Tahsilat süreleri uzuyor nakit en ‘kral’ dönemini yaşıyor - Ötüken Haber
DOLAR 41,1742 0,33%
EURO 48,2108 0,33%
ALTIN 4.596,000,77
BITCOIN 4427593-1,35%
Ankara
29°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Tahsilat süreleri uzuyor nakit en ‘kral’ dönemini yaşıyor

Tahsilat süreleri uzuyor nakit en ‘kral’ dönemini yaşıyor

ABONE OL
Ağustos 31, 2025 22:39
Tahsilat süreleri uzuyor nakit en ‘kral’ dönemini yaşıyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Nurdoğan A. ERGÜN
nurdogan.arslan@dunya.com

Ekonomi yönetimi, yüksek enflasyon or­tamından ‘kararlı bir ekonomik program’la çıkma­ya çalışırken reel sektörden yükselen sesler, yılın son çey­reğine girerken tahsilat ve fi­nansman sorunlarının art­tığını gösteriyor. Nakit yine en ‘kral’ dönemlerinden biri­ni yaşıyor. İş dünyası ‘nefes’ kredisinde limit artırımı, ti­cari kredi kartlarında KO­Bİ’ler lehine gevşeme talep­lerini yinelerken reel sektör temsilcileri, içinde bulun­dukları durumu ‘temkinli iyimserlik’ ifadesiyle anlatı­yor. Bazı firmaların, yaşadık­ları nakit sorununu çözmek için çareyi ya müşterilerin­den peşin ödeme talep et­mekte ya da vadeleri kısalt­makta aradığı ifade ediliyor. Piyasa genelinde yaşanan na­kit akış sorununun, bir do­mino etkisi yaratarak alacak tahsilatını daha da zorlaştır­dığı kaydediliyor. Bazı firma­lar alacak sigortası ve fakto­ring gibi maliyetli yöntemle­re yönelse de, bu çözümlerin sorunu kökünden çözmeye yetmediği ifade ediliyor. Tah­silat sorunları da iflas ve kon­kordato riskini beraberinde getiriyor. Özellikle sermayesi zayıf KOBİ’ler, ödemelerde­ki gecikmeleri tolere etmekte zorlanıyor. Üreticiler iyileş­me için umutlarını 2026 yılı­na bırakmış durumda.

Tahsilat sıkıntısı hâlâ gündemin ana sorunu

Bazı işletmeler, her ne ka­dar son çeyrekte kısmi bir iyileşme beklentisi taşı­sa da, tahsilat sorunlarının ve finansman yükünün hala en büyük gündem maddele­ri olduğunu belirtiyor. Plas­tik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkanı Ömer Karadeniz, özellikle ihracat yapan firmalarda nakit akı­şının biraz daha düzenli ha­le geldiğini, ancak çok sayıda işletme için nakit sıkışıklığı hâlâ ciddi bir sorun olduğunu vurguladı. Piyasada hissedi­len ‘temkinli iyimserliğin’ ya­nıltıcı olmaması gerektiğine dikkat çeken Karadeniz, özel­likle küçük ve orta ölçekli iş­letmelerin (KOBİ) nakit akışı sorunlarının devam ettiğini vurguladı.

Yüksek faiz ve kısıtlı kredi işletmeleri boğuyor

Sektör temsilcilerinin di­le getirdiği en önemli nokta, bankaların kredi muslukla­rını kapatması ya da kısma­sı ve yüksek faiz oranlarının yarattığı finansman baskısı. Karton Ambalaj Sanayicile­ri Derneği (KASAD) Başka­nı Alican Duran, “Tahsilat or­talamamız uzamış durumda” derken, Konfeksiyon Yan Sa­nayicileri Derneği (KYSD) Başkanı Murat Özpehlivan faizlerdeki sembolik düşüş­lerin kredi faizlerine yansı­madığını ve bunun piyasada likidite sıkıntısı yarattığını belirtti. İstanbul Tüccarlar Kulübü Derneği Başkanı İl­ker Önel de benzer şekilde, mikro ve küçük işletmelerin bu durumdan en çok etkile­nen kesim olduğuna dikkat çekti.

İflas ve konkordato riski devam ediyor

Finansman sıkıntısı ve tah­silat sorunları, Türk iş dün­yasında iflas ve konkordato riskini canlı tutmaya devam ediyor. Ekonomideki nakit sı­kışıklığı ve artan maliyetler, özellikle sermayesi zayıf olan firmalar için adeta bir kapan haline geldi. Sektör temsilci­leri, bu durumun sadece mev­cut dönemin bir sorunu ol­madığını, 2026 yılına kadar etkisini sürdürebilecek kök­lü bir sorun olduğu­nu belirtiyor. Bel­ki de bu dönemin ‘en ağır’ hasarını alan sektör hazır giyim ve konfeksi­yon olmaya devam ederken, TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Mec­lis Başkanı Şeref Fayat, hali­hazırda birçok firmanın ka­pandığını ve küçüldüğünü ifade ederken, önümüzdeki dönemde de yeni iflas ve kon­kordato haberlerinin gelme ihtimaline dikkat çekti. Fir­maların karlılıklarının düş­mesi ve nakit akışını yönet­mede zorlanmaları, zincir­leme bir etki yaratarak ticari ilişkilerdeki güven ortamını zedeliyor.

