kanton Fuarı gibi büyük ölçekli fuarlar düzenlenmektedir.
3- Yabancı yatırım için negatif liste sürekli olarak kısaltılmaktadır. İmalat sektöründeki tüm kısıtlamalar kaldırılmıştır. Katma değerli hizmet (VAS), biyoteknoloji gibi hizmet sektörlerinde açılım pilot uygulamaları düzenli bir şekilde ilerletilmektedir.
4- Sınır ötesi e-ticaret kapsamında perakende ithalat politikaları aracılığıyla tek taraflı açılım gerçekleştirilmektedir. Pozitif listede yer alan 1400’den fazla malın ithalatı gümrük vergisinden muaf tutulacaktır.
5- Ulusal düzeyde dışa açılma platformları kurulmaktadır. Çin’de şu an itibarıyla 22 pilot serbest ticaret bölgesi ve 43 ithalat ticareti teşvik ve yenilik örnek bölgesi kurulmuştur. Söz konusu örnek bölgelerinde bazı malların geçici vergi oranları düşürülmüş veya negatif liste kısaltılmıştır. Hainan Serbest Ticaret Limanı projesi kapsamında yıl sonu itibarıyla ada çapında gümrük kapatmasının tamamen uygulanmasıyla Çin’in anakarasında ilk defa gerçek anlamda “sınır içinde ama gümrük dışında” şeklinde denetim modeli hayata geçirilecektir.
6- İkili alanda özel konulu iş birliği mekanizmaları devamlı olarak geliştirilmektedır. Çin’in, serbest ticaret anlaşması imzaladığı 30 ülke ve bölge ile gerçekleştirdiği ticaret hacmi, Çin’in toplam dış ticaretinin üçte birini oluşturmaktadır.
Dünyanın en büyük ikinci tüketici pazarı ve en büyük orta sınıf nüfusuna sahip olan Çin, devasa bir pazar ve eksiksiz bir endüstriyel sistemiyle büyük yatırım ve tüketim potansiyeli barındırmaktadır. Çin ile iş birliği yapmak, fırsatlarla birlikte yürümek demektir. Çin’e yatırım yapmak, geleceğe yatırım yapmak demektir. Çin, yüksek kaliteli dışa açılmayı kararlılıkla ilerletecek, yabancı yatırımcılar için şeffaf, istikrarlı ve öngörülebilir bir politika ortamı yaratacaktır. Tüm ülkelerden şirketleri Çin'e yatırım yapmaya ve iş kurmaya ve Çin pazarının gelişiminin getirdiği muazzam fırsatları paylaşmaya davet ediyoruz.
“Küresel güneyin gücü yükseliyor”
■ Dünya ticaretindeki son gelişmeler Çin’in Kuşak ve Yol girişimini nasıl etkileyecek?
Kuşak ve Yol Girişimi, 12 yıl önce ortaya koyulduğundan bu yana her zaman ortak istişare, ortak inşa ve ortak paylaşım ilkelerini izlemektedir. Bağlantısallığa odaklanan girişim, coğrafi sınırları aşıp farklı kültürleri bir araya getirmekte ve kalkınma ihtiyaçlarını kapsamlı şekilde ele almakta, 150’den fazla ülkeye fayda sağlayarak dünyada en çok ilgi gören uluslararası kamu ürünü ve en büyük ölçekli uluslararası iş birliği platformu haline gelmiştir. Günümüzde uluslararası ekonomi ve ticaret düzeni derin değişimler geçirmekte, ekonomik küreselleşme ters rüzgarlarla yüz yüze kalmıştır. Ancak aynı zamanda, istikrarsızlık ve belirsizliklere karşı, Küresel Güney’in gücü hızla yükselmekte, yeni ticaret baskılara rağmen büyümeye devam etmekte, bölgesel iş birliği giderek artmaktadır. Bu bağlamda Kuşak ve Yol’un işbirliğiyle ortak kazanç anlayışı daha çok değer kazanmakta, küresel çapta gün geçtikçe daha çok destek görmekte ve önemli gelişme fırsatlarıyla karşı karşıyadır. Kuşak ve Yol ile ortak ülkeler arasında ticaret ve yatırım işbirliğini devamlı artırmakta ve dünya ekonomisine yeni bir ivme kazandırmaktadır. 2021 yılında Çin ile ortak ülkeler arasındaki mal ticareti 2,7 trilyon dolarken 2024 yılında 3,1 trilyon dolara yükselmiş, yıllık ortalama büyüme %4,7 olarak kaydedilmiş ve toplam ticaretteki payı %45,3’ten %50,7’ye çıkmış ve 2025 yılının ilk yarısında artmaya devam ederek %51,8’e ulaşmıştır. 2021’den 2025’in ilk yarısına kadar Çin ile ortak ülkeler arasındaki karşılıklı yatırım hacmi 240 milyar doları aşmış, Çin’in yaptığı doğrudan yatırımlar 160 milyar doları geçmiştir. 2025 yılının ilk yarısında Çin’in ortak ülkelere yaptığı finansal olmayan doğrudan yatırım geçen yılın aynı dönemine göre %20,7 artışla 18,9 milyar dolara ulaşmış, geçen yıla kıyasla 5 puan artarak toplamın %26’sını oluşturmuştur. Ortak ülkeler arasındaki birleşme ve satın alma işlemleri hacmi yıllık bazda ikiye katlanmıştır. Çinli şirketlerin açıkladığı işlem hacmi 10,1 milyar dolara ulaşmış, yıllık %97 oranında artmış ve toplam yurtdışı işlem hacminin yaklaşık %52’sine denk gelmektedir. Tüm ülkelerin modernleşmesini teşvik etmek ve İnsanlık için Ortak Kader Topluluğu’nun inşasına katkı sunmak üzere, ortak ülkelerle el ele vererek ortak istişare, ortak inşa ve ortak paylaşım, açıklık, yeşillik ve disiplinlik, yüksek standartlı, halka fayda ve sürdürülebilirlik şeklindeki iş birliği ilkeleri ışığında daha üst düzeyli, daha dayanıklı ve daha sürdürülebilir ortak kazanç ve ortaklaşa kalkınma gerçekleştirmeye hazırız.
