“Yerli üretim zayıflarsa dışa bağımlı oluruz”

Avrupa Birliği’nin, Çin başta olmak üze­re, özellikle Uzak Do­ğu’da üretilen paslanmaz çe­lik ürünlerine karşı yürürlü­ğe koyduğu yeni anti-damping vergileri, yerli üreticileri de harekete geçirdi.

Son dönem­lerde küresel ölçekte yeniden şekillenen koruyucu vergi po­litikalarının Türkiye’de de ge­rekli olduğunun altını çizen Kibar Holding CEO’su Haluk Kayabaşı, sektörü bu büyük tehditten kurtaracak ve dışa bağımlılığı azaltacak çözü­mün, daha adil bir rekabet or­tamının sağlanmasıyla müm­kün olacağını hatırlatıyor.

“Ucuza satan, fiyatı istediği gibi belirler”

Türkiye’nin, dampingli it­halata karşı daha proaktif ve kalıcı önlemler alması gerek­tiğini vurgulayan Haluk Ka­yabaşı, “Dünya çelik piyasa­larında yaşanan arz fazlası, bazı ülkelerin iç talep yeter­sizliği nedeniyle ürünlerini dampingli fiyatlarla ihraç et­mesine yol açıyor. Bu da Tür­kiye’deki yerli üreticiyi doğru­dan zarara uğratıyor.

Ayakta kalmakta zorlanan yerli üre­tici, 2022’den bu yana zararı­na satış yapmak zorunda kalı­yor. Eğer Uzak Doğu firmala­rı pazarda ağırlığını artırır ve yerli üretim zayıflarsa, Tür­kiye üretim gücünü kaybe­der ve dışa bağımlı hale gelir. Yerli üretim kapasitesini des­teklemezsek, bugün ucuza sa­tan firmalar, yarın fiyatları is­tedikleri gibi belirler. Bugün ucuz görünen ithalat, uzun va­dede sürekli zam ve dışa ba­ğımlılık anlamına gelir” dedi.

Damping soruşturması talebi

Damping yapıldığının ve­rilerle sabit olduğunu, ilgili ürün grupları için resmi dam­ping soruşturması başlatıl­ması gerektiğini belirten Ka­yabaşı, “Bilhassa Çin, Endo­nezya, Vietnam ve bazı Uzak Doğu ülkelerinden gelen dü­şük fiyatlı ürünlerin iç piya­sada oluşturduğu haksız re­kabet için Ticaret Bakanlı­ğı’mıza başvuruda bulunduk. Anti-damping önlemlerinin bir an evvel devreye alınma­sı, sektörde istihdamın ve üre­timin sürdürülebilirliği açı­sından da kritik önem taşı­yor. Türkiye’nin yıllık soğuk haddelenmiş paslanmaz çelik tüketimi 400–450 bin ton ci­varında. Ancak bu tüketimde ithalat %80 gibi bir paya sa­hip. Biz iç pazar ihtiyacının %70’ini karşılayabilecek ka­pasitedeyiz” diye konuştu.

“Damping bir ulusal güvenlik sorunudur”

Paslanmaz Çelik Sana­yi Derneği (PASSAD) Genel Sekreteri Erdem Şireli ise sek­törün anti-damping beklenti­sine yönelik şu ifadeleri kul­landı: “Mutfak eşyalarından beyaz eşyaya, otomotivden sa­vunma sanayisine kadar sayı­sız alanda kritik öneme sahip olan paslanmaz çelik, strate­jik projeler açısından da vaz­geçilmez bir üründür. Örneğin Türkiye’nin gurur projesi KA­AN gibi savunma sanayi giri­şimlerinde, jet motorlarının yüksek ısıya dayanıklı parça­larından uçak gövdelerine ka­dar birçok alanda paslanmaz çelik kritik rol oynar.

Bu stra­tejik üretimi gerçekleştirebi­lecek yerli bir güce sahibiz ve ülkemizi dünyaya tanıtan bu üretim gücünün desteklen­mesini, ekonomimiz açısın­dan son derece önemli bulu­yoruz.” Dampingin bir ulusal güvenlik sorunu olduğunun altını çizen Şireli, koruma altı­na alınan yerli üretimim hem sanayi altyapısını hem de ulu­sal güvenliği garanti altına ala­cağına vurgu yaptı.

Koreli liderden milli ekonomi çağrısı

Posco Assan’ın CEO’su Ji Seob Choi da “Çin, Endonezya ve Vietnam’dan gelen ürünlerin, çoğu zaman maliyetinin bile altında satılması demek, açıkça Türkiye pazarının dış üreticiler tarafından kontrol edilmesi anlamına gelir. Bugün Avrupa Birliği, Çin ve Endonezya’ya karşı %30’a varan önlemler uyguluyor. Amerika’da bu oran %50’lere kadar çıkıyor. Dünyanın pek çok ülkesi kendi sanayisini korumak için aynı yolu izliyor” ifadelerini kullandı. Tüm sektör temsilcilerini ortak hareket etmeye çağırısı yapan Choi, bu sorunun sadece Posco Assan’ın değil, Türkiye’nin ortak meselesi olduğuna işaret etti.


source