İkizköy Akbelen’de zeytin tarlalarında sondaj ve zeytin sayımına sert tepki
Türkiye Tabiatını Koromu Derneği’nin kömürcü şirket ile imzaladığı protokol ve Köy muhtarlarının zeytinlerin taşınması için YK Enerji A.Ş.’ye danışmanlık yapacağının açıklanması köylüleri isyan ettirdi.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy ve Akbelen’de YK Enerji A.Ş: yi yönetene Limak ve İçtaş şirketlerine karşı ormanları ve zeytin tarlalarını korumak için altı yıldır mücadele eden köylüler bu kez de “zeytin ağaçlarının taşınması için” kömürcü şirket ile işbirliği yapan köy muhtarlarına tepki gösterdi.
ÜÇ gün önce bölgede kömürcü şirketin sondaj çalışmalarını başlatıp bölgede sayım yapmak istemesi üzerine köylüler zeytin tarlalarında nöbet tutmaya başlamıştı.
ZEYTİN AĞAÇLARININ TAŞINABİLECEĞİ DÜŞÜNCESİNİ BİZE SATMAYA ÇALIŞIYORLAR
İkizköy Çevre Komitesi sözcüsü Esra Işık bugün yaptığı açıklamada “Bizler zeytincilikle geçinen Muğla köylüleriyiz. Yıllardır zeytinlerimizi, köylerimizi korumak için canla başla mücadele ediyoruz. Geçtiğimiz Temmuz ayında meclisten geçirilen yeni maden yasası ile zeytinlerimizin taşınması gündeme getirildi. Başta YK Enerji şirketi olmak üzere, zeytin ağaçlarının taşınabileceğine dair bilim insanından derneğine, muhtarından vekiline yoğun bir propaganda ve ikna çabası söz konusu. Güya zeytin ağaçlarının taşınabileceği düşüncesini “satarak” bizleri ve toplumu ikna etme çabasındalar. Böylece topraklarımızı kamulaştırıp bizleri köyümüzden başka diyarlara göç ettirecekler. Biz tehlikenin farkındayız!” ifadelerini kullandı.
ÜÇ KURUŞ AVANTA UĞRUNA KÖYLERİNİ KÖYLÜLERİNİ SATAANLARA SATILMIŞ DENİLİR
Esra Işık açıklamasının devamında ise “Maden yasasının mecliste görüşüldüğü günlerde bölge muhtarlarının şirket tarafından ikna faaliyetinin bir parçası haline getirildiğini biliyoruz. Muhtarlar özel seyahatlerle Ankara’ya taşınarak, sanki köylüleri de bu yasa çıksın istiyorlarmış gibi bir görüntü çizilmişti. Bu plan tutmadı. Milas kamuoyu şirketle işbirliği yapan muhtarları kendi nezdinde damgaladı. Hem kendi hem başka köylülerin topraklarının şirkete devredilmesi yönünde iştahla çalışan çabalayan bu kişileri biz de unutmayacağız. Üç kuruş avantaya köylerini, köylülerini satanlara, satılmış denir. Kamuoyuna yansıyan yeni bir habere göre bu muhtarlar şimdi de zeytinlerin taşınması konusunda şirkete danışmanlık yapacak” diye konuştu.
