Sevilay ÇOBAN/ŞUŞA
sevilay.coban@dunya.com
Türk Dünyası Sigorta Birliği, 14 Eylül’de Azerbaycan’ın kültür başkenti Şuşa’da düzenlenen ilk genel kurul toplantısıyla resmen faaliyete geçti. Mayıs 2022’de İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Sigorta Zirvesi’nde temelleri atılan Türk Dünyası Sigorta Birliği, Azerbaycan, Türkiye, Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan’ın kurucu üyeliğiyle hayata geçti. Birliğe, Macaristan, Türkmenistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gözlemci statüsüyle katıldı. Şuşa’daki genel kurulda kabul edilen yol haritası, birliğin sembolik bir adım olmaktan öte, bölgesel sigortacılığa yön verecek somut hedeflere sahip stratejik bir yapı olduğunu ortaya koydu. Birliğin kuruluş amaçları arasında, üye ülkeler arasında bilgi ve uzmanlık paylaşımı, personel değişimi, ortak sigorta ve reasürans havuzlarının oluşturulması, afet ve tarım sigortalarında işbirliği ile dijitalleşme ve teknoloji transferi gibi başlıklar öne çıktı.
Genel Kurul sırasında DÜNYA Gazetesi’nin sorularını yanıtlayan Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Uğur Gülen, Türkiye sigorta sektörü bu işe birliği sayesinde deneyim paylaşımında bulunacağına dikkati çekerek, “Bu çok önemli bir şey. Çünkü bu sayede sektörü sadece Türkiye değil, Türkiye’nin dışında da büyütme imkânı bulacağız. Bu Türk sigorta sektörüne gelecekte yatırım fırsatları çıkaracak. Türk yatırımcısı gelip buralarda şirketler kuracak. Belki oradaki şirketlerin de Türkiye’de faaliyet göstermesini sağlayacağız. Deneyim nasıl aktarılır? Tamam, birlikler sayesinde aktarılır ama buralara gelip yatırım yaparak da deneyim aktarması yapılabilir. Ben de ona inanıyorum açıkçası. Ben Türk sigorta şirketlerinin bu bölgelerde ofisler açacağını, şirketler satın alacağını, birleşmeler yapacağını öngörüyorum önümüzdeki dönemde. Türk gücünün dünyaya tanıtılmasında sigorta sektörü, öncü rol oynayacak” dedi.
“Türk şirketlerinin Avrupa’da büyüme imkânı çok kolay değil” diyen Gülen, şöyle devam etti: “Çünkü zaten Avrupa’daki büyük şirketler Türkiye’de var. Oralarda köşeler kapılmış ve orada zaten potansiyeller de durmuş durumda. Oralarda büyüme oranları da çok zayıf. Bu bölgeler henüz daha ekonomik aktivite olarak düşük gayri sarfi yurtiçi hasılaları var. Kişi başına gelirleri oldukça düşük. Ama şimdi sıra bunların büyümesinde. Bu cumhuriyetlerin büyümesinde. O yüzden bu cumhuriyetler büyürken Türkiye ile birlikte büyümeleri, Türk şirketlerin buralarda iş imkânları yaratmaları sanıyorum ki benim de öngördüğüm noktalardan biri.”
Günel, iş birliği yapılacak öncelikle sektörler hakkında bilgi vererek, “Öncelikle afet ve iklim değişiklikleri tabi gündemin ana konusu. Biliyorsunuz dört tane temel koruma açığı var dünyada. Bu bölgede de aynı koruma açıkları var, Türkiye’de de aynı koruma açıkları var. Bunlardan biri emeklilik koruma açığı, bir tanesi sağlık koruma açığı, bir tanesi doğal afet üslerine karşı koruma açığı, bir diğeri de siber koruma açığı. Bence bu sırayla ilerleyeceğini öngörüyorum. Hem BES tarafını bizim tanıtmamız hem afet havuzlarını tanıtmamız hem de kendimiz havuz kurmamız lazım. “Türk devletlerinin sigorta şirketlerinden oluşan havuzlar kurmamız gerekiyor. Sadece sigorta sektörü değil, inşaat, enerji şirketleri, tekstil alanında Türk şirketleri bu bölgede büyük yatırımcılar. Bir yerde tüm Türk şirketlerinin bu bölgedeki Türk menfaatlerinin korunması anlamında da bu tip bir sigorta birliği çok faydalı. O yüzden ortak havuzların kurulması, resasürans havuzlarının kurulması çok değerli. Bence ilk adım bu olabilir” diye konuştu.
