İSTANBUL/EKONOMİ
Japon Sumitomo Electric Industries’in Genel Müdürü ve aynı zamanda Geliştirilmiş Malzeme İş Birimi’nden sorumlu Toshiyuki Sahashi, İstanbul’da yaptığı değerlendirmede Türkiye pazarının son yıllarda dikkat çekici bir büyüme performansı gösterdiğini söyledi. Sahashi, “Türkiye pazarı, Japonya, Amerika ve Avrupa gibi ana pazarlara kıyasla daha yüksek bir büyüme oranı sergiliyor. Yakın gelecekte büyümenin devam edeceğini düşünüyoruz” diye konuştu.
Sahashi, özellikle Avrupa Birliği’ndeki bazı üretim faaliyetlerini Türkiye’ye kaydırma ihtimalinin gündemlerinde olduğunu belirtti. “Böyle bir durumda büyüme potansiyelimizin çok daha yüksek olacağına inanıyorum. Şu anda Türkiye’de herhangi bir üretimimiz bulunmuyor; yalnızca Japonya veya Avrupa’da üretilen ürünleri ithal ediyoruz. Ancak gelecekte daha iyi hizmet sunabilmek adına Türkiye’de küçük ölçekli üretim tesisleri kurmamız ya da en azından bir taşeron firma ile iş birliği yapmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Sahashi, son 5–10 yılda Türkiye’nin ana pazarlara göre daha hızlı büyüdüğünü vurgulayarak, “Bu potansiyeli değerlendirip yerel üretim adımı atarsak hem pazar payımızı hem de hizmet kalitemizi artırabiliriz” dedi.
Türkiye’deki faaliyetlerine metal sektöründe SSD teknolojisi ile başladıklarını anlatan Sahashi, “Türk pazarına girme kararımızın iki temel nedeni vardı: Pazar dinamiklerinin diğer ülkelere kıyasla daha hızlı işleyeceğini öngörmemiz ve Sumitomo Electric’in burada henüz yeni olması nedeniyle yüksek büyüme potansiyeli görmemiz” diye konuştu.
Sumitomo Grubu’nun temelleri 1600’lü yılların başında bakır madenciliği ve arıtımıyla atıldı. Zamanla bankacılık, ticaret, çelik ve kimya gibi birçok sektörde faaliyet göstermeye başlayan grup, 1890’lı yıllarda Sumitomo Electric Industries’i kurarak elektrik kabloları üretimine yöneldi. Bugün şirket; otomotiv kablo tesisatları, güç ve fiber optik kablolar, konnektör kablolar, kesim aletleri, zımpara taşları ve sinterlenmiş toz metal gibi geniş bir ürün yelpazesine sahip.
Şirketin sektördeki en önemli farkının malzeme teknolojilerindeki yenilikçi yaklaşım olduğunu vurgulayan Sahashi, “1930’larda geliştirilen tungsten karbür uzun yıllar sektörün temel malzemesi oldu. Ancak 1970’lerde sentezlenmiş elmas ve CBN (Kübik Boron Nitrat) malzemelerini geliştirerek sektörde öncü olduk. Bu iki malzeme sayesinde en zorlu kesim koşullarında bile yüksek performans sağlıyoruz” dedi.