Zeki insan mutsuz mudur? - Ötüken Haber
DOLAR 41,3190 0,44%
EURO 48,5003 0,70%
ALTIN 4.844,870,36
BITCOIN %
Ankara
22°

PARÇALI AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Zeki insan mutsuz mudur?

Zeki insan mutsuz mudur?

ABONE OL
Eylül 13, 2025 02:17
Zeki insan mutsuz mudur?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Prof. Dr. Uğur BATI

Bugün mutsuzluk ve zeka arasındaki ilişkiyi irdele­yeceğim sizinle. Toplum 5.0 diye bir kavram tartışılıyor yazında uzun zamandır. Buna gö­re iş hayatı, toplumsal yaşam ve genel olarak insan böyle şekille­niyor. Bu zihinde mantık, tekno­lojik gücü doğru yönetecek akıl­lı toplum felsefesine dayanıyor. Buna göre teknoloji, toplumlar tarafından bir tehdit olarak değil, bir yardımcı olarak algılanmalı ve buna göre geliştirilip kullanıl­malı. Çünkü nesnelerin interne­tinin gücünden daha da iyileşti­rilerek faydalanılması ve sanal dünya ile gerçek dünyanın bera­ber işler hale getirilmesi, toplum 5.0’ın toplumsal dönüşümdeki en önemli ayaklarını oluşturuyor. Bu toplum yapısına ulaşmanın anahtarı ise insanın değişimi.

“Sapiens” ve “Homo Deus” gibi kitapların yazarı ünlü akademis­yen Yuval Harari’nin de dediği gi­bi, bambaşka bir türe, daha akıllı ve insan tarafından tasarlanmış bir türe dönüşecek bildiğimiz ho­mosapiens. Her ürünün bir üst modelini buluyoruz, bir telefon çıkıyor derken hop yenisi piyasa­ya sürülüyor. Öyleyse, insanın bir üst sürümü neden olmasın?

İnsan 5.0 modeli

İnsan 5.0; teknolojiyi doğru şe­kilde kullanacak, yönetecek ve toplum odaklı insansız teknolo­jilerle birlikte var olabilecek in­san modelini tanımlıyor. Bu mo­delde, insanlar; külfetli günlük iş­lerden bağımsız hale gelmiş, çok fazla vakit alan ve keyifsiz olan işlerden kurtulmuş oluyorlar, za­manlarını daha efektif kullana­biliyorlar, sevdikleri şeylere ve kişisel gelişime daha çok zaman ayırabiliyorlar; toplumun ana odağında bulunuyorlar, üründen ziyade, değer yaratıcı konumuna geliyorlar, daha keyifli, güvenli ve eşit yaşam imkânlarına sahip olabiliyorlar.

Peki biz bunları konuşurken, sağınızda solunuzda çalışan in­sanlar, yöneticileriniz, patronu­nuz… Her neyse bu insanlar sizi her daim mutsuz mu ediyor? İş hayatı üzerinden devam edelim. Zaman zaman kendimize sora­rız ya… Bu iş yerindeki insanlar… Yöneticiler… Takım arkadaşlar. Ah o müşteriler. Akıllı insanla­rın iş dünyasında yeri ne az! Peki, gerçek midir? Zeki insan mutsuz mudur? Bu mecburiyet midir?

Peki, zeka daha iyi bir iş haya­tı demek değilse. İyimser bir ba­kışla üstün zeka yaşam tatmini bakımından iş hayatında bir fark yaratmıyor, kötümser bakışla ise zekaya rağmen daha az başarı gösterme durumu ortaya çıkabi­liyordu. İki katı maaş almıyorlar. Peki, neden süper zekâlı olmak uzun vadede olumlu bir fark ya­ratmamıştı?

O zaman konuyu açalım.

‘Cehalet mutluluk’ diye bir söz vardır. Yani zeki olmak mutsuz­luk mu getirir?

Birçok dâhinin yaşamından yalnızlık, öfke, bunalımın eksik olmadığı örnek verilir. Aslın­da akademik sistem de akade­mik zekanın geliştirilmesi üzeri­ne kuruludur. Her şeyi IQ yoluy­la ölçmeye çalışırız. Birçok insan IQ seviyesini yükseltmek için pa­ra harcar, eğitim alır.

Ya sürekli endişe hissi bir zeka belirtisi ise? Kanada’da bir üni­versitede yapılan araştırmada IQ’sü yüksek olan öğrencilerin gün boyunca daha fazla endişe hissi yaşadığını tespit etti. Bunla­rın çoğu gündelik, sıradan sorun­lardı. Yaşanmış olumsuz bir ola­yı gün boyunca daha fazla düşü­nüyorlardı. 1990’larda bu grubun hayatta olan üyelerinden 80 yıl­lık yaşamlarını değerlendirmele­ri istendiğinde çoğu, gençlik dö­nemindeki beklentilerini gerçek­leştiremediklerini ifade etmişti. Başkalarının da beklentileri ek­lendiğinde bu beklenti yükü bir­çok yetenekli çocuk açısından da geçerli. 12 yaşında Oxford Üni­versitesi’ne kaydolan Sufiah Yu­sof adlı dahi öğrenci buna iyi bir örnektir. Yusof okulu bitirmeden bırakmış ve garsonluğa başlamış, sonra da telekız olarak çalışmaya başlamıştı.