TTKD ENERJİ ŞİRKETİ İLE PROTOKOL YAPTI
Işık açıklamasında yıllardır zeytinliklerin taşınmaması, madene kurban edilmemesi, korunması gerektiğini söyleyen Türkiye Tabiatını Koruma Derneği’nin (TTKD) YK Enerji şirketi ile yaptığı protokol yer aldığını belirterek “ Buna göre TTKD, üyesi olan bilim insanları aracılığıyla zeytinlerin taşındıktan sonraki gelişimlerinin sağlıklı olup olmadığını inceleyecek; YK Enerji şirketi de “bakın ne güzel taşınma öncesi ve sonrası durumları tüm açıklık ve şeffaflığıyla izliyor, izletiyor ve paylaşıyoruz” diyerek şeffaflık pazarlayacak! Halbuki aynı TTKD 2022’de, zeytinlerin madencilik faaliyeti için taşınması amacıyla çıkarılan yönetmeliğe dair yaptığı açıklamada şunları söylüyordu:
“Son yıllarda özellikle birileri, her gün ne yapsak da topraklarımıza, sularımıza, ormanlarımıza kısaca tüm doğal kaynaklarımıza, nasıl daha çok zarar versek diye düşünüyor, planlıyor ve sonra da pervasızca hayata geçiriyor! Üstelik bunlar, konunun uzmanı bilim insanlarının, sivil toplum kuruluşlarının, doğaya duyarlı vatandaşların aklıyla dalga geçer nitelikte hükümler içeren, mevzuat düzenlemelerini yapmakta herhangi bir sakınca görmüyor. Peki, hangi gerekçenin arkasına sığınarak? Tabii ki son dönemlerde doğaya karşı işlenen tüm suçlarda ileri sürdükleri o meşhur gerekçeye; yani “kamu yararına”! Bu da doğal kaynak değerlerini yok etmenin “Beylik Lafı” oldu ne yazık ki! Soralım; “Hangi kamunun yararına? zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınması gibi akla zarar, tipik “Zihni Sinir Projesi” olarak nitelendirebileceğimiz bir hüküm mevcut. Madencilik faaliyetinin bitiminde, o alanın tekrar zeytinciliğe uygun hale gelemeyeceği çok açıktır. Bu şart, kamuoyunu kandırmak dışında hiçbir işe yaramayacak ve yaptırımı bulunmayan bir şarttır. Bugüne kadar orman alanlarında binlerce maden işletildi ve hiçbirinde, bırakın başarıya ulaşmış bir rehabilitasyon projesini, uygulamaya geçilmiş proje yok! Zeytinlikler, madencilik ve enerji şirketlerinin çıkarlarına kurban edilmemelidir. Taşınmaları veya yok edilmeleri kabul edilemez. Zeytin ağaçları köylülerin yaşam kaynağıdır; planlanan projelerle bu ağaçlar yok edilmemelidir.”
O zaman TTKD net bir şekilde söylüyordu: Zeytinleri taşımak, yok etmek mümkün değil, kabul edilemez ve ihanettir. Ama bugün, aynı dernek, zeytin ağaçlarının taşınması için bir enerji şirketiyle protokol imzalıyor. Üstelik, yeni çıkan torba yasa ile bu taşımayı ve yok etmeyi kolaylaştırma planı yapılırken, TTKD bu hamleyi meşrulaştırmak için şirketle işbirliği yapıyor. Bu, açıkça köylülerin emeğine, yaşamına karşı bir ihanettir. TTKD’nin protokolü, şirketin zeytinlerimizi taşımak ve yok etmek için toplumu ikna etme stratejisinin bir parçasıdır.
Zeytin ağacı masa başında taşınacak bir şey değildir, yaşam kaynağımızdır. İstediğiniz kadar “şeffaflık” deyin, istediğiniz kadar rapor hazırlayın; bu laflar bizi ikna etmeye, bu ihaneti örtmeye yetmeyecek.
Bu ikiyüzlü ortaklıkların içine giren siyasi parti temsilcilerine, sivil toplum kuruluşlarına, muhtarlara ve kim varsa hepsine sesleniyoruz: toplumu kandırmanıza izin vermeyeceğiz! Zeytinlerimizi ne taşıyabileceksiniz ne de yok edebileceksiniz! Biz bu mücadeleden bir adım geri çekilmeyeceğiz. Baskıyla, torba yasayla, protokollerle kurmaya çalıştığınız, bütünüyle bir şirketin çıkarlarına dayalı olan faaliyetiniz, biz köylülerin, Milas’ın ve bu ülkenin geleceğine yapılmış bir ihanettir. Bu ihanet içinde olan muhtarlara, derneklere, ve herkese çağrımızdır: yol yakınken geri dönün! YK Enerji şirketinin bu yalanlar ve ihanetlerle dolu oyununa alet olmayın. Şirketin değil köylünün yanında olun!
Zeytinlerimizden, topraklarımızdan ve köylerimizden asla vazgeçmeyeceğiz!!” DEDİ.
