Avşa Adası’nın hikâyesi Ada Karası’yla yazılıyor - Ötüken Haber
DOLAR 41,2954 0,36%
EURO 48,4808 0,55%
ALTIN 4.831,590,08
BITCOIN %
Ankara
24°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Avşa Adası’nın hikâyesi Ada Karası’yla yazılıyor

Avşa Adası’nın hikâyesi Ada Karası’yla yazılıyor

ABONE OL
Eylül 11, 2025 21:10
Avşa Adası’nın hikâyesi Ada Karası’yla yazılıyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

AYDİL DURGUN
aydil.durgun@dunya.com

Bir üzüm bir adanın kaderi­ni değiştirebilir mi? Mar­mara Adalar Belediyesi’ne bağlı Avşa Adası bu sorunun ce­vabının evet olmasını umuyor.

Söz konusu üzüm ise Türk Pa­tent ve Marka Kurumu’ndan 2023 yılında coğrafi işaret tescili alan Ada Karası. Bitmedi. Üç yıl­lık uğraş sonucunda Ada Karası şarabı da bu yıl mayıs ayında ay­nı kurumdan coğrafi işaret alma­yı başardı.

Avşa’daki bir avuç üretici ve gö­nüllü çalışanların çabasıyla elde edilen bu başarılar kutlamayı ve takdir edilmeyi hak ediyor. İşte tam da burada 6-7 Eylül’de düzen­lenen ‘Bir Başkadır Avşa’ etkinliği devreye giriyor.

Avşa Adası’nın hikâyesi Ada Karası’yla yazılıyor - Resim : 1

Önoturizm destinasyonu

Gazetemiz yazarlarından Eb­ru Köktürk Koralı’nın yaratıcısı olduğu, Marmara Adalar Beledi­ye Başkan Yardımcısı Şahin Ala­gaş’ın ev sahipliğinde gerçekle­şen etkinliğin amacı Avşa’yı öno­turizm destinasyonlarından biri haline getirmek. Şaraplarıyla ün­lü Avrupa ülkelerine yıllık milyar euro ile ifade edilen gelir sağlayan bir turizm alt dalından söz ediyo­ruz.

Avşa Adası da Ada Karası gibi önemli bir değeriyle potansiyeli­ni gerçekleştirmek istiyor. Bu yıl ikincisi düzenlenen ‘Bir Başka­dır Avşa’ etkinliğinde Ada Karası bağ bozumu şenlikleriyle üzüm­ler kesildi, ezildi, damakta iz bıra­kan tadına bakıldı. Sardalya şen­liğinde ise mevsimi geçmeden bu lezzetli balığın hakkı verildi.

İDO feribot seferleriyle Yeni­kapı ve Bostancı’dan yaklaşık üç saatte ulaşılan Avşa Adası aslında doğası ve denizin kıyısına kuru­lan sofralarıyla tatil denince akla gelen temel beklentileri karşıla­yabilecek potansiyele sahip. De­niz ürünleri özellikle pembe kari­desi bu sofraların baş köşesinde. Üzerine bir de coğrafi tescil almış üzümü ve şarabı var. Ancak henüz turistlerin hele ki yabancı turist­lerin radarına girmekten uzak.

Avşa Adası’nın ve Ada Kara­sı’nın ihtiyacı olan spot ışıklarına kavuşabilmesi için bu tür etkin­liklerin sürmesi şart. Bir de elbet­te yerel üreticilerinin desteklen­mesi… Ebru Köktürk Koralı’nın moderatörlüğünde gerçekleşen Ada Karası Sohbetleri’nde böl­ge üreticilerinden Alp Törüner, Gamze Sezer ve Ali İhsan Borta­çina, yeme-içme uzmanı yazar Levon Bağış eşliğinde bağcılık ve şarapçılık kültürü konuşuldu. Üreticilerin hikayeleri, ihtiyaç­ları ve Ada Karası’nın ekonomik potansiyeli masaya yatırıldı. Soh­bet esnasında Bağış’ın verdiği ör­nek bu potansiyeli en iyi şekilde özetler nitelikteydi: Bir kilo kuru üzüm dört kilo yaş üzümden el­de ediliyor. Bir şişe şarap içinse yaklaşık bir kilo üzüm kullanılı­yor. Bir de ikisinin satış fiyatı üze­rinden ekonomik katkısını düşü­nün… Bu üzüm çevresinde gelişe­cek önoturizmin geliri de cabası.

