Hepsiburada’dan küresel mesaj: “E-ticaretin kaderini Silikon Vadisi ya da Shenzhen belirleyemez”
Hepsiburada Kurumsal İlişkiler, İletişim ve Sürdürülebilirlik Başkan Yardımcısı Cem Tanır, 2040’a gelindiğinde küresel hacmi 20 trilyon dolara ulaşması beklenen e-ticaretin ülkelerin ekonomik gücünün çok önemli bir unsuru olduğunu söyledi. Tanır, e-ticaretin tüm dünyada önümüzdeki 15 yılın en önemli rekabet ve değer yaratma alanı olacağını kaydetti. Cem Tanır, “E-ticarette dünya ikiden büyüktür ve öyle de olmalıdır. Ülkelerin, bölgelerin dijital geleceğini sadece Silikon Vadisi ya da Shenzhen belirleyemez. Ülkeler ABD ya da Çin’in global vizyonlarından bağımsız şekilde kendi dijital geleceklerini şekillendirebilir. Bu yüzden Kaspi’nin Hepsiburada satın alması çok önemli bir gelişme” dedi.
Avrupa Erkek Basketbol Şampiyonası 2025 organizasyonu kapsamında Türkiye-Letonya milli takımlar basketbol maçı öncesinde şirket faaliyetleri ve sektöre yönelik soruların cevaplandığı toplantıda konuşan Cem Tanır, küresel e-ticaret ekosisteminin iki kutup arasında şekillendiğine dikkat çekerek, alternatif üçüncü kutbun bağımsız yerel girişimler olduğunu dile getirdi.
“Üç eksen ve üç yapay zeka ekosistemi”
Amerikalı ve Çinli e-ticaret platformlarının şekillendirdiği e-ticaret rekabetinde üçüncü kutbun ülkelerin kalkınmasındaki önemine işaret eden Cem Tanır, “Günümüzde e-ticaret platformlarının küresel rekabetinde üç eksen ve üç yapay zekâ ekosistemi öne çıkıyor. ABD, Çin ve ‘bölgesel şampiyonlar’ arasındaki rekabet sadece şirketlerin değil, ülkelerin gelecekteki ekonomik güçlerini de belirleyecek” diye konuştu.
Orta Asya’da Kaspi, Güney Amerika’da Mercado Libre, Kore’de Coupang, Polonya’da Allegro, Kuzey Afrika’da Jumia gibi platformların bölgesel şampiyonlara liderlik ettiğini anlatan Cem Tanır, 25. yaşını kutlayan Hepsiburada’nın yüzde 65,4 oranındaki hissesini bu yılın başında satın alan Kazakistan merkezli Kaspi’nin benzer bir vizyona sahip olduğunu söyledi.
“Kazanan her şeyi alır’ oyunu sürdürülemez”
Riga’da milli takımların maçı öncesi gerçekleştirilen sohbet toplantısında soruları yanıtlayan Cem Tanır, e-ticaretin veri tabanlı stratejik bir sektör olduğunu vurguladı. Sektörün hem toplumsal refah artışı hem de kayıt dışının önlenmesinde oynadığı role değinen Tanır, “Sektörün değiştirici ve dönüştürücü gücü var. Yerli perakende ve üretici KOBİ’leri destekliyor. Küresel rakipleri ile mücadele edebilmeleri için dijital omurga sağlıyor. Sadece ticaret anlamında değil lojistik, ödeme çözümleri, veri yönetimi, yapay zeka gibi katmanlar sayesinde ülkelerin dijital omurgasını oluşturuyor” diye konuştu.
İki kutbun dünyaya dayattığı iş modelinin sakıncalarına da dikkat çeken Cem Tanır, “Kendi aralarında mücadele ediyor görünseler de iki kutbun iş modeli anlayışı bakımından ortaklığı var; kazanan hepsini alır. Yereller buna karşı çıkıyorlar. ‘Kazanan her şeyi alır’ oyunu sürdürülebilir değil” mesajı verdi.