ZEYTİN AĞAÇLARININ TAŞINDIĞI YERDEKİ DURUMUNU TTKD TAKİP EDECEK
Milas’ta, zeytin ağaçlarının taşınması süreçlerinin şeffaf, katılımcı ve denetlenebilir bir şekilde yürütmek amacıyla Yeniköy Kemerköy Enerji ve Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) arasında bir izleme ve raporlama protokolü imzalandı. TTKD zeytin ağaçlarının taşınmasından sonra yeni yerlerindeki sağlık durumlarını derneğin bilim kurulundan oluşan bir heyet tarafından inceleyecek ve dönemsel olarak hazırlayacağı raporlarla kamuoyunun bilgisine sunacak.
TABİATI KORUMA DERNEĞİ KÖMÜRCÜ ŞİRKET İLE PROTOKOL İMZALADI
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği ve Yeniköy Kemerköy Enerji arasında bir protokol imzalandı. Sözleşme kapsamında TTKD’nin bilim kurulunda yer alan akademisyenler, taşınan zeytin ağaçlarının taşındıkları yerlerdeki gelişim ve sağlık durumlarını inceleyecek, üç ayda bir rapor hazırlayarak kamuoyunu bilgilendirecek.
YENİKÖY KEMERKÖY ENERJİ GENEL MÜDÜRÜ MEHMET EROĞLU: “ŞEFFAFLIK VE HESAP VERİLEBİLİRLİK İLKELERİ İLE ÇALIŞMALARIMIZI BİLİMSEL BİR TEMELDE YÜRÜTÜYORUZ.”
“Enerji üretiminde yerli kaynaklarımızı kullanırken, çevreye ve topluma karşı sorumluluklarımızı da aynı hassasiyetle yerine getiriyoruz. Geçtiğimiz günlerde bölge muhtarlarımızın oluşturduğu “Danışma Kurulu” da zeytin ağaçlarının taşınması konusunda atılan önemli adımlardan biriydi. Karar süreçlerine önerileri ile katılan muhtarlarımız bölge halkının temsilcileri olarak süreçteki yerlerini aldılar. Şimdi de Türkiye Tabiatını Koruma Derneği ile yaptığımız bu iş birliği, yalnızca yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesinin ötesinde, şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkeleri çerçevesinde atılan bir diğer önemli bir adımdır. Bu iş birliği yasada ya da yönetmelikte yer aldığı için yapılmıyor. Biz sorumluluğumuz gereği bu önemli adımı atmayı uygun bulduk. TTKD gibi 70 yıllık geçmişiyle Türkiye’nin en eski çevre derneklerinden birinin taşındıkları yerde zeytin ağaçlarının durumunu izlemesi ve bunu kamuoyuna bağımsız bir şekilde raporlaması çok değerli. Zeytin ağaçlarının sağlık durumlarının derneğin bilim kurulunda yer alan uzmanlar tarafından izlenmesi ve kamuoyuna raporlanması, şeffaflık anlayışımızın somut göstergesidir.”
TTKD BAŞKANI ALİ RIZA KOÇ: “ZEYTİN AĞACI BU TOPLUMUN GÖZ BEBEĞİDİR.”
“Hüsamlar Maden Sahası rehabilitasyon sürecinde Dernek olarak izleme ve raporlama görevi üstlenmiş ve Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek bir maden şirketinin rehabilitasyon çalışmalarını takip ederek süreci kamuoyu ile paylaşmıştık. Bu iş birliği ülkemizde bir milattı. 576 hektar alanda Türkiye Cumhuriyeti’nin tek seferde yapılan en büyük rehabilitasyon sürecinin bir parçası olmak ve doğaya geri kazandırma çalışmalarında yer almak çok değerliydi. Şimdi bu iş birliğini zeytin ağaçlarının taşınması sürecinde de gerçekleştireceğiz. Zeytin ağacı hem doğamızın hem kültürümüzün ayrılmaz bir parçasıdır. Anadolu’nun simgelerinden biri ve bu toplumun göz bebeğidir. Bu protokol ile taşınan zeytin ağaçlarının yeni yaşam alanlarında sağlıkla büyüyüp büyümediklerini yakından takip edeceğiz. Bilimsel verilere dayalı raporlarla kamuoyunu düzenli bilgilendirecek ve doğa ile kalkınma arasında sağlıklı bir denge kurulmasına katkıda bulunacağız.”
source