Kurdan ziyade ihracatımız ticari ortaklarımızla büyüyor

Hamide HANGÜL

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) ağustos ayı meclis toplantısı “Sanayinin Sorunlarına Yeni Nesil Bir Bakış Açısıyla Çözüm Arayışı” ana temasıyla gerçekleşti. Sanayicilerin büyük ilgi gösterdiği toplantı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla gerçekleştirildi.

Toplantıda konuşan Cevdet Yılmaz, küresel ekonomide belirsizliklerin arttığını, farklı bir uluslararası ortam olduğunu, güç odaklı politikaların merkeze geldiği ve küresel arenada dar çıkarlar için kuralların çiğnendiği bir dönemden geçildiğine işaret ederek, “O nedenle bu süreci iyi okumalı, riskleri minimize eden, fırsatları iyi değerlendiren bir anlayışla hareket etmeliyiz. Türkiye olarak gelişmeleri fırsata dönüştürmek zorundayız” diye konuştu.

Kişi başı gelir beklentisi 17 bin dolar

Yaşanan gelişmeler ekseninin küresel ekonominin, tarihsel ortalamamanın altında büyüme gösterdiğine işaret eden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yıl beklenen yüzde 3 civarında bir büyüme. En önemli farklılıklardan biri ticaretteki büyümenin, ekonomik büyümenin gerisine düşmesi.

Bu yılki beklenti yüzde 2,6. Böyle bir ortamdayız. Jeopolitik gerilimleri hepimizi biliyoruz. Bu zorlu koşullara rağmen, Türkiye ekonomisi, dünya ekonomisinden son 22 yılın ortalamasında 1.8 puan daha fazla büyümüş. Türkiye, farklı bir yere gelmiş durumda. Satın alma gücü paritesine göre 12’nci sıradayız. Bu yıl ikinci çeyrek rakamları henüz açıklanmasa da Türkiye için beklenti 1.5 trilyon dolarlık bir büyüklük. Kişi başına gelirimiz 15 bin 500 dolar oldu, bu yıl 17 bin dolar civarında bir rakam bekliyoruz.

Ekonomimiz kesintisiz büyümeye devam ediyor. Böyle bir konjonktürde... Düşük büyüme ve zayıf dış talep koşullarına rağmen temmuzda yıllıklandırılmış ihracatımız, 269,4 milyar doları aşarak Cumhuriyet rekoru kırdı. Bu yıl 275 milyar dolara yakın bir rakamla yılı kapatacağız. Cari açığın mille gelire oranının yüzde 1,5 olmasını tahmin ediyoruz.”

“Gelecek yıl daha iyi bir ortam olacak”

Uygulanan ekonomik programın birçok testten başarıyla geçtiğine işaret eden Yılmaz, bugün finansal piyasalarda daha istikrarlı bir ortama girildiğini, Merkez Bankası rezervlerinin de 176,5 milyar dolarla Cumhuriyet tarihin en yüksek seviyesinde olduğunu vurgu yaptı.

“Hangi politikası izlerseniz izleyin, bazı yen etkileri, zorlukları oluyor, ancak önemli olan bu zorlukların geçici, kazanımların kalıcı olmasıdır” diyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de bu anlayışla hareket ediyoruz. Zorlukların büyük bir kısmının geride kaldığını rahatlıkla ifade edebilirim. Gelecek yıl finansal koşulların da yatırım ortamının da çok daha iyi olacağı bir yıl olacak. Küresel riskler yine olacak. Kurdan ziyaret ihracatımızı ticaret ortaklarımızın büyümesi etkiliyor. Mutlaka kurun da etkisi var ancak, asıl etki ticaret ortaklarımızın büyüme hızıdır.

MENA ve AB bölgesinde bu yıl yüzde 2 civarında bir büyüme bekleniyor. Biz, her şeye rağmen ihracatımızı, turizmi artırmaya devam edeceğiz. Katma değer sağlayacak sektörlerimizi büyütmeliyiz. Bu noktada Merkez Bankamız bir fon ayırdı. İki yılı geri ödemesiz düşük faizli kredi veriyoruz. Sanayicimize bu tür destekleri vermeye hazırız.”

