Mehmet H. GÜLEL
Aygaz, 2005 yılından bu yana ana sponsorluğunu üstlendiği Sagalassos Arkeolojik Araştırma Projesi’nde 20 yıldır desteğini sürdürüyor. 2024 yılından itibaren Koç, Bilkent, KU Leuven ve Brüksel Vrije üniversitelerinin oluşturduğu uluslararası konsorsiyumla yürütülen projede, Agora Gymnasiumu ve Güneydoğu caddesi ile sokak çeşmesi restorasyon çalışmaları devam ediyor.
Kente yapılan son kazılarda tarihin akışını değiştirecek yeni yeni buluntuları da gün yüzüne çıkarıyor. Türkiye’nin en iyi korunmuş antik kentlerinden biri olan Burdur’un Ağlasun ilçesindeki Sagalassos kazıları, uluslararası konsorsiyum tarafından yürütülecek. İlgili konsorsiyum, Bilkent Üniversitesi’nin Türk Kazı Başkanlığıyla birlikte çalışacak.
Çalışmalara ilişkin verilen bilgilere göre, Sagalassos’ta ilk yerleşim izleri milattan önce 4 bin 200 yıllarına kadar uzanıyor. Antik kentte ilk olarak, Roma İmparatoru Marcus Aurelius dönemine tarihlenen Antoninler Çeşmesi restore edildi ve 2010’da yeniden suya kavuştu.
2011–2017 yılları arasında Yukarı Agora’da üç anıtsal kapı ve dört onursal sütun ayağa kaldırıldı. 2017–2023 döneminde ise Agora döşemesi restore edilerek, alan, müze atmosferine dönüştürüldü. Böylece Yukarı Agora, Akdeniz’in en iyi korunmuş ve restore edilmiş antik meydanlarından biri haline geldi.
Sagalassos’un 2029’a kadar planlanan kazı çalışmaları programı kapsamında, Agora Gymnasiumu’nun restorasyonu ile Güneydoğu caddesi ve caddenin sınırında bulunan sokak çeşmesinin anastilosis çalışmaları hedefleniyor. Bu çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte ziyaretçiler, artık antik kentin özgün yollarını kullanarak Yukarı Agora’ya ulaşacak.
Sagalassos’taki son çalışmalarda birden fazla yeni buluntuya ulaşıldı. Bunlardan biri, 2004 yılında Hamam-Gymnasion’un kuzey frigidariumunda (soğuk mekân) bulunan kabartma bezemeli mermer levhaların yeniden incelenmesiyle ortaya çıktı. Bu parçalar, ince mermer kaplamalar üzerine kazıma tekniğiyle işlenmiş daha geniş kapsamlı bir Mısırlılaştırılmış duvar dekorasyon programının parçasını oluşturuyor.
Sahnede, üslup verilmiş bir kapının lento taşının üzerinde duran sfenks-tanrı Tutu hâkim. Kapının iki yanında yukarı ve aşağı Mısır’ın taçlarını giyen figürler yer alıyor; bu, Tutu’nun her iki ülke üzerindeki koruyucu gücünü simgeliyor. Böyle bir ikonografinin Mısır dışındaki örnekleri bilinmediğinden, bu sahne Nil ülkesi dışında Mısır tanrılarına adanmış kutsal mekânlardaki dekorasyon programına bir ışık tutuyor.
Çalışmalar sonucunda gün yüzüne çıkartılan bir diğer önemli keşifte ise yakın zamanda yapılan kazılarda biri ay tanrısı Men’e, diğeri Hermes’e ait olmak üzere iki adet gerçek boyutlu mermer heykel bulundu. Çeşmenin önünde bulunan Men heykeli, omuzlarının arkasındaki hilal ve tunik, pantolon, pelerin ile Frig başlığı gibi doğulu kıyafetleriyle tanınan Anadolu’nun ay tanrısını betimliyor.
Stil analizinde eserin İ.S. 2. yüzyılın ortalarına veya sonlarına tarihliyor ve Sagalassos Men’ini bu tanrının günümüze ulaşmış en eski tam boy mermer tasviri yapıyor. Heykelin yüksek nitelikli bir Dokimeion atölyesinde üretilmiş olması ve şehrin önemli bir çeşmesinde sergilenmesi, heykelin dini, estetik ve kamusal önemini vurguluyor. Hermes heykeli ise çeşmenin hemen arkasında yer alan Gymnasion’da yani kentin eğitim merkezinde bulundu.
Çeşmenin yakınındaki Hermes heykeli sol koluna ve omzuna atılmış bir chlamys dışında çıplak olarak betimleniyor. Men ve Hermes heykelleri birlikte hem yerel kült geleneklerini, hem de daha geniş Greko-Romen heykel tiplerinin Sagalassos’un kentsel ve dini dokusuna nasıl entegre edildiğini yansıtıyor.
Anadolu’nun kültürel mirasının gelecek nesillere ulaştırmalarından dolayı gurur duyduklarını belirten Aygaz Genel Müdürü Melih Poyraz, Sagalassos’taki çalışmalarda tam 20 yıldır, antik kentin, tarihin derinliklerinden adeta iğneyle kuyu kazılarak, bin bir emekle ortaya çıkarılmasına tanık olmanın heyecanını yaşadıklarını söyledi.
Bu süre zarfında Antoninler Çeşmesi’nden Yukarı Agora’ya kadar pek çok anıtın sağladıkları katkılarla yeniden hayat bulduğunu aktaran Poyraz, “Antoninler Çeşmesi’nin restorasyonu, Aygaz’ın desteğinin en somut simgelerinden biri oldu.
2010 yılında çeşmenin suyla kavuşması o dönemde hem arkeoloji dünyası hem de kurumumuz için unutulmaz bir kilometre taşıydı. Yukarı Agora’yı Akdeniz’deki en iyi korunmuş ve restore edilmiş, antik meydanlardan birine dönüştürdük. 2026’da 65. yılını kutlamaya Sagalassos’a önümüzdeki yıllarda da katkı sunmaya devam edeceğiz” açıklaması yaptı.
Antik kentin tarihini gün yüzüne çıkarmak üzere yürütülen çalışmalarda gelinen noktayı anlatan Sagalassos Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Peter Talloen, antik kentin Akdeniz’in en iyi korunmuş yerleşimlerinden biri olduğunu ve yüzyıllar boyunca süregelen kentsel yaşam, kültür ve dayanıklılığa dair eşsiz bir pencere sunduğunu söyledi.
Olağanüstü korunmuş yapısı, Sagalassos’u yalnızca bilimsel keşiflerin yapıldığı bir alan değil, aynı zamanda evrensel değere sahip bir kültürel hazine haline getirdiğini söyleyen Talloen, “Bu süreçte Aygaz’ın desteği büyük önem taşıyor. Destekler sayesinde Sagalassos’un zengin mirasını görünür kılıyor, anıtlarını sürdürülebilir bir şekilde koruyup sunuyor. Bu olağanüstü mirasın hem yerel toplumda hem de dünya çapında ilham verici, eğitici ve etkileyici bir değer olarak yaşamasını sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.