MUHAMMET YİĞİTOĞLU /KONYA
Bu yıl 4.’sü düzenlenen ve Türkiye’nin en büyük Yeşil Sanayi Zirvesi olan, ‘4. Sanayide Yeşil Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Zirvesi’, Konya Sanayi Odası ve Konya Organize Sanayi Bölgesi ev sahipliğinde, Konya Valisi İbrahim Akın, AK Parti Konya Milletvekilleri Mehmet Baykan, Latif Selvi, Konya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Uzbaş, OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü, Konya protokolü, sanayiciler ve davetlilerin yoğun katılımı ile gerçekleştirildi.
Konya Organize Sanayi Bölgesi’nde düzenlenen zirvenin açılışında konuşan KSO Başkanı Mustafa Büyükeğen, Konya sanayisinin rekabet gücünü koruyabilmesi için yeni dönemin dinamiklerine uyum sağlaması gerektiğini vurguladı. Yeşil dönüşümün bu sürecin önemli bir başlığı olduğunu belirten Büyükeğen, “Türkiye ihracatının yüzde 40’ını, Konya’nın ise yüzde 37’sini yaptığımız AB pazarlarında varlığımızı korumak için yeşil dönüşüm hayati önem taşıyor. Bu süreçte sanayicilerimizi bilgilendirmeye, farkındalık ve eğitim çalışmalarıyla destek olmaya devam edeceğiz. Ortaya koyduğumuz irade, daha temiz ve güçlü bir sanayinin temelini atacaktır. Konya, sürdürülebilir üretimde öncü şehir olmaya devam edecek” dedi.
KSO Başkanı Büyükeğen, Enerji Verimliliği Mobil Etüt Aracı ile bugüne kadar 131 kurum ve işletmede ölçümler yapıldığını belirterek, “Bu çalışmalarla yılda 51 bin ton karbon salınımını engelledik, 8 bin 810 TEP enerji tasarrufu sağladık ve ekonomiye 223 milyon lira katkı sunduk” dedi. Bakanlıktan alınan danışmanlık yetkisiyle üyelerine destek verdiklerini ifade eden Büyükeğen, ayrıca 15 milyon dolarlık 3 UR-GE projesiyle 47 firmanın yeşil dönüşümüne katkı sağladıklarını, ihracat kapasitelerini artırmaya yönelik çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Konya OSB’nin yeşil dönüşümde örnek bir OSB olduğunu vurgulayan Başkan Büyükeğen, TSE’nin belirlediği 40 kriteri karşılayarak Türkiye’de “Yeşil OSB Sertifikası” alan 21 bölgeden biri olduklarını söyledi. Günlük 7 bin metreküp atık suyu arıttıklarını, 4,5 MW’lık GES yatırımlarıyla tesis ve aydınlatma ihtiyaçlarını karşıladıklarını belirten Büyükeğen, “Bu yatırımlarla 26 bin ton, sanayicilerimizin 249 MW kurulu güce ulaşan çatı GES’leriyle birlikte toplam 286 bin ton karbon salımını engelledik. Ayrıca 1 milyon 310 bin metrekarelik alanımızla Türkiye’nin en yeşil OSB’lerinden biriyiz” dedi.
Konya Valisi İbrahim Akın, zirvede yaptığı konuşmada yeşil dönüşümün sadece makinelerin değil, zihniyetin de değişimi olduğunu belirterek, “Bu ufuk, çevreyi korumanın ötesinde; dünyanın dengesini ve nihayetinde insanlığı korumaktır. Bizler artık biliyoruz ki sürdürülebilir olmayan hiçbir büyüme, kalıcı değildir. Kalıcılığı sağlayacak olan; doğayla uyumlu üretim, yenilenebilir enerjiye dayalı yatırımlar, döngüsel ekonomi anlayışı ve gelecek kuşakların da hakkını gözeten sanayi politikalarıdır. Ülkemizin 2053 net sıfır hedefi; temiz hava, berrak su, sağlıklı toprak ve sürdürülebilir bir üretim düzenine dair taahhüdümüzdür. Sanayi, bu stratejik hedefin en önemli taşıyıcı gücüdür. Konya’mız, yeşil sanayinin ve sürdürülebilir kalkınmanın öncüsü olma yolunda ilerlemekte, tüm dünyaya şu mesajı vermektedir: Biz üretmek için olduğu kadar geleceği korumak için de çalışıyoruz; sanayi doğayı tüketerek değil, doğayla birlikte büyüyebilir” dedi.