“Enflasyonda yıl sonu 20’li rakamlardan söz edeceğiz”

Enflasyonla mücadelenin OVP’de de temel öncelikleri olduğunu, sadece para politikası ile değil, arz yönlü politikalarla da devam ettiklerinin altını çizen Yılmaz, “14 aylık sürede yüzde 75,5’dan yüzde 33,5’e geldi. Yıl sonu 20’li rakamlardan söz edeceğiz, 30’un altında bir rakamı artık görüyoruz” diye konuştu. Yılmaz, Kur Korumalı Mevduatın da görevini tamamladığını da sözlerine ekledi.

Halka arz için onlarca firmamız sıra bekliyor

İSO ağustos ayı meclis toplantısında ekonomide genel görünüme yönelik değerlendirmelerde bulunan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, konkordatolar, halka arz ve vizeler konusuna vurgu yaptı. Sanayinin finansmana erişim sorunlarını tartışırken, banka kredilerinin dışındaki araçlara dönük ilgisinin düşük kaldığını, sermaye piyasası araçlarının kullanımını yaygınlaştırmak gerektiğini her fırsatta dile getirdiklerini söyleyen Bahçıvan, “Özellikle halka arz konusunda sanayiciler olarak iğneyi sıklıkla kendimize batırıyoruz.

Yakın geçmişte halka arz süreçlerinde yapılan yanlış uygulamaların, bugün ne yazık ki gerçek fayda sağlayabilecek şirketlerimizin halka arz süresini geciktirdiği gerçeğiyle karşı karşıyayız. Aylardan beri SPK’da halka arz için sıra bekleyen onlarca firmamızın bu bekleyişlerinin daha fazla uzamaması gerekiyor” diye konuştu.

Enflasyonda kademeli düşüş eğiliminin sürdüğünü; büyümenin ılımlı tempoda, cari açık ve sermaye akımlarına ilişkin risklerin de genel olarak dengeli göründüğünü kaydeden Bahçıvan, ancak söz konusu başlıklarda henüz arzu edilen noktada olunmadığını kaydetti “Kredi notlarımızın hala ‘yatırım yapılabilir’ seviyelerin altında olduğunu unutmayalım” diyen Bahçıvan, öte yandan uzun süredir yüksek seyreden reel faizler ve banka kredilerine yönelik kısıtlamaların, finansmana erişimde de ciddi bir sıkıntı yarattığına dikkat çekti.

"Tüm sorunlarının temelinde kârsızlık yer alıyor"

Bunun da iç talebi zayıflatmanın yanı sıra karlılığı baskı altına alarak yatırım iştahını sınırlamaya devam ettiğine işaret eden Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sanayi sektörünün tüm sorunlarının temelinde kârsızlık; yani katma değer üretememek, ana faaliyetlerimizden kalıcı kazanç elde edememek yer alıyor. Bu kârsızlık sorunu yalnızca konjonktürel gelişmeler veya şoklardan kaynaklı değil. Sorunun giderek kronikleşmesinde firmalarımızın hatalı uygulamaları, yönetsel eksiklikleri ve hiç kuşkusuz, yakın geçmişteki sürdürülebilir olmayan, rasyonellikten kopuk ekonomi politikalarının da etkisi var.

Sanayimizin kârsızlık problemini yalnızca ücret, kur ya da faiz gibi geleneksel rekabet ve maliyet unsurlarına bağlamak, bizce konuyu çok basite indirgemek anlamına geliyor. Yaşanan sorun, bu unsurların çok ötesine geçen ve artık daha fazla erteleyemeyeceğimiz yapısal bir verimlilik problemine işaret ediyor.” Vizelerde yaşanan sıkıntılara da değinen İSO Başkanı Bahçıvan, “Avrupa komisyonunun vize başvurularına yönelik aldığı olumlu kararın üzerinden 1,5 ay geçmesine rağmen halen samimi kolaylaştırıcı bir uygulama göremiyoruz” ifadelerini kullandı.


source