“Bilinç korkunç bir lanettir”

Bu konudaki bir görüş de şu olabilir: Bazı zeki insanlar dün­yadaki sorunların daha fazla far­kındadır ve bunları kendilerine dert edinip varoluşsal bir sorun haline getirirler. Bunlar acaba bu insanları başarıdan uzaklaştırır mı?

Peki konuyu biraz daha açalım mı?

Şöyle düşünelim… Zekânın ta­nımı; bir canlının, içinde bulun­duğu şartlara, en kısa zamanda, en az çaba ve emekle adapte ola­bilme katsayısı olarak yapılmış­ken böyle düşünen insan feci ya­nılan bir insan olabilir. Neticede mutsuzluk insanın yaşama bece­riksizliğidir belki de. Bu nedenle “zeki insan mutsuzdur” gibi bir sonuca ulaşamayız çünkü zeki; becerir. Her şeyi. Tabii mutlulu­ğu da!

Ya da belki doğrudur. Zekâ ger­çekten problemdir.

Mesela Arthur Schopenhauer; “Çok insan kafaları olmadığı için kafayı bozmuyor’ der. “John Mal­kovich Olmak” filmindeki replik gibidir ya da: ‘Bilinç, korkunç bir lanettir. Düşünürsün, hisseder­sin, acı çekersin.”

Evet, gerçekten güzel söz söy­lemiş!

Lakin araştırmalara göre in­sanlarla sosyalleşmek sizi mut­suz ediyorsa sebep zeki olmanız olabilir. Yakın dönemli British Journal of Psychology’de yayın­lanan bu araştırmaya göre evet zeki insanlar arkadaşlarıyla da­ha sık sosyalleşmekten memnu­niyetsizlik duyuyor. Zeki insan­lar arkadaşlarıyla daha sık sos­yalleştiklerinde daha az mutlu oluyor ve hayata dair duydukları tatmin ve memnuniyet hissi aza­lıyor.

Bir mutsuzluk nedeni olarak nüfus yoğunluğu

Bu arada bir bilgi: Nüfus yo­ğunluğu da bu insanlarda mut­suzluğa neden oluyor. Peki ama neden nüfus yoğunluğu bir insa­nın daha az mutlu olmasına ne­den olsun? Aslına bakarsanız, bu konuda bolca sosyolojik araştır­ma yapılıyor ama bu etkiyi daha içgüdüsel yollardan deneyimle­mek için, basitçe işe gidiş ya da işten çıkış zamanlarındaki yoğun saatlerde 45 dakikalık bir metro yolculuğu yapıp ardından kendi­nizi nasıl hissettiğinize bakabi­lirsiniz. Ancak araştırmacıların ikinci bulgusu daha dikkat çekici. Aile ve arkadaş ilişkileri genellik­le bir insanın mutluluğunun ve iyiliğinin temeli olarak görülür­ken, bu neden gerçekten zeki in­sanlarda tam tersi bir etki yapı­yor?

Bence de öyle!

Mutluluk ekonomisi alanında bir araştırmacı olan Carol Gra­ham konuya şöyle bir açıklama getiriyor: “Daha zeki ve bu zekayı kullanabilme kapasitesine sahip olan insanlar sosyalleşerek çok fazla vakit geçirmiyorlar çünkü onlar daha uzun vadeli olan bazı hedeflere odaklanmış durumda oluyorlar.”

Mesela tanıdığınız gerçekten zeki insanları düşünün. Bu kan­sere çare bulmaya çalışan bir doktor veya toplumdaki en sa­vunmasız kişileri korumak için çalışan bir insan hakları avuka­tı olabilir. Sıklıkla sosyal etkile­şimlerde bulunmak, bu insanları hedefleri üzerinde çalışmaktan uzaklaştırabilir ve hayat doyum seviyeleri üzerinde negatif bir et­ki yapabilir.

Sonuç yorumumu yapıyorum: İnsan hiçbir zaman mutlu ola­maz, ancak tüm hayatını kendini mutlu kılacak şeyin peşinden ko­şarak geçirir. Bunu da nadir başa­rır, başardığında ise sadece hayal kırıklığına uğramak içindir. Kim­seyi kendimize yaptığımız kadar bu denli kırılgan beceriyle kan­dırmayız ve pohpohlamayız. Za­man ayrıca içinde her şeyin öldü­ğü şeydir.

source

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

300x250r
300x250r