AK Parti Konya Milletvekili Latif Selvi ise sanayinin kalkınmanın motoru olduğunu vurgulayarak, “Konya’mız artık üretim kapasitesini bilgi teknolojileriyle donatarak geliştiriyor. Şehrimizin, Türkiye’deki yapılanmaları dikkate aldığımız zaman avantajlı olduğunu görüyoruz. Çünkü sanayimizin üretim merkezleri yerleşim alanlarını tehdit etmiyor daha çevreci ve daha yaşanabilir bir ortamda üretimini sürdürüyor bu da son derece kıymetli” ifadelerini kullandı.
Daha sonra konuşan AK Parti Konya Milletvekili Mehmet Baykan ise, yeşil dönüşümün ve çevreye duyarlı üretimin hayati önemde olduğunu ifade ederek “Konya, şu anda 3,5 milyar dolar ihracatı geçmiş durumda. Sanayimizin geleceği adına, verimliliği adına yeşil dönüşümün, yeşil sanayinin çok önemli olduğunu idrak edebilmek durumundayız ve bunu çok güçlü bir şekilde destekliyoruz” dedi.
Konya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Uzbaş da, üretimin geleceğinin çevresel hassasiyet ve sosyal sorumlulukla da ölçülen bir değer olduğunu aktardı. Konya Büyükşehir Belediyesi olarak, ileri teknolojiye sahip atık su arıtma tesisleri, akıllı şehir uygulamalarıyla Konya’yı çevreye saygılı, iklime duyarlı modern bir şehir olarak geleceğe hazırladıklarını söyleyen Uzbaş, “İnanıyorum ki, sanayicilerimizle, iş dünyamızla, üniversitelerimizle ve tüm paydaşlarımızla el ele vererek çok daha yaşanabilir bir Konya’yı hep birlikte inşa edeceğiz” diye konuştu.
AB Türkiye Delegasyonu Yeşil Kalkınma ve Kapsayıcı Büyüme Program Yöneticisi Michele Pierpaoli ise sürdürülebilirliğin kısa mesafe değil maraton olduğunu ifade ederek Avrupa Birliği’nin 2050 yılına kadar iklim nötr ilk kıta olmayı hedeflediğini ve bunu gerçekleştirmek için politikaları, düzenlemeleri ve finansman araçlarını uyumlu hale getirdiğini söyledi. Pıerpaolı, “AB, Türkiye’yi sadece bir komşu olarak değil, stratejik bir ortak olarak görüyor. Sektörleriniz, girişimcileriniz, yenilikçileriniz, tüm bu bölgenin yeşil dönüşümünde merkezi bir rol oynuyorlar. Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefi, bu taahhüdün açık, iddialı ve ileriye dönük bir kanıtıdır. Bugünkü zirve, ortaklığımızın ne kadar ilerlediğini ve birlikte daha ne kadar ilerleyebileceğimizi gösteriyor. Elbette, önümüzdeki yolun her zaman kolay olmayacağını biliyoruz. Zaman alır, yatırım gerektirir” ifadelerini kullandı.
Açılış konuşmalarının ardından gerçekleştirilen panellerde alanında uzman isimler, sürdürülebilir üretim, yeşil finansman, teşvikler, proje destekleri ve yeşil dönüşüme dair bilgiler verdi.
Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen ‘AB Politikaları Çerçevesinde Sanayide Sürdürülebilirlik Döngüsel Ekonomi: Yeşil Finansmana Erişim’ başlıklı panelde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Finansmanı ve Teşvikler Dairesi Başkanı Mürsel Akbulut, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Yönetici Yardımcısı Ebru Akyol Ergüner ile TÜBİTAK TEYDEP Bilimsel Programlar Kıdemli Uzmanı Nedim Altın Yılmaz, katılımcılara bilgiler verdiler.
Sanayileşme yarışının savunma, küreselleşmeden dönüş ve hidrokarbondan çıkış olarak altı kırmızı kalemle çizilmesi gereken üç temel dinamiği olduğunu söyleyen Hakan Güldağ, Avrupa’nın enerji krizinde kömür santrallerini yeniden devreye almasına rağmen yeşil dönüşümün ertelenmediğini belirterek, “Zikzaklar olabilir ama süreç devam ediyor. Avrupa’nın yeni sanayi atılımı için güneş, rüzgâr ve yeşil hidrojen gibi temiz enerji kaynaklarına ihtiyacı var. Bu noktada Türkiye’nin ve özellikle Konya’nın ciddi avantajları bulunuyor. Konya’daki firmalarımız da çevresel ürün ihracatında önemli bir ivme yakaladı. Rakamlar 2 milyar dolardan 27-28 milyar dolara yükseldi” dedi.