“Kargo maliyeti en çok şikayet edilen konu”
Bir soru üzerine, kargo maliyetlerinin satıcıların en çok şikayetçi ettiği konu olduğunu anlatan Cem Tanır, bu konuda satıcıların elini kuvvetlendirecek çalışmalar yaptıklarına değindi. Tanır’a, satıcıdan tüketiciye kurulan zincirin yanında satıcıdan satıcıya B2B iş modeli konusunda bir girişimleri olup olmayacağını sorduğumuzda, “Mevcut işlerimizi üst seviyeye çıkarmaya odaklanıyoruz. Yeni bir alana girme çalışmamız yok” dedi. Tanır aynı zamanda Kaspi’nin Türkiye’de Rabobank’ı satın almasıyla, bankacılık alanında değil fintech alanındaki kaslarını güçlendirmek istediğini dile getirdi.
Potadaki her sayı için mama bağışlıyor
Cem Tanır, Türkiye A Milli Kadın ve Erkek Basketbol Takımlarının resmi sponsoru olarak, son 3 yıldır basketbola destek olduklarını söyledi. Cem Tanır, "Bu yıl her iki Milli Takımımız da Avrupa Basketbol Şampiyonaları’nda ülkemizi temsil ediyor. Kadın Milli Takımımızı Atina’da destekledik, şimdi devam eden turnuvada Erkek Milli Takımımızın yanındayız. ‘Potadan Patiye’ projemizle de, kadın ve erkek milli takımlarımızın turnuva boyunca attığı her sayıya karşılık Kurtaran Ev Derneği’ne 5 kilogram mama bağışı gerçekleştiriyoruz. A Millilerimizin turnuva kapsamında üç maçta attığı 280 sayı, 1400 kilogram mamaya dönüşürken proje turnuva sonuna kadar devam edecek” bilgilerini aktardı.
"Avantajlar arttıkça esnaf e-ticarete gelecek"
Cem Tanır, "Bakanlık verilerine göre, Türkiye'de 680 bin işletme e-ticaretle uğraşıyor. Ne kadarının aktif olup olmadığı konusunu da bakanlık değerlendirebilir ama geleneksel perakendeden e-ticarete geçiş anlamında önemli bir yol alındı. Yüzde 20'ler seviyesinde. Bizim ürün ve servislerimiz kalite anlamında satıcıların, esnafın, küçük işletmelerin hayatını kolaylaştıracak ve avantajları arttıkça e-ticarete geçişleri de artacaktır" görüşlerini paylaştı.
Hepsiburada Kurumsal İletişim, Sürdürülebilirlik ve Sosyal Etki Direktörü Canan Binal Yılmaz ise soru üzerine ürün kategorisinde olmadığı halde "Labubu" oyuncağın en çok aradan beş üründen biri olduğunu söyledi.
“Temu modeli yerel işletmelere zarar veriyor”
Riga’daki toplantıda Temu ve benzeri platformların pazar rekabetine etkileri de Cem Tanır’a soruldu. Tanır, bunun tek bir şirket ya da bir marka olarak değil bir iş modeli olarak ele alınması gerektiğini belirterek, “Yalnızca agresif fiyatlandırmaya dayanan ve temel sıhhi, yasal ya da etik standartları es geçen iş modelleri kısa vadede cazip görünebilir ama uzun vadede hem tüketicilere ve satıcılara hem de ülke ekonomisine zarar verir. Bu sadece Türkiye’ye özgü bir sorun değil, bu küresel bir mesele. Dünyanın dört bir yanında hükümetler, kontrolsüz yabancı e-ticaret modellerine karşı çözümler arıyor. Karşınıza çıkan reklam ile satın alma bedeli aynı olmuyor. Ürünü bugün ucuza almak kısa vadede cazip olabilir ama uzun vadeli maliyetleri var. 2024’te 1,5 milyar dolarlık bir ticaret söz konusu” ifadelerini kullandı.
