Politika faizinde dengeli indirim

ŞEBNEM TURHAN

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu eylül toplantısında politika faizinde 250 baz puan indirim yaparak yüzde 43’ten yüzde 40,5’e çekti. Beklentilerin üzerinde gelen enflasyon, güçlü gelen büyüme ve artan siyasi gerilim nedeniyle 300 baz puandan 200-250 baz puana çekilen indirim beklentilerine paralel hareket eden Merkez Bankası’nın bu hamlesi dengeli olarak değerlendirildi. Ancak temmuz ayı PPK’sında metinden çıkarılan gerektiğinde sıkılaştırılacağına yönelik ifade eylül ayı metninde yeniden kullanıldı. Gerektiğinde sıkılaşacağı ifadesinin geri gelmesi ise şahin olarak yorumlandı. Enflasyon raporunda paylaştığı ara hedefi adres göstererek sıkılığı bu boyutta belirleyeceğini de duyurdu Merkez Bankası.

Bankacılık endeksi negatife döndü

Merkez Bankası PPK kararı borsa endekslerinde etkili oldu. Karar öncesi yüzde 1,4 civarı pozitif olan bankacılık endeksi 250 baz puan indirim sonrası negatife dönerken yüzde 1'e yakın yükselen BİST100 endeksinde ise yükseliş yüzde 0,5 seviyesine geriledi. Döviz kurlarında ise anlamlı bir hareket gözlenmedi. Merkez Bankası PPK karar metni öncekilere göre oldukça değişirken uzmanlar sürpriz gelişmeler, ara hedeften uzaklaşmalar olması halinde Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine ara verebileceğini ima ettiğini belirtirken her şey yolunda giderse de 200- 250 baz puanlık indirimlerin süreceği yorumunu yaptı. Merkez Bankası politika faizinde yaptığı 250 baz puan indirimin yanı sıra gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 46’dan yüzde 43,5’e, gecelik vadede borçlanma faiz oranının da yüzde 41,5’ten yüzde 39’a indirdi. Kabaca en yüksek faiz oranı yüzde 43,5, en düşük ise yüzde 39 oldu.

Gıda ve hizmet enflasyonuna dikkat çekildi

PPK metninin enflasyon bölümü önceki aylardan oldukça farklı geldi. Enflasyonun ana eğiliminin ağustos ayında yavaşladığı belirtilen PPK metninde ikinci çeyrekte büyümenin öngörülerin üzerinde gerçekleştiği ancak nihai yurtiçi talebin zayıf seyrini koruduğu kaydedildi. Yakın döneme ilişkin verilerin talep koşullarının dezenflasyonist düzeyde olduğunu gösterdiğinin yer aldığı PPK metninde “Gıda fiyatları ile ataleti yüksek hizmet kalemleri enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskıları canlı tutmaktadır. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları ile küresel gelişmeler dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir” denildi.

Reel değerli TL yerine kur geldi

Para politikasına ilişkin paragrafta en önemli değişiklik reel değerli TL oldu. Önceki PPK metinlerinde reel değerli TL’nin dezenflasyon sürecini destekleyeceği ifadesi yer alırken eylül PPK metninde bu ifade çıkarıldı. Fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürülecek sıkı para politikası duruşunun talep, kur ve beklenti kanalları üzerinden dezenflasyon sürecini güçlendireceğine dikkat çekilen PPK metninde uzmanlar reel değerli TL çıkarılsa da ‘kur’un eklendiğine işaret etti. Uzmanlar bunun döviz kuru yönetiminin önceki kadar sıkı olmayacağı TL’de değer kaybına izin verileceğinin sinyali olduğunu kaydetti.

Metinde Orta Vadeli Program’da öngörülen makroekonomik çerçevenin de bu sürece katkı sağlayacağı vurgulandı. Kurulun politika faizine ilişkin atılacak adımları; enflasyon gerçekleşmelerini, ana eğilimini ve beklentilerini göz önünde bulundurarak ara hedeflerle uyumlu biçimde dezenflasyonun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyeceğine işaret edilen PPK metninde “Adımların büyüklüğü, enflasyon görünümü odaklı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı bir yaklaşımla gözden geçirilecektir. Enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda, para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır” denildi.

2-2.5 puanlık indirimlerle sürer

Metinde ayrıca, kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması halinde parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla destekleneceği, likidite koşulları yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edileceği yer aldı. 

Önümüzde kalan iki toplantıda piyasa 5-6 puanlık daha indirim yapılmasını ve politika faizinin yüzde 35-36 seviyesinden yılı tamamlamasını öngörüyor. Kur tarafının biraz daha dikkatli izlenmesi gerektiğini dile getiren uzmanlar bundan sonra 300 baz puan değil 200-250 baz puanlık indirimlerle devam edilmesinin muhtemel olduğunu vurguladı.

■ Uzmanlar Merkez Bankası PPK kararını nasıl yorumladı?

