Resul Emrah Şahan'ın tutukluluğunun devamına itiraz edildi

Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın tutukluluğunun devamına ilişkin karara bir kez daha itiraz edildi. Avukatlar Hüseyin Ersöz ve Enes Ermaner, kararın gerekçesiz ve delilsiz olduğunu belirterek İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği’ne dilekçe sundu. İtiraz dilekçesine, Türkiye’nin önde gelen ceza hukukçuları Prof. Dr. Bahri Öztürk, Prof. Dr. Adem Sözüer ve Prof. Dr. İzzet Özgenç’in hazırladığı 51 sayfalık bilimsel mütalaa da eklendi.

Şahan, 23 Mart’ta, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde uygulanan “kent uzlaşısı” kapsamında açılan soruşturmada “terör” suçlamasıyla tutuklanmıştı. Bu gelişmenin ardından Şişli Kaymakamı Cevdet Ertürkmen, Şişli Belediyesi’ne kayyım olarak atanmış, böylece ilçe 26 yıl sonra CHP yönetiminden çıkmıştı.

Avukatların itirazı

Avukatlar Hüseyin Ersöz ve Enes Ermaner dilekçelerinde, kararın gerekçesiz, delillerden yoksun ve usule aykırı olduğunu belirtti. İtiraz dilekçesinde, ceza hukuku alanında Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun hazırlık aşamalarında görev almış üç önemli hukukçunun değerlendirmelerine yer verildi.

"Tutuklama hukuka aykırı"

Prof. Dr. Bahri Öztürk, Prof. Dr. Adem Sözüer ve Prof. Dr. İzzet Özgenç imzasıyla hazırlanan bilimsel mütalaada, tutuklama kararının hem ulusal hukuk hem de uluslararası standartlar bakımından hukuka aykırı olduğu vurgulandı.

51 sayfalık raporda şu tespitler yer aldı:

Tutuklamaya esas alınan “kuvvetli suç şüphesi” somut delillerle ortaya konmamıştır.

Kararda kullanılan gerekçeler matbu ifadelerden ibarettir, kişiye özgü değerlendirme yapılmamıştır.

“Adli kontrolün yetersizliği” iddiası hiçbir somut olguyla desteklenmemiştir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi içtihatları, böyle bir gerekçesizliğin hak ihlali olduğunu göstermektedir.

Mütalaada ayrıca, “Somut olayda; tutuklama kararında kuvvetli suç şüphesine dayanak olarak gösterilen, tutuklama talep yazısı yahut kolluk ve savcılık ifadeleri yoluyla mahiyetleri anlaşılabilen hususların bu nitelikleri taşımadığı, dolayısıyla tutuklama kararı verilebilmesi için gerekli olan somut delillere dayanan kuvvetli şüpheden söz edilemeyeceği, bu yönüyle Resul Emrah Şahan hakkında verilen tutuklama kararının hukuka aykırı olduğu değerlendirilmiştir” denildi.

Gizli tanık beyanı eleştirisi

Mütalaada, son dönemde yürütülen soruşturmalarda sıklıkla başvurulan gizli tanık beyanlarına da değinilerek şu değerlendirme yapıldı:

“Maddi olayla ilgili beyanına çeşitli nedenlerle güvenilemez bir kişinin tanık olarak kabul edilmesi olanaklı değildir. Bahsi geçen tanığın, beyanda bulunurken bir yıl önceki bir sosyal medya paylaşımının içeriğini neredeyse aynen tekrar etmesi, bu kişinin beyanının soruşturma konusu olayı yansıtan güvenilir bir beyan olması hususunda çok ciddi bir şüphe yaratmaktadır. Bu itibarla bizatihi kendisi şüpheli olan bu tanığın beyanının kuvvetli şüphe sebebi olarak kabulü mümkün değildir.”

"Kişi özgürlüğü ihlal ediliyor"

Dilekçe ve ekinde yer alan bilimsel mütalaada, tutukluluğun devamına ilişkin gerekçelerin üç şüpheli için aynı kalıplarla tekrarlandığına dikkat çekilerek şu ifadeler kullanıldı:

“Somut olayda Hakimlik, birbirinden kısmen ya da tamamen farklı olaylar gerekçe gösterilerek sevk edilen şüphelilerin tümü hakkında, bunların bireysel durumlarını nazara almaksızın müştereken karar vermiştir. Örneğin kararda, ‘kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olduğu, bu nedenle adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı’ ifadesine yer verilmiş ancak bu kanıya her bir şüpheli özelinde nasıl varıldığına hiçbir şekilde değinilmemiştir. Tutuklama kararı evvela bu yönüyle kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını ihlal etmektedir.”

 


source