Altyapı yatırımları finansman modeliyle şekillendi
McKinsey ve Dünya Bankası verilerine göre, insan odaklı altyapı yatırımlarının 2040 yılına kadar küresel Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYH) yıllık yüzde 1,3 ek büyüme sağlayabileceği öngörülüyor. Toplumsal ihtiyaçlara göre planlanan ulaşım ve enerji projeleri, her 1 milyar dolarlık yatırım karşılığında ortalama 13 bin yeni istihdam yaratıyor.
Uzmanlar, bu tür projelerin 2030 yılına kadar şehirlerde enerji verimliliğini yüzde 30’a kadar artırarak kamu harcamalarında milyarlarca dolarlık tasarruf sağlayacağını belirtiyor. Bu durum altyapı yatırımlarını, hem iklim hedeflerine katkı sunmada hem de sürdürülebilir ekonomik büyüme açısından itici gücü haline getiriyor.
İnsan odaklı altyapı yatırımının önemini DÜNYA Gazetesi’ne anlatan Kamu Özel Sektör İşbirliği Araştırma Merkezi (KÖİ) Başkanı Dr. Eyüp Vural Aydın, “İnsan odaklı yatırım, çevreye de geleceğe de duyarlılığı temsil eder. Bu üç duyarlılıkla bir altyapı yatırımı geliştirilmemesi ise anlamsız olur ve başarılı bir proje olarak nitelendirilmez.
Bu nitelikler sayesinde de altyapı yatırımları insanı odağına aldığında, Birleşmiş Milletler (BM) ve OECD gibi uluslararası kuruluşlardan finansal destek alır. Söz konusu desteğin teşvik edici etkisi ise elbette ki tartışılmaz. Dünyada bu kapsamda hayata geçirilen örnek projeleri de biz aslında Türkiye’ye uyarlıyoruz” dedi.
İyiler örnek alındı, Türkiye alaylı oldu
Devletin, 2010 senesindeki sürdürülebilirlik kriterleriyle 2025 senesindeki kriterlerinin aynı olmadığına dikkat çeken Dr. Eyüp Vural Aydın, “KÖİ projelerinin en büyük katkılarından biri de bu. Ülkedeki yasal altyapının ve kapasitenin gelişimine katkı sağlıyor. Çünkü iyiler örnek alınıyor, uluslararası sürdürülebilirlik kriterleri ile karşı karşıya gelindiğinde bilmediklerini öğrenmek durumunda kalıyorsun.
Biz yaparak öğrendik, yani Türkiye alaylı oldu, olmak zorundaydı çünkü finansman ancak bu şekilde elde ediliyordu. Hatta bu sayede sosyal etki analizini de yazdığımızı söyleyebilirim. Şimdi de öğrendiklerimizi, başkalarına öğretir hale geldik ve danışmanlık yapıyoruz. Özetle Türkiye’de altyapı yatırımları finansman modeliyle şekillendi çünkü devletler tarafında en büyük sıkıntı finansman tarafında yaşanıyor” dedi.
2015 yılı öncesine kadar Türkiye’de sürdürülebilirliğin bu denli konuşulmadığını hatırlatan Dr. Eyüp Vural Aydın, “Fakat sonra ana tema neredeyse tamamen sürdürülebilirlik oldu. Hatta bu durum öyle bir hâl aldı ki, yalnızca inşaatın sürdürülebilirliği değil, projenin işletme aşamasının sürdürülebilirliği kritik önem kazandı. Bu da Türkiye’nin tüm projelerine yansıdı. Avrasya Tüneli, Çanakkale ile Yavuz Sultan Selim Köprüsü de bunun en güzel örneklerinden” diye konuştu.
Başarı için sürdürülebilirlik kriteri aranıyor
Sürdürülebilir projelerin, finansman bulma konusundaki önemine vurgu yapan ve Orta Asya ve Rus coğrafyası başta olmak üzere dünyadaki gelişmiş ülkelerin altyapı projelerinde esas önceliğin sürdürülebilirlik ve insan odaklılığı olduğunu belirten Dr. Aydın, “Bunlar yoksa projeyi başarılı bulmuyorlar. Başarılı değilse finansman sağlayamayız diyerek de kapıları kapatıyorlar. O yüzden yenilenebilir enerji, tedarik zinciri, suyun istikrarlı ve doğru yönetimi gibi konular çok önemli” dedi.
Gelecek 10 yıla damgasını vuracak sektörleri sıralayan Dr. Eyüp Vural Aydın, “Bunlar su yönetimi, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, yenilenebilir enerji tarafı ve ulaştırma. Özellikle biz şu an ulaştırmayı pek sürdürülebilirlik kapsamında değerlendirmesek de aslında ulaştırma, tüm sektörlerin anası konumunda. Çünkü ulaştırma olmazsa, diğer hiçbir sektörün anlamı olmuyor. İnsanı ve bilgiyi bir yerden bir yere taşıdıkça, dünya anlam kazanır” değerlendirmesinde bulundu.
Yeni kavramın doğuşu: Çevik yönetişim
Sürdürülebilirlikte ‘Çevik yönetim/yönetişim’ (agile governance) kavramının doğduğunu söyleyen KÖİ Başkanı Dr. Eyüp Vural Aydın, “Artık ülkelerin bir olay olduğunda buna doğrudan nasıl bir refleks verdiğinden ziyade, olay olduğunda bundan etkilenmemelerini sağlayacakları yapıyı kurmaları önemli olacak. Yani örnek veriyorum deprem olduğunda Avrasya Tüneli yıkılırsa senin bunu idare edecek çözümlerini bilmen gerekecek. Bu da beraberinde risk kılavuzlarının gerekliliğini ortaya koyacak” diye konuştu.
Kriterler özel sektör finansmanını patikaya sürükledi
Kamu ve özel sektörün iş birliği yaptığı projelerde sürdürülebilirlik değerlemelerini yeterli bulduğunu söyleyen KÖİ Başkanı Dr. Eyüp Vural Aydın, “Pandemiyle beraber Ekvator Kriterleri ile IFC Kriterleri, özel sektör finansmanını sürdürülebilirlik patikasına sürükleyen yeterli kriterler oldu. Uygulamalarını da ben sahada Arabistan’da, Özbekistan’da, Kırgızistan, Kazakistan ve Türkiye’de gördüğümü söyleyebilirim” yorumunu yaptı.
source