Dünyanın en kadim iki uygarlığından olan Mısır ve Türkiye tarihi bir projeye imza atıyor. Mısır’ın başkenti Kahire’ye yapılacak 2 bin kilometrelik yüksek hızlı tren projesinin, Süveyş Kanalı’ndan Marsa Matruh’a kadar uzanan 660 kilometrelik yeşil hat kısmına ait elektrifikasyon işleri Türk şirket tarafından yapılacak.
Dünyanın yedi harikasından biri olan Keops piramidine ev sahipliği yapan, Antik hanedanlıkların merkezi olan Mısır’a demiryolu ağını Türkler örecek.
Mısır Tünelleri Ulusal Kurumu (NAT) tarafından Mısır Yüksek Hızlı Tren Projesi – Yeşil Hat için yapılan ihale sonucunda, Yapı Merkezi Holding’e bağlı grup şirketi Yapıtel, ana yüklenici Siemens-Orascom-The Arab Contractors Konsorsiyumu arasında 2 Eylül’de sözleşme imzalandı.
Sözleşme kapsamında toplam 2 bin kilometre çift hat demir yolu olarak inşaatı devam eden Mısır Yüksek Hızlı Demiryolu Ağı’nın ilk aşamasını oluşturan proje kapsamında, Süveyş Kanalı’ndan Marsa Matruh’a kadar uzanan 660 kilometrelik Yeşil Hat (Green Line) kısmı Türk şirket tarafından yapılacak. Hattın ileride yapılacak diğer kısımları ise mavi ve kırmızı hat olarak adlandırılacak.
Saatte 250 kilometre hızında olacak projede, öncelikli olarak montaja hazır 120 kilometre çift hat (240 kilometre tek hat) için katener (demiryolu hatlarına elektrik enerjisi sağlamak için kullanılan hatların) montaj işleri gerçekleştirilecek. Bu kapsamda Yapıtel tarafından 25 kilovolt alternatif akım katener sistemlerinin kurulumu, hattın işçiliği ve süpervizörlük faaliyetleri, yerel iş gücü ile koordinasyon ve eğitim faaliyetleri gerçekleştirilecek. Türk şirketlerinin Afrika’daki varlığını pekiştiren bu anlaşmanın, Ankara ile Kahire arasındaki ekonomik ilişkilerin de ivme kazanmasına zemin hazırlayacağı belirtiliyor.
Yapıtel Genel Müdürü Serdar Güler, küresel ticaret yollarının kesişim noktasında yer alan Mısır’ın, son yıllarda ulaştırma altyapısına 50 milyar doların üzerinde yatırım yaptığını belirterek, söz konusu yatırımlarla bölgesel lojistik üs olma yolunda hızla ilerlediğini söyledi. Yapıtel olarak bu projede yer almanın yeni pazar ve iş fırsatlarını beraberinde getireceğini belirten Güler, şunları kaydetti:
“Türk şirketi olarak bu vizyoner projede yer almak yalnızca bir altyapı çalışmasına katkı sunmanın ötesinde bölgenin kalkınma hedeflerine ve sürdürülebilir büyüme vizyonuna destek vermek anlamı taşımaktadır.”