Kazakistan’da nakit ticareti dijitale taşıdı
Kaspi Yatırımcı İlişkileri Yönetici Direktörü David Ferguson, Alibaba’nın hakim olduğu Kazakistan pazarında nasıl yerel bir başarı sağladıklarını ve Harvard’da ders konusu olduklarını anlattı. “Mikail bey (Mikhail Lomtadze, Kaspi Yönetim Kurulu Başkanı), Kaspi’yi kurduğunda amacı insanların hayat kalitesini artırmaktı. Bu sadece duvara astığımız bir slogan değil” diyen Ferguson, daha önce şirketin Rusya operasyonlarında da görev almış. Kaspi’nin Kazakistan’da Çin’in WeChat’i tarzı bir “süper app” olduğunu ancak Türkiye’de bir “süper app” planlarının olmadığını dile getiren Ferguson, “20 milyonluk Kazakistan’da 15 milyonluk kullanıcı var. 750 bin kadar işletme bizim uygulamamızı kullanıyor. Kaspi’den önce Kazakistan’da ödemelerin yüzde 85’i nakit ile yapılırken bugün ödemelerin yüzde 85’i dijitale taşınmış durumda” bilgilerini verdi.
Öte yandan Kaspi’nin piyasa değeri yaklaşık 17,6 milyar dolar seviyesinde. Geçen yılı yaklaşık 5 milyar dolar gelir ve 2 milyar dolar net kâr ile tamamlayan Kaspi, kendi alanında dünyada en yüksek kârlılığa sahip şirketlerden biri.
Ferguson: Uzun vadeli yatırımcıyız
Kazakistan merkezli Kaspi, hem Hepsiburada hem de işlemler tamamlandıktan sonra Rabobank’ı satın almasıyla bir yılda Türkiye’ye 1,5 milyar dolarlık bir yatırım yapmış olacak. Cem Tanır, “Bu 2025’te ve son yıllarda yurt dışından Türkiye’ye yapılan en büyük yatırım. Türkiye’nin dijital bölgesel güç merkezi olma vizyonuna destek verdiğini düşünüyorum. Bu satın almayı ‘tarihteki an’ diye değerlendiriyoruz” dedi. Hepsiburada’nın davetlisi olarak Riga’ya Türk Milli Takımı’nı desteklemek için gelen Kaspi Yatırımcı İlişkileri Yönetici Direktörü David Ferguson da toplantıda yaptığı konuşmada, “Kaspi’nin Kazakistan’da kendini kanıtlamış, dünyaya örnek olmuş bir iş modeli var. Ama amacımız bu yaklaşımı ‘kopyala-yapıştır’ şeklinde Türkiye’ye taşımak değil; başarısı kanıtlanmış pazar yeri, fintek ve ödeme inovasyonlarımızı Türkiye’nin kendine özgü koşullarına uyarlamak” dedi. Türkiye dışında Avrupa’da da satın almalar için belli ülkelere baktıklarını ancak potansiyel anlamında gelişme vadeden en büyük pazarın Türkiye olduğunda karar kıldıklarını anlatan Ferguson, “O yüzden gelecek 5-10 yıllık dönemde, tüm odağımız Türkiye’de olacak. Kaspi olarak buraya kısa vadeli kazançlar için değil, tüm paydaşlar için uzun vadeli değer yaratmak için geldik. Türkiye dışında Avrupa ve Afrika’ya odaklanma planımız yok. Yüzde 100 Türkiye odaklı ilerleyeceğiz” ifadelerini kullandı. “Türkiye büyük bir pazar rekabet kaçınılmaz olacaktır” diyen Ferguson, “Diğer pazarlara da bakıldığında gereksiz rekabette ‘ben senden daha fazla para kaybedebilirim’ sürdürülebilir bir sistem değil” mesajları verdi. Ferguson, banka alımı konusunda da, “Biz Türkiye’deki bankalarla rekabet etmeyeceğiz. Detaya girmem gerekirse biz bir bankacılık kurumuyuz diyemem. Bizi bankacılığı daha çok ödeme sistemimizin içine entegre ederek kullanıyoruz” bilgisini paylaştı.
source