İşte ressam dedesinden ilham alan bir tasarımcının hikayesi:
Abbaslı Design olarak son dört yılda, 8 metreden 80 metreye kadar uzanan farklı boyutlarda ve 7 farklı ülkeden yaklaşık 30 projede yer alma fırsatımız oldu. Bunlar arasında en çok ses getirenlerden biri, Tankoa Yachts ile birlikte geliştirdiğimiz 63 metrelik Stardust projesiydi. 2023 yılında FLIBS fuarında basına tanıtılan proje büyük ilgi gördü. Tankoa ile işbirliğimiz bununla sınırlı kalmadı; aynı serinin 58 metrelik ve 77 metrelik opsiyonlarını da tasarladık.
Bir diğer önemli projemiz ise Mengi Yay Yachts ile birlikte geliştirdiğimiz, tamamen özel yapım 24 metrelik trawler oldu. 2023 yılında suya inen bu proje, hem teknik hem de estetik açıdan bizim için çok öğretici bir deneyimdi.
Ayrıca Uzakdoğu pazarı için tasarladığımız 31 metrelik alüminyum open tekne, geçtiğimiz yıl Singapur’da suya indirildi ve şu an Reddot Yachts markası altında satışta. Bu, global pazarlara açılmamız açısından çok heyecan verici bir adımdı.
Bizi en çok heyecanlandıran projelerden biri de, Türkiye’de yeni kurulan Sancrea Yachts markasıyla birlikte geliştirdiğimiz 12 metrelik alüminyum su taksisi oldu. Şu anda İstanbul Boğazı’nda, ünlü bir restoranın VIP müşterilerini taşımak için aktif olarak kullanılıyor. Aynı markayla hâlen üretimde olan üç projemiz daha var: 33 metrelik tender/day boat, 58 metrelik power catamaran ve 70 metrelik alüminyum motor yat.
Şu anda aktif olarak yedi proje yürütüyoruz. Bunlardan biri, tanınmış bir İtalyan tersanesiyle geliştirdiğimiz 57 metrelik motor yat dış tasarımı. Yine İtalya’da yeni kurulacak bir marka için üç farklı power catamaran serisi geliştiriyoruz.
Bunun yanında Sancrea Yachts için 60 metrelik alüminyum motor yat projemiz sürüyor. Ayrıca Arjan’ın en büyük fiber tekne üreticisi için iki ayrı proje üzerinde çalışıyoruz.
Son yıllarda en çok dikkatimi çeken gelişme, katamaranlar ve explorer yacht dediğimiz yatların yükselişi oldu. İnsanlar artık sadece lüks değil; geniş yaşam alanı, uzun menzil kapasitesi ve doğayla daha fazla etkileşim imkânı sunan tekneler arıyor.
Bunun yanı sıra hibrit ve elektrikli sistemlere geçiş hızlanıyor. Minimalist çizgiler, sürdürülebilir malzemeler ve teknolojiyle uyumlu yaşam alanları da öne çıkan trendler arasında. Gelecek sadece “daha büyük” değil; aynı zamanda daha akıllı, daha çevreci ve daha fonksiyonel teknelerden oluşacak.
Türkiye’nin çok büyük avantajları var. Özellikle el işçiliği, hız ve maliyet açısından Türkiye hâlâ Hollanda ve İtalya’ya kıyasla ciddi bir rekabet gücüne sahip. Geniş yan sanayi ağı da önemli bir artı. Ancak bazı eksiklerimiz de mevcut. İtalya ya da Hollanda gibi ülkelerle kıyaslandığında, Türkiye’nin marka algısı henüz aynı seviyede değil. Ayrıca AR-GE yatırımları ve uluslararası tanıtım konusunda daha fazla adım atılması gerekiyor.
Bence geleceğin süperyatları daha çok hibrit ve elektrikli sistemlere sahip olacak. Açılır kapanır, dönüştürülebilir yaşam alanları standart hale gelecek. Malzemelerde
sürdürülebilirlik öne çıkacak; karbon fiber, geri dönüştürülmüş materyaller daha çok kullanılacak.
Ayrıca teknolojinin entegrasyonu artacak. Akıllı ev sistemleri, otomasyon ve kişiselleştirilebilir çözümler süperyatlarda yerini alacak. Yatlar artık sadece denizde değil, dijital dünyada da modern yaşamın bir uzantısı olacak.
Genç ve yenilikçi bir yat tasarım stüdyosu olan Abbaslı Design, 2021 yılında Hazar Denizi’nin kalbi Bakü’de kuruldu. Abbaslı Design’ın yalnızca tasarım çizgilerinde değil, aynı zamanda stüdyonun çalışma modelinde de kendini gösteren en önemli özelliği “yenilikçilik.” Pandemi döneminde kurulduğu için Abbaslı Design tamamen online çalışan uluslararası bir ekibe sahip bir stüdyo olarak farklılaştı.
Ucal Abbaslı hayat hikayesini şöyle anlatıyor:
“Dedem Sovyetler Birliği’nden gelen bir ressam olduğu için, çocukluğumdan beri sanat ve tasarımla iç içe büyüdüm. Eğitim yolculuğuma Bakü’de Rus okulunda başladım; ardından lisansımı ODTÜ Endüstriyel Tasarım Bölümü’nde, yüksek lisansımı ise Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde tamamladım. Yat tasarımıyla tanışmam ise 2017 yılında Slovenya’nın Ljubljana kentinde yer alan J&J Design Studio’da başladı. Orada geçirdiğim iki yıl boyunca Greenline, Bavaria, Sunbeam, Azimut, Fairline ve Sunseeker gibi dünya çapında tanınan markaların projelerinde çalışma fırsatım oldu. Bu süreçte Cannes ve Düsseldorf tekne fuarlarını gezdim, bu da denizcilik sektörüne ve özellikle yat tasarımına duyduğum tutkuyu daha da artırdı. O dönemde artık hayatımda başka bir meslek düşünemeyeceğime karar verdim. Cesur bir adım atarak Avrupa’daki kariyerimi geride bıraktım ve Azerbaycan’a dönerek kendi stüdyomu, Abbaslı Design’ı kurdum. Başkalarına bir çılgınlık gibi görünse de bu tutkumu gerçeğe dönüştürmenin en doğru yoluydu.”