“Çin, Türkiye’nin en büyük ikinci ticaret ortağı”
- Türkiye-Çin ilişkilerinin geleceğini ve Orta Koridor Planı ve Kuşak ve Yol Girişimi’nin entegrasyonunu nasıl görüyorsunuz?
Çin, Türkiye ile ilişkilerini daima stratejik bir bakış açısıyla ve uzun vadeli bir perspektifle değerlendirmekte ve geliştirmektedir ve ikili ilişkileri Ortadoğu diplomasisinde önemli bir konuma yerleştirmektedir. Türkiye, Kuşak ve Yol çerçevesinde Çin ile hükümetler arası iş birliği anlaşması imzalayan ilk ülkelerden biridir. İki ülkenin kalkınma stratejileri büyük ölçüde uyuşmakta ve her ikisi de sanayileşme süreçlerini hızlandırmaktadır. İkili iş birliği muazzam potansiyele sahiptir. İki ülkenin kalkınma stratejilerinin hızla entegrasyonuyla ikili iş birliğinde son derece verimli sonuçlar elde edilmiştir. Kuşak ve Yol Girşimi’nin Türkiye’nin Orta Koridor Planı’yla uyumlaştırılmasına ilişkin çalışma grubunun ilk toplantısı başarıyla gerçekleştirilmiştir. İki ülke arasındaki yolcu seferi hakkı büyük oranda artırılmıştır. Çin Chengdu Şehri’nden yola çıkan ilk Çin-Avrupa yük treni Türkiye’ye ulaşmıştır. Geçtiğimiz yıl Çin, Türkiye'nin en büyük ikinci ticaret ortağı konumuna yükselmiştir. Bu yılın ilk yarısında ikili ticaret hacmi geçen yılın aynı dönemine göre %11,13 oranında artış göstermiştir. İki ülkenin merkez bankaları ikili para takası anlaşmasını yenilemiştir. Türkiye’de Resmi RMB Takas Bankası kurulacaktır. Geçtiğimiz yıl 410 bine yakın Çinli turist Türkiye'ye gelmiştir. Bir önceki yılla kıyas edilirse yüzde 65,1 artışla uluslararası ziyaretçiler arasında en hızlı büyüyen pazar olmuştur. Bu yıl, Çin-Türkiye stratejik iş birliği ilişkilerinin kuruluşunun 15. yıl dönümüdür. Yeni bir başlangıç noktasında bulunarak, kapsamlı, derin ve üst düzeyli bir ikili ilişkileri tesis etmek üzere, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önemli mutabakatları ışığında uzun vadeli bir perspektifle Kuşak ve Yol çerçevesindeki yüksek kaliteli iş birliğimizi derinleştirmeliyiz:
Birincisi, politika iletişimini derinleştirmeliyiz. Birbirlerimizin temel çıkarlarının korunmasını kararlılıkla desteklemeli, mevcut iş birliği mekanizmalarından etkin şekilde istifade etmeli, her düzeydeki temas ve iş birliğini güçlendirmeli, karşılıklı stratejik güveni pekiştirmeliyiz.
İkincisi, altyapı bağlantısallığını geliştirmeliyiz. Çin-Avrupa yük trenlerinin verimli, istikrarlı ve sorunsuz çalışmasını sağlamalı, sınır ötesi lojistik verimliliğini artırmalı, endüstrinin dönüşümüne ivme kazandırmalıyız.
Üçüncüsü, ticaretin akışını hızlandırmalıyız. İş birliğimizi genişletmeli ve derinleştirmeli, iş birliğimizin seviyesini ve teknolojik oranını devamlı olarak artırmalı, ticaret ve yatırımı daha da kolaylaştırmalıyız.
Dördüncüsü, finansal entegrasyonu güçlendirmeliyiz. İkili para takası anlaşması ve RMB Takas Bankası’nı iyice değerlendirmeli, ikili ticarette ulusal para birimlerinin kullanımını teşvik etmeliyiz.
Beşincisi, halklarımızın dostluğunu pekiştirmeliyiz. Halklar arasındaki ve yerel bazdaki iş birliğini ilerletmeli, kültür, eğitim, turizm, medya gibi alanlardaki iş birliğini derinleştirmeli, karşılıklı anlayışımızı pekiştirmeli ve birbirimizi doğru anlamalıyız.
Altıncısı, çok taraflı ortamlarda eşgüdümü güçlendirmeliyiz. Uluslararası ve bölgesel sıcak meseleler konusunda yakın iletişimde kalmaya devam etmeli, eşit, düzenli ve çok kutuplu bir dünya ve evrensel yararlı ve kapsayıcı olan ekonomik küreselleşmeyi birlikte tesis etmeli ve küresel zorluklarla elbirliğiyle mücadele etmeliyiz.
source