Beşeri sermaye kaybediliyor

KYSD Başkanı Murat Öz­pehlivan’a göre, bankalardan bekledikleri finansman des­teğini bulamayan üreticiler, tahsilat vadelerini kısma ve ön ödeme isteme gibi ‘palya­tif çözümlere’ yönelmek zo­runda kalıyor. Ancak bu yön­temler, kalıcı bir çözüm sun­maktan uzak. “Türkiye’de talebi baskılayan ekonomi politikaları neredeyse ikinci yılını dolduruyor. Sadece fa­iz enstrümanını kullanarak bu sorunu çözemeyeceğimi­zi anlamamız gerek” diyen Özpehlivan, yüksek faizle­rin enflasyonu düşürme he­defiyle uygulanmasının, reel sektörde derin yaralar açtığı­nı belirtti. Özpehlivan’a göre, ekonomik baskılar, sadece fi­nansal tablolarla sınırlı kal­mıyor. Türkiye’nin en değerli varlığı olan beşerî sermaye­sini tehlikeye atıyor. Özpeh­livan, “Küresel pazarlardaki müşterilerimizi anbean kay­bederken enflasyonu düşür­müş olmamız kazanım de­ğil, tam aksine kendi elimizle kendimize yaptığımız deva­sa bir yıkım” ifadelerini kul­landı.

Firmalar için geçici değil kalıcı çözüm gerekiyor

PLASFED Başkanı Ömer Ka­radeniz:

Tahsilat sıkıntıla­rı, özellik­le küçük ve orta ölçekli işletmeler üzerinde daha baskılayıcı bir etki yaratıyor. Çünkü bu fir­malar, büyük ölçekli şirketler kadar güçlü bir finansal yapı­ya sahip olmadıkları için öde­melerdeki gecikmeleri tole­re etmekte zorlanıyor. Çoğu zaman üretim planlamaları­nı revize etmek, vadeleri ye­niden düzenlemek ve finans­man yükünü taşı­mak durumunda kalıyorlar. Zincirle­me bir etki oluşuyor; bir yerde ödeme ge­ciktiğinde bu diğer işletmelere de yan­sıyor. Son çeyreğe yaklaşır­ken piyasada bir miktar iyim­serlik hissediliyor. Bunun nedeni, yılın son çeyreğinde talebin artması beklentisi ve globalde ham madde fiyatla­rının kısmen dengelenmesi. Ancak bu iyimserlik temkinli bir iyimserlik. Çünkü yalnız­ca birkaç göstergenin olumlu seyretmesi, genel olarak tüm sorunların çözüldüğü anla­mına gelmiyor. Reel sektörün en büyük beklentisi, öngörü­lebilirlik ve güven ortamının yeniden tesis edilmesi. Yatı­rım ve üretim kararları an­cak bu ortamla birlikte daha güçlü şekilde alınabilir. Fir­malar mevcut şartlarda farklı çözümler üretmeye çalışıyor. Ancak bu çözümler geçici ni­telikte. Sorunun köklü çözü­mü, ekonomide güven ve is­tikrarın kalıcı olarak sağlan­masından geçiyor.

Yeni konkordato ve iflaslar gelebilir

TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Mec­lis Başkanı Şeref Fayat:

Maale­sef öde­meler ve nakit akı­şıyla ilgi­li sıkıntı­lar devam ediyor. Tahsilatlarda çok büyük so­run var. Hem içi piyasa mar­kalarının hem de ihracat yap­tığımız markaların ödeme vadeleri sürekli uzuyor. Bu da haliyle nakit akışını yönet­meyi zorlaştırıyor. Bu süreç­te hala finansman maliyeti­nin çok yüksek ve zor ulaşı­labilir olduğunu da eklersek sıkıntı yıl sonuna kadar de­vam eder. Siyasi bir kriz çık­maz ise toparlanmamız 2026 ikinci çeyrekte olur. Son çey­reğe dair olumlu bir hava ke­sinlikle yok. Çok fazla kapa­nan, küçülen, iflas eden firma var. Her ay yaklaşık 5 bin ki­şi de istihdamdan kaybediyo­ruz. Önümüzdeki aylarda da iflas ve konkordato haberleri gelebilir. ‘Tamam bu iş topar­landı’ demek için 2026 Mayıs görülmeli.