İkinci büyük adım da teknoloji transferi olacağına vurgu yapan Gülen, şöyle devam etti: “Türkiye teknoloji konusunda Avrupa’dan da diğer kıtalardan da çok ileride. Özellikle sigorta bilgi merkezi ve emekli gözetim merkezi gibi iki tane çok değerli teknoloji şirketimiz var. O deneyimleri buraya aktarmak ikinci önceliğimiz olabilir. Önce afet havuzlarının kurulması, ondan sonra teknoloji transferi. Daha sonrasında da belki çalışanların deneyim paylaşımı olabilir. Dördüncü şey de bu ülkelere bireysel emeklilik deneyiminin aktarılması olabilir.” Sektörün 22 trilyon dolar teminat, 72,5 milyar dolar aktif büyüklük, 8,1 milyar dolar özkaynak ve 50 milyar dolar fon büyüklüğü ile ülke ekonomisinin en güçlü yapı taşlarından biri olduğunu belirten Gülen, 2030 yılı için 50 milyar dolar prim üretimi ve yüzde 5 penetrasyon hedeflediklerini kaydetti.
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkanı Davut Menteş ise Türk Dünyası Sigorta Birliğinin tarihi bir fırsat sunduğunu kaydederek, “Bu birlikteliğin sadece imzada kalmaması ve kısa orta uzun vadeli üst politika hedefleriyle desteklenmesi çok önemlidir. Türkiye, doğal afet sigortası, tarım sigortası, bireysel emeklilik ve dijitalleşme alanındaki tecrübelerini paylaşmaya hazır. Türk dünyasının yükselişi ancak birlikte hareket ederek mümkün olacaktır. SEDDK olarak bu birlikteliği tüm desteğimizi taahhüt ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Azerbaycan Sigortacılar Birliği Genel Müdürü Elmar Mirsalayev de Türk Dünyası Sigorta Birliği’nin, Türk Devletleri Teşkilatının amaç ve yapısını da güçlendirdiğini belirterek, “Bu yeni oluşum, Birliğimizi yeni başarılara ve daha büyük projelere taşıyacaktır. Türk dünyası sigortacılarının bu platformda birleşmesi, sigortacılığın gelişim imkânlarını da artıracaktır” değerlendirmesinde bulundu.
SDDK Başkanı Davut Menteş, 10 Eylül Çarşamba günü DÜNYA Gazetesi’nin manşetinde yer alan ‘Emekliye ek maaş’ geliyor haberine ilişkin bilgi aktarımında bulundu. Konuya ilişkin ilgili bütün kurum ve kuruluşların Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’nin kapsamına ilişkin çalışmalarına devam ettiğini kaydeden Menteş, “Orada hâlihazırda netleşmeyen bazı noktalar var. Titiz ve süreçte herkesin mutabık kalmasını sağlayacak bir formül üzerinde çalışıyoruz. Normalde çalışırken emeklilik için %8 gibi bir birikim yapılması gerekiyor. Şimdi %3 işverenden %3 çalışandan olmak üzere bir taslak var ortada ama burada kesinleşmiş bir durum yok. Bu kesintilerin nasıl formüle edileceği kimlerden yapılacağı da netleşmedi” diye konuştu
Sağlık sigortasında ‘ömür boyu yenileme garantisi’ adı altında sunulan ürüne yönelik yapılacak yeni düzenleme yönetmeliğinin Resmi Gazete’de yayınlanması bekleniyor. Bu yönetmelikle, belirli bir hasar/prim rasyosunun altında kalan (örn. %90’ın üzerinde çıkmayan) ve belirli bir yaşa (örn. 65 yaş) kadar bu şartları sağlayan sigortalılara “ömür boyu yenileme garantisi” verilecek. Konuya ilişkin bilgi paylaşan SDDK Başkanı Davut Menteş, sağlık branşında sağlıklı bir rekabet olmadığı ve oligopolistik fiyatlamaların bulunduğu kaydetti. Menteş, “Gündeminizde bu konuya ilişkin bir yönetmelik var. Genelgeyi Resmi Gazete’de yayınlanması için gönderdik. Bu konuda süreçler tamamlandı. Şirketler ömür boyu yenileme garantisini gerçekten uygulamak zorunda kalacaklar ve buradaki fahiş fiyat artışları mümkün olmayacak. Bir yaş sınırı olacak ama onun altındaki herkes bu kapsama girecek. Sigortalanın yaşı ilerlese dahi fiyatlama normal artışlarla korunacak ve ilave yeni hastalıklarına rağmen bu güvenceye sahip olacak. Bu uygulamayla erken yaşta sağlık sigortası yapılmasını özendirecek. Sigortalı 3 yıllık sürede bu statüye eriştiğinde bu ona bir hak olarak verilecek. Sigortanın hangi sigorta şirketinden yapıldığının önemi yok, e-devlet bilgilerine işlenecek” dedi.