Merkez Bankası rahat 

■ TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılım Murat: PPK metninde gözüme çarpan temmuzda talep koşullarının dezenflasyonist etkisinin arttığı söylenirken eylülde talep koşullarının dezenflasyonist olduğu belirtilmesi. Yani önceki PPK’ya göre talep koşullarının dezenflasyonist olduğu vurgusu artırılmış. Merkez Bankası geçen hafta beklentilerin üzerinde gelen enflasyon ve büyüme verilerine rağmen rahat görünüyor. Tüketim harcamalarının zannedilenin aksine yavaşladığını, talep koşullarının dezenflasyonist olduğunu belirten Merkez Bankası siyasi gelişmelerden bağımsız olarak para politikasını gevşetmeye devam edecek. Gıda fiyatlarının yükselişe geçtiğini, kira ve eğitim harcamalarının sıkıntı yaratacağını düşünse de Merkez Bankası yılsonu tahmininin tutacağı konusunda rahat görünüyor. Kalan iki PPK toplantısında toplam 500-600 baz puan indirim için manevra alanının olacağını düşünüyorum. OVP’ye de vurgu yapılmış metinde. Önceki dönemlerde maliye politikasının para politikasına yeterli destek vermediği eleştirileri oluyordu, bu vurguyla önümüzdeki dönemde maliye politikasının daha destekleyici olacağı beklentisi görüyoruz.

TCMB’nin özgüveni arttı 

■ EMCAP Advisory Yönetici Ortağı Dr. İnanç A. Sözer: Merkez Bankası piyasa beklentilerinin hafif üzerinde ve fakat tahminimizle uyumlu olarak 250 baz puan geriledi. Yüzde 40,5'e inen politika faizi mevduat ve kredi faizlerine de aynı oranda düşüş imkanı tanıyacaktır. Son dönemdeki gelişmelere rağmen döviz likiditesi açısından ağustosta 9 milyar dolara yakın rezerv biriktirdikten sonra, eylülde de döviz rezervinde önemli bir azalış olmaması TCMB'nin özgüvenini artırmış görünüyor. Bu nedenle bir önceki toplantısına kıyasla riskleri kontrol edip kredibilitesini artırmak amacıyla faiz indirimini 300 baz puandan 250 baz puana indirirken, bir önceki toplantı sonrası yayımlanan nota paralel bir sıkı söylemini korumuş görünüyor. TCMB'nin TL'deki değer kaybının daha sınırlı olmasını önceliklendirdiğini ve enfl asyonist risklerin dengeli olması nedeniyle değişen oranlarda da olsa faiz indirimlerine önümüzdeki yılın ortasına kadar devam edeceğini öngörüyoruz. Bu doğrultuda yılsonunda politika faizinin yüzde 36,0 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyorum.

Beklenenden sıkı yönlendirme 

■ QNB Baş Ekonomisti Erkin Işık: Önceki metinde yer alan dezenflasyon sürecinin “talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme” ile destekleneceği ifadesi, “talep, kur ve beklenti kanalları” üzerinden sağlanacağı şeklinde değiştirilmiştir. İfade değişikliğinin kur tarafında bir politika değişikliğine işaret etmediğini düşünüyoruz. Zaten aylık enflasyonun düşmesi durumunda, reel olarak değerlenme sağlamak için kurun neredeyse hiç değişmemesi gerekecektir. TCMB bu yönde elini bağlamak istememiş olabilir. Görece güçlü kalan talep görünümü ve enflasyon eğiliminde henüz belirgin bir düşüş olmaması nedeniyle, TCMB’nin önümüzdeki toplantılarda faiz indirim hızını kademeli olarak yavaşlatmasını bekliyoruz. Bu doğrultuda, yılsonu için yüzde 37 olan politika faizi beklentimizi korumaktayız.

TCMB elini yükseltemez 

■ Nurol Portföy YK Danışmanı Dr. Altuğ Özaslan: İç talebin sönümlenmesi hususunda Merkez Bankası net bir şekilde iyimser olduğunu belirtmiş, Çıktı açığı projeksiyonundaki duruşlarını koruduklarını algılıyorum. Herkesin bildiği ve kabul ettiği üzere gıda ve hizmet enflasyonundaki katılığın altı çizilmiş. Hizmet zaten geriden geliyor, gıda konusunda Merkez Bankası'nın yapabileceği bir şey yok. Önemli bir retorik değişikliği var. TL'deki reel değerlenme yerine kur ifadesi tercih edilmiş. Bu cümleden reel değerlenme süreci bitiyor iması da çıkabilir. TCMB sepet üzerinden reel değerlenme olmayacak ama kur yani USDTRY üzerinden devam edecek diye piyasaya renk de veriyor olabilir. Ben ikinci taraftayım. TCMB gayet ihtiyatlı ve itidalli. Ben bu kadar yüksek faiz seviyesinde buçuklu indirimleri anlamsız buluyorum. 300 baz puana yeri vardı yapabilirdi ama algı faizin yüzde 40 olması değil 300 baz puan inmesine odaklanılır diye bence tercih edilmedi. Bundan sonraki toplantılarda 250+200 ile de yılı bitirebilir, 250+250 de yapabilir. Ama frekans 300'den 250'ye indiği için bundan sonra ceteris paribus, TCMB elini yükseltemez yani normal şartlar altında görebileceğimiz en büyük frekans 250'dir.

 

 


source