Dünya kritik yol ayrımında: Eşitlik için son beş yıl
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi'nin (UN Women) Toplumsal Cinsiyet Görünümü 2025 raporuna göre, bu sene bir dönüm noktası. Bu yılı kritik kılan şey zaman çizelgesi: BM'nin herkes için eşitliği gerçeğe dönüştürmek üzere belirlediği 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi'ne ulaşmak için yalnızca beş yıl kaldı.
UN Women ve Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi tarafından hazırlanan Toplumsal Cinsiyet Görünümü 2025 raporu, hem başarısızlığı hem de bu süreçte edinilen kazanımları gözler önüne seriyor.
Öncelikle raporda toplumsal cinsiyet eşitliği için elde edilen bazı umut verici sonuçlar da var; Kız çocukları okul bitirme oranlarında erkekleri geride bırakıyor, kadınlar parlamentolarda daha fazla koltuk kazanıyor ve yalnızca beş yılda neredeyse 100 ülke cinsiyetçi yasaları kaldırdı.
YOKSULLUĞUN KADIN YÜZÜ
Kadınların yüzde 10'u aşırı yoksulluk içinde yaşıyor; bu oran 2020'den beri hiç düşmedi. 2030'da hala 351 milyon kadın ve kız çocuğu aşırı yoksulluk içinde yaşamak zorunda kalabilir.
Kadınlar erkeklerden daha fazla ücretsiz bakım emeği üstleniyor, toprak sahipliğinden ve finansmana erişimden dışlanıyor; yani refaha ulaşmaları için gerekli araçlardan mahrum bırakılıyor.
BM raporuna göre, şimdi harekete geçilirse, kadınların 2025'teki aşırı yoksulluk oranı yüzde 9,2'den 2050'de yüzde 2,7'ye düşebilir. Bunun 2050'ye kadar küresel ekonomiye 342 trilyon dolarlık katkı yapacağı ifade edildi.
KADINLARIN AÇ KALMA OLASIĞI DAHA YÜKSEK
2024'te kadınların aç kalma olasılığı erkeklerden daha yüksekti:
Kadınların yüzde 26,1'i gıda güvensizliği yaşarken bu oran erkeklerde yüzde 24,2 idi, bu da 64 milyon daha fazla kadının açlıkla karşı karşıya olduğu anlamına geliyor. Kadınlar yaşamlarının ortalama üç yılını erkeklere göre daha kötü sağlık koşullarıyla geçiriyor. 2030'a gelindiğinde, üreme çağındaki her üç kadından biri kansızlık (anemi) ile yaşayabilir.
LİDERLİĞE GİDEN YOLDA ORAN HALA DÜŞÜK
Kız çocuklarının okulu bitirme ihtimali artık erkeklerden yüksek. Ancak liderliğe giden yol da kadın oranları düşük seviyelerde. 70 ülkenin 65'inde, kadınların öğretmen olma ihtimali müdür olmaktan çok daha yüksek, bu da kadın ağırlıklı bir sektörde bile çok azının zirveye çıkabildiğini gösteriyor.
Ne yazık ki birçok kız çocuğu için eğitim aniden sona eriyor: Genç kadınların yaklaşık beşte biri 18 yaşına gelmeden evlendiriliyor.
8 KADINDAN BİRİ PARTNER ŞİDDETİNE MARUZ KALDI
Kadına yönelik şiddet dünyanın ayrı bir sorunu: Yalnızca geçen yıl, 15–49 yaş arası her 8 kadından 1'i partner şiddetine maruz kaldı. Ancak güçlü yasaların ve sistemlerin olduğu yerlerde oranlar 2,5 kat daha düşük.
BM'nin 2030 eşitlik hedefine ulaşabilmesi için ilerlemenin 27 kat hızlanması gerekiyor.
LİDERLİKTE EŞİTLİK NEREDEYSE BİR YÜZYIL UZAKTA
Kadınlar parlamentolarda yalnızca yüzde 27, yönetici pozisyonlarında ise yüzde 30 oranında temsil ediliyor. Bu hızla devam edilirse liderlikte eşitlik neredeyse bir yüzyıl uzakta. Bazı ülkelerde kadınların parlamento sandalye oranı ikiye katlandı, ama ilerleme hala yavaş.
Yaklaşık 708 milyon kadın, ücretsiz bakım yükü ve zaman yoksulluğu nedeniyle işgücü piyasasının dışında bırakılıyor. Çalışabilen kadınlar ise daha düşük ücretli işlerde yoğunlaşıyor, yükselme şansı daha az oluyor.
Raporda, yapay zeka yükselirken, eşitsizliğin de geleceğe taşınma riskinin altı çizildi. Kadınlar küresel teknoloji işgücünün yalnızca yüzde 29'unu, teknoloji liderlerinin ise yüzde 14'ünü oluşturuyor. Kadınların işlerinin yüzde 28'i, erkeklerin yüzde 21'ine kıyasla, yapay zeka nedeniyle risk altında.
Ama dijital gelecek aynı zamanda büyük bir eşitleyici de olabilir. Toplumsal cinsiyet temelli dijital uçurumun kapatılması, 343 milyon kadın ve kıza fayda sağlayabilir, 30 milyonunu aşırı yoksulluktan kurtarabilir, 42 milyonunun gıda güvenliğini iyileştirebilir ve 2030'a kadar küresel büyümeye 1,5 trilyon dolar ekleyebilir.
EN YÜKSEK BEDELİ KADINLAR ÖDÜYOR
2024'te 676 milyon kadın ve kız çocuğu, ölümcül çatışmalara 50 kilometre mesafede yaşıyordu, bu, onlarca yılın en yüksek rakamı. Aynı zamanda seller, kuraklıklar ve aşırı sıcaklıklar gibi iklim değişikliğine bağlı krizler şiddetleniyor ve etkisini ilk hisseden yine kadınlar oluyor.
Bu, su için daha uzağa yürümek, tarım ve balıkçılık çöktüğünde gelirini kaybetmek ya da güvensiz barınaklarda tehlike içinde yaşamak demek. Tek başına iklim değişikliği, 2050'ye kadar 158 milyon kadını daha yoksulluğa itebilir, bunun neredeyse yarısı Sahra Altı Afrika'da.
Son olarak UN Women İcra Direktörü Sima Bahous konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Toplumsal cinsiyet eşitliğine öncelik verilen ülkelerde, bu durum toplumları ve ekonomileri ileriye taşıdı. Pekin+30 Eylem Planı, tüm kadınlar ve kız çocukları için haklar, eşitlik ve güçlenmeye giden
yolda bir yol haritası sunuyor ve daha hızlı bir uygulama için altı öncelikli alan belirliyor: dijital devrim, bakım emeği ve ekonomisi, şiddetin sona erdirilmesi, iklim adaleti, karar alma mekanizmalarına tam ve eşit katılım, insani krizler, güvenlik ve barış inşası. Bu altı alanın tümüne genç kadınların ve kız çocuklarının sesini yükseltme hedefi eşlik ediyor. Tüm liderleri buna yönelik taahhütler ortaya koymaya, yatırımlar yapmaya ve kadın haklarının kapsamlı biçimde hayata geçirildiği ve kazanımlarının herkesle paylaşıldığı bir dünyayı seçmeye davet ediyorum."
*Haberin görseli yapay zeka tarafından oluşturulmuştur.
source