Sanayinin son dönemde finansman zorlukları ve yüksek faizler nedeniyle sıkıntı yaşadığına da değinen Güldağ, “Sanayi ürettiği mallarda düşük enflasyona rağmen yüksek faiz yüküyle karşı karşıya. İhracatta patinaj var, konkordatolar arttı. Ancak enflasyonda düşüş eğilimiyle birlikte Merkez Bankası’nın faiz indirim sürecine girmesi bekleniyor. Bu, zamana yayılsa da reel sektöre rahatlama getirecek. Sanayimiz tasarruf ve verimlilikle bu dönemi aşacaktır” diye konuştu.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Finansmanı ve Teşvikler Dairesi Başkanı Mürsel Akbulut ise yeşil dönüşüm sürecinde finansman ve teşviklerin önemine dikkat çekti. Akbulut, “Artık sözden ziyade icraat dönemindeyiz. Hem yerli emisyon ticaret sisteminden elde edilecek gelirleri hem de dış kaynakları bu amaçla yönlendireceğiz” dedi.
Adil geçiş kavramının altını çizen Akbulut, dönüşümün yalnızca teknik bir mesele olmadığını, toplumsal ve sosyolojik boyutu bulunduğunu belirtti. “Kömür madenlerinin kapanması ya da eski teknolojilerin terk edilmesi tek başına yeterli değil. Orada yıllardır çalışan insanların, bilgi birikiminin de dönüşüme dahil edilmesi gerekiyor. Adil geçiş dediğimiz şey bu” diye konuştu.
Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Yönetici Yardımcısı Ebru Akyol Ergüner ise Yeşil dönüşümün başarılı olması için doğru finansal modellerin kritik olduğunun vurgulayarak, KOBİ’lerin finansmana erişiminin artırılması gerektiğini söyledi. Ergüner, “KOBİ’ler çoğunlukla öz kaynaklarla dönüşüm yapıyor. Finansman desteğiyle rekabet güçlerini artırabilirler. Biz hem yurt dışı kaynaklardan hem de yerli fonlardan yararlanarak portföyümüzün yüzde 96’sı oranında sürdürülebilir projelere kaynak ayırdık ve bu projeleri çevresel, sosyal ve toplumsal etkiler açısından titizlikle değerlendirildi” dedi.
Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefi için gereken yatırımların büyük kısmının bankalar aracılığıyla sağlanacağını ifade eden Ergüner, Konya başta olmak üzere sanayi ve tarım sektörlerine yönelik yeşil finansman fırsatlarını artırmayı hedeflediklerini söyledi. Ayrıca, kadın-erkek eşitliği ve toplumsal etkilerin de değerlendirme sürecinde önemli kriterler arasında olduğunu vurguladı.
TÜBİTAK TEYDEP Bilimsel Programlar Kıdemli Uzmanı Nedim Altın Yılmaz, Dünya Bankası Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’ni ve TÜBİTAK’ın sanayiye yönelik yeşil dönüşüm desteklerini anlattı. Yılmaz, proje kapsamında toplam 450 milyon ABD doları bütçeyle 2023–2030 döneminde sanayi kuruluşlarının Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinin desteklendiğini belirtti.
TÜBİTAK’ın 1831, 1832 ve 1833 programlarıyla KOBİ’ler ve büyük ölçekli firmalara finansal destek sağlandığını aktaran Yılmaz, geri ödemeli desteklerin hibeye dönüşebildiğini vurguladı. Konya Sanayi Odası’nın TÜBİTAK mentor kuruluşları arasında yer aldığını söyleyen Yılmaz, desteklerin proje kapsamına göre 10–30 milyon TL arasında değiştiğini, geri ödemenin faizsiz ve Türk lirası üzerinden yapılacağını, özel sektör ağırlıklı firmaların başvuru yapabileceğini ifade etti. Bu desteklerin, sanayide yeşil dönüşümün hızlanması ve Türkiye’nin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasında kritik rol oynayacağını da sözlerine ekledi.
İlk panelin ardından yapılan soru-cevap bölümünde, katılımcılar yeşil dönüşüm ve finansman konularını tartışarak uzmanlardan mevcut destek mekanizmaları ve projeleri hakkında da bilgi aldı.
Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Handan Sema Ceylan’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Hedefi ve Sanayinin Rolü” Başlıklı ikinci oturumda da, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Proje Destekleri Daire Başkanı Ersoy Metin, TSE Sürdürülebilir İklim Değişikliği Müdürü Mehmet Ergün ve Daxler Energy Genel Müdür Yardımcısı Burak Bağcı, sanayinin yeşil dönüşümüne ilişkin bilgiler paylaştı.