Faizdeki sembolik düşüş, kredi faizlerine yansımadı

KYSD Başkanı Murat Özpehlivan:

Faiz oranların­daki sem­bolik düşüş maalesef kredi faiz oranlarına yansımadı. En önemlisi de bankalar ha­la kredi vermekten geri du­ruyorlar ve bu da piyasalar­da likidite sıkıntısı oluşturu­yor. Pandemi sonrası yoğun yatırım yapan sanayicileri­miz kredi oranlarının aniden ve keskin bir biçimde yük­selmesiyle istemeden nakit akışlarını bozmuş oldu. Bo­zulan nakit akışları ise baş­ta çekler olmak üzere tahsilat süreçlerinde ciddi sıkıntılara yol açtı. Düşen talep dolayı­sıyla küçülmek zorunda ka­lan işletmeler kaynaklarını enflasyonla birlikte artan ge­nel giderlere, tazminatlara ve artık taşımakta zorlandıkları kredi faiz yüklerine yetiştir­me çabasındalar. Bu da firma­lardan başlayarak piyasanın tümden nakit akış dengesini bozmuş oldu. Faiz oranların­daki düşüşün yavaş ilerleyişi, bankaların kredi verme işta­hının zayıf olması, talepteki genel düşüş ve yüksek mali­yetler ne yazık ki tüm sanayi kollarında tahsilat süreçleri­nin aksamasına yol açtı. Tüm bu sorunların çözümü önce­likle enflasyon artışı kaygı­sıyla sürdürülen sıkı ekono­mi politikalarının daha esnek ve sanayiyi önceleyen bir an­layışa dönüşmesiyle müm­kün. Bankaların sanayi sek­törlerine kredi sunmada da­ha istekli olması piyasaların sıkışmışlığını hafifletecek ve dengeleyecek.

Konkordato mağduru çok firma var

KASAD Başkanı Alican Duran:

Finans­man ciddi bir sorun, özellikle sermayesi daha zayıf olan ve ya­tırımda ya­kalanan şirketlerde ödeme sı­kıntısı devam ediyor. Tahsilat ortalamamız uzadı. Eylül ayı ile birlikte talebin artmasını ümit ediyoruz ama elle tutu­lur bir sinyal göremedik. Fir­ma karlılıkları düştüğü için şirketler sattıklarında para kaybetmeyeceği ürünlere yö­nelmeye çalışıyor. Konkor­dato mağduru çok firma var. Alacaklarını bu şirketlerden alamayanlar iyice zorlanıyor. Alacak sigortası kullanmaya çalışıyoruz ama çoğu şirket için kredi verilmediğinden risk yine tedarikçinin üzerin­de kalıyor.

Kapanmalar nedeniyle şüpheli ticari alacaklar arttı

İstanbul Tüccarlar Ku­lübü Derneği Başkanı İl­ker Önel:

Genel itibarıyla hem enf­lasyon ra­kamların­daki aşa­ğı yönlü beklenti­ler hem kredi maliyetlerin­de aşağı yönlü gelişmeler pi­yasalarda iyimserlik yaratı­yor, ancak özellikle mikro ve küçük işletmelerde, esnaf kesiminde ciddi anlamda fi­nansman sıkıntısı, alacak vadelerinde uzama, devir ve kapanmalar sebepli şüphe­li ticari alacaklarda artış var. Özellikle bu ay itibarıyla özel kesimde az da olsa maaş zam­ları ve TL’deki değer kaybı kaynaklı artan operasyonel maliyetler, işletmeleri zorla­yacak. Son çeyrekte piyasa­ların daha çok izlemede ola­cak, üretim maliyet kontrolü altında yılı kapatmak istedi­ği bir dönem olacak. Son çey­rekte biraz daha alacak taki­bi ve bilanço düzeltme döne­mi olacak. Sıkı para politikası devam edeceği, finansmana erişimde sıkıntı olacağı, işlet­me sermayelerinin zayıf, kar­lılığın düşük olacağı ve artan maliyetlerle kolay geçmeye­cek beklentisi içerisindeyim, okulların açılması ve kış se­zonu başlangıcı ise piyasada bir talep oluşturacak.

Tahsilat süreleri uzuyor nakit en ‘kral’ dönemini yaşıyor - Resim : 1

“Karşılıksız çekler ticari döngüyü bozuyor”

İşletmeler ve bireyler, artan maliyetler ve daralan piyasa koşulları altında ödemelerini yapmakta zorlanırken, bu durum çeklere de yansıdı. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin verilerine göre, yılın ilk 6 ayında karşılıksız çek sayıları da arttı. Toplamda 138 bin adet çek, 107 milyar TL tutarla karşılıksız kaldı. İş insanları, bu artışın devam etmesi halinde, piyasalarda güven sorununa yol açabileceği ve ticari ilişkilerde belirsizlikleri artırabileceği konusunda endişeli. İş insanlarına göre, karşılıksız çek sorunu, basit bir ödeme güçlüğü olmaktan çıkıp, tüm ticari döngüyü etkileyen önemli bir risk unsuru haline gelmiş durumda.

source

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

300x250r
300x250r