Sohbette ikinci ve üçüncü ku­şak üreticiler olunca adada bağcı­lığın nereden nereye geldiğini de görmek mümkün oldu. Bu geliş­mede Avşa’nın en büyük üreticisi Alp Törüner’in (Büyülübağ) kat­kıları büyük. Gamze Sezer genç yaşta eşini kaybetmesinin ardın­dan üretimi tek başına devam et­tiren babaannesinden almış elini ve bugün üçüncü kuşak olarak bu kültürün sürmesi için elini taşın altına koymuş. İkinci kuşak olarak bayrağı devralan Ali İhsan Borta­çina ise babasının Mustafa Kemal tarafından Fransa’ya eğitim alma­ya gönderilen gençlerden biri ol­duğunu ve ülkesine dönüp bu işe başladığını anlattı. “Üretim fabri­kalarında büyüdüm” diyen Borta­çina Avşa’da kalarak bu işi devam ettirmeyi seçmiş.

Dışarıya göç veren ve hemen her adada olduğu gibi güzellikle­rinin yanı sıra zorlayıcı koşulla­rı da eksik olmayan Avşa’da kalıp Ada Karası üretimine devam et­mek mühim. Son 20 yılda üreti­minin 200 tondan 40 tona düş­tüğü gerçeğini de hesaba katınca önemi daha net anlaşılıyor.

Baştaki soruya geri dönecek olursak… ‘Bir Başkadır Avşa’ et­kinliğinde gördük ki evet bir üzüm bir adanın kaderini değiş­tirebilir, değiştirmelidir de. Ada Karası sayesinde Avşa bambaşka olabilir.

Avşa Adası’nın hikâyesi Ada Karası’yla yazılıyor - Resim : 2

Tarihi roma dönemine kadar dayanan Garos

Adası’na yolunuz düşerse iskelenin yakınlarında sahil şeridindeki Lakerde ve Erol’un yeri restoranları sizi üzmeyecek bir balık ve meze seçkisi sunuyor. Kahvaltı için Atamer’in Bahçesi doyurucu ve lezzetli serpme kahvaltı servisiyle tercih edilebilir. Ancak adadan tatmadan dönmemeniz gereken bir lezzet var: Garos. Tarihi yüzyıllar öncesine dayanan bu lezzet üzerine çalışan akademisyen arkeolog Elif Gözler Çamur şöyle anlatıyor: “Garos, Roma döneminin ünlü balık sosu garumla bağlantılı, Marmara Adası’na özgü bir gastronomi ürünü. Temelde uskumru cinsi balıkların ama özellikle kolyozun havyarı ve ciğerinin tuzla bekletilmesinden elde ediliyor. Farklı tariflerde incir yaprağının ve çörtük olarak tanınan garos otunun da eklediğini biliyoruz. Garos’un servisi zeytinyağı, sirke ya da limonun eklenmesiyle yapılıyor. Bu özel ürünün Marmara Adaları’nda yalnızca evlerde yapılıp tüketilen ve unutulmaya yüz tutan bir lezzet olduğunu farkettik. Garos’un tanınmasıyla ilgili Marmara Adası Slow Food Topluluğu olarak çalışmalar düzenledik. Slowfood’un tehlike altındaki ürünler için oluşturduğu ‘Ark of Taste’ listesine garosu dahil ettirdik.”

Avşa Adası’nın hikâyesi Ada Karası’yla yazılıyor - Resim : 3

source

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

300x250r
300x250r