Binyamin Netanyahu, İsrail’in Erdoğan’ın muhalefeti nedeniyle 2.700 yıllık Siloam Yazıtı’na ulaşamadığını, 2022 gibi yakın bir tarihte başka girişimlerde de bulunduğunu söyledi.
Davut Şehri’nde konuşan Netanyahu, 1998’de dönemin Türkiye Başbakanı Mesut Yılmaz’ı nasıl ağırladığını ve kendisinden 1880’de keşfedilen ve Osmanlılar tarafından İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne götürülen Siloam Yazıtı’nı iade etmesini istediğini anlattı.
Türkiye ve İsrail 1990’lı yıllarda yakın güvenlik ve diplomatik ilişkiler içindeydi.
Netanyahu, yaklaşık 2 bin 700 yıl önce Yehuda Kralı Hizkiya döneminde Kudüs’ün altında su depolamak için kazılan tünel ve havuzun kaydedildiği Siloam Yazıtı’nın, Ölü Deniz Parşömenleri’nden sonra Yahudi dünyasının en önemli arkeolojik keşfi olduğunu söyledi.
Netanyahu, Yılmaz’a, İsrail müzesindeki herhangi bir Osmanlı eserini kitabe karşılığında verebileceğini önerdiğini dikkat çekti. Türkiye Başbakanı bunu reddedince, tüm Osmanlı eserlerini vermeyi veya bir fiyat belirlemeyi önerdi.
Netanyahu, Yılmaz’ın “Başbakan Netanyahu, ‘Bunun bir bedeli yok’ dedi. Ben de ‘Neden?’ dedim. O da ‘İstanbul Belediye Başkanı’nın başını çektiği büyüyen bir İslamcı seçmen kitlesi var’ dedi” dediğini aktardı:
Netanyahu Yılmaz’ın “‘Adını biliyorsunuz. Ve İsrail’e, Kudüs’ün 2.700 yıl önce bir Yahudi şehri olduğunu gösteren bir tablet verdiğimizde, Türk halkının bu kesiminde büyük bir öfke oluşacaktır.” dediğini aktardı.
Netanyahu, Kudüs’te Elad yerleşimci örgütü tarafından işletilen “City of David”de yaptığı konuşmada Erdoğan’a doğrudan seslendi: “Bu şehir bizim şehrimiz Bay Erdoğan. Bölünmeyecek, daima bizim kalacak.”
Erdoğan ise Ankara’da yanıt verdi:
“Biz bu şehri 400 yıl barış ve huzur diyarı yaptık. Netanyahu bunu bilmiyor. İstanbul belediye başkanlığım döneminde takındığımız tavrı asla unutmayacaklar.”
Yazıtın İsrail’e verilmesi yönünde 2007’de dönemin Kudüs Belediye Başkanı Uri Lupolianski ve Cumhurbaşkanı Şimon Peres de girişimde bulundu, ancak Ankara reddetti. 2022’de İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un ekibi de yeniden talepte bulundu.
Türk yetkililer, yazıtın Osmanlı döneminde Kudüs’ten yasal şekilde İstanbul’a getirildiğini ve müze kayıtlarına 1883’te işlendiğini belirtiyor. “Bu yazıt bizde kalacak, sonsuza kadar korunacak” açıklaması yapıldı.
Tarihçi Erhan Afyoncu’ya göre yazıt, Yahudi tarihiyle ilgili Türkiye’deki üç önemli eserden biri. Fenike alfabesiyle yazılmış metin, Hz. Hezekiya döneminde Kudüs’te su tüneli inşaatını anlatıyor.
Eser bugün sergilenmiyor; uzmanlara göre, İsrail’in olası “yasadışı girişimlerinden” endişe edildiği için depoda tutuluyor. (Middle East Eye)