Türkiye’nin 2053 hedefinin önemini anlatmak için önce Avrupa Birliği ve diğer ülkelerin durumuna bakmanın faydalı olduğunu belirten Handan Sema Ceylan, “Avrupa Birliği’nin hedefi 2050, Birleşik Krallık 2050, Çin 2060, Hindistan ise 2070. Dolayısıyla Türkiye’nin 2053 hedefi cesur bir hedef olarak öne çıkıyor. Bu hedefi gerçekleştirecek isimler de burada, bu salonda bulunuyor. Biz bu yolu nasıl döşeyeceğimizi konuşacağız” dedi. Ceylan, Amerika’nın da deniz taşımacılığındaki net sıfır hedeflerinden geri durması nedeniyle 2050 hedefindeki sürecin uzadığını sözlerine ekledi.
Ekonominin temel ilkelerine dikkat çekerek, kıt kaynakların verimli kullanılmasının zorunluluğunu vurgulayan Ceylan, “Aslında biz bunu yapmak zorundayız. Yeşil duvarlar sadece Avrupa’da değil, bizim üretimimizin ve kendi nefes alabilmemiz için de uygulanması gereken bir zorunluluk” ifadelerini kullandı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Proje Destekleri Daire Başkanı Ersoy Metin, bakanlığın sürdürülebilir bir iklim politikası oluşturmak, enerjide dışa bağımlılığı azaltmak ve arz güvenliğini güçlendirmek için enerji verimliliğini önceliklendirdiğini ifade etti. Enerji verimliliğinin hem üretim tarafını desteklediğini hem de talep tarafını tamamladığını belirten Metin, “Sanayi ve bina hizmet sektörlerinde sosyal konforu düşürmeden enerji tüketimini azaltan uygulamalar enerji verimliliği olarak tanımlanıyor. Bu, yatay bir konu; tüm sektörleri ilgilendiriyor” dedi.
Enerji verimliliğinin en önemli göstergesinin enerji yoğunluğu olduğuna dikkat çeken Metin, “Enerji yoğunluğu, bir birim hasıla üretmek için tüketilen enerji miktarıdır. 2000’den 2023’e kadar enerji yoğunluğumuz yüzde 10-35 oranında azaldı, yıllık ortalama 1,8’e tekabül ediyor. 2020-21’de üst üste en çok iyileştirme sağlayan ülkelerden biri olduk. Geçen yıl kıyasla yüzde 4,5 iyileşme sağladık” diye ekledi.
TSE Sürdürülebilir İklim Değişikliği Müdürü Mehmet Ergün, yürütülen Yeşil OSB projesinin Sanayi Bakanlığı ve Dünya Bankası iş birliğiyle hayata geçirildiğini belirterek, “Projede çevresel ve sosyal göstergeler de dahil olmak üzere dört ana başlıkta 40 farklı kategori değerlendiriliyor. OSB’ler, bronz, gümüş, altın ve platin seviyelerinde sertifikalandırılıyor. Kriterlerimizde sürekli iyileştirme önceliğimiz. Türkiye’nin hedeflerine ulaşabilmesi için kurumların ve bireylerin de net sıfır hedeflerine sahip olması gerekiyor. Bu yolculukta herkesin birlikte hareket etmesi şart. Bunu için biz de sanayicimizin, ilgili mevzuat ve standartlar doğrultusunda nereye ulaşması gerekiyorsa o konuda destek veriyoruz” ifadelerini kullandı.
Daxler Energy Genel Müdür Yardımcısı Burak Bağcı, Türkiye’nin yenilenebilir enerji ve enerji depolama sektöründeki konumunu değerlendirerek Türkiye’nin Avrupa’da kurulu güç ve kapasite açısından önde olduğunu dünyada ise Çin ve Hindistan’ın ardından geldiğini söyledi Önümüzdeki 10 yılda güneş enerjisi kurulu gücünün 45 GW’ye ulaşmasının planlandığını, mevcut kurulu kapasitenin ise 30-35 GW civarında olduğunu aktaran Bağcı, Ayrıca 25 GW’lık yeni hücre fabrikası yatırımlarının onaylandığını ve toplamda 30 GW’lık üretim potansiyeli olduğunu vurguladı.
Sektörde arz-talep dengesinin önemine de değinen Bağcı, “Kapasitelerin hızla artması fiyatları düşürdü, yatırımların geri dönüş süresi uzadı. Bu nedenle planlama ve dengeleme kritik” ifadelerini kullandı. Burak Bağcı Yatırımların amortisman süreleri, fiyat dalgalanmaları ve mevzuatın sektördeki rolü üzerine de değerlendirmelerde bulundu.