Hamide HANGÜL
QNB Türkiye’nin, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Habitat Derneği iş birliğiyle yürüttüğü “Su ile Hayata” projesi kapsamında düzenlenen ‘Su Farkındalığı Festivali’, Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’nde gerçekleşti. Gün boyu süren etkinlikte 200’den fazla çocuk, suyun döngüsünü, tasarruf yöntemlerini ve doğa için önemini atölyeler ve sahne gösterileriyle deneyimledi.
Etkinliğin ardından DÜNYA’nın sorularını yanıtlayan QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan, sürdürülebilirliğin, çevreye, doğaya ve gelecek nesillere olan önemine vurgu yaparken, birçok sektör açısından da rekabet avantajının koruması anlamına geldiğinin altını çizdi.
QNB Türkiye olarak 2050 yılında karbon sıfır hedeflerini açıkladıklarını söyleyen Ömür Tan, yeni nesillere daha temiz bir gelecek bırakmaktan bahsettiklerini söyledi. 2026 yılında sınırda karbon düzenlemesi mekanizmasının devreye gireceğini söyleyen Tan, Avrupa Birliği’ne ihracat yapan sektörler ve firmalar açısından da kriterlere uyum sağlamanın rekabet açısından önemli olduğuna vurgu yaptı.
Geleceğe yönelik önemli adımlar atılmakla birlikte, birçok şey yaptıklarını söyleyen Ömür Tan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öncelikle bizim yurt dışı kaynaklarımızın yaklaşık yüzde 30’u sürdürülebilir kredilerden oluşuyor. Proje finansman portföyümüzün yüzde 37’sini yine sürdürülebilir kredilere vermiş durumdayız bugüne kadar. Toplam yaklaşık 3 milyar dolar sürdürülebilir kredimiz var.”
Sürdürülebilirlik konusuna çok önem verdiklerinin atını çizen Ömür Tan, Türkiye’de ilk yeşil kredi dönüşüm programları olduğunu söyledi. Tan, “Biz buna, ‘yeşili arttıkça faizi düşen kredi’ diyoruz. Müşterimiz karbon salınımını takip ediyoruz. Karbon emisyonunu azaltmaya devam ettikçe, her azaltması üzerinden ona faiz indirimi ile destek oluyoruz. Bugün sürdürülebilir dünyanın dışında olan bir müşterinin önümüzdeki 5-10 yıl içinde devamlılığını sağlaması mümkün değil” diye konuştu.
Bu konuda farkındalığın her geçen gün arttığına vurgu yapan Ömür Tan, “Sürdürülebilirlik yatırımlarının artacağı aşikar. Sadece Türkiye’de 2050 yılına kadar sürdürülebilir kaynak yatırımının 165 ile 170 milyar dolar arası olması bekleniyor. Çok önemli rakamlar, dolayısıyla bunun tabii ki kredi talebi olacak. Bizim her yıl pazar payımızı artırarak büyüme hedefimiz var” diye konuştu.
Sürdürülebilirlikte kendilerine en çok hangi yatırım türü için kredi talebi geldiği konusunda Ömür Tan, şunları söyledi: “Bize ağırlıklı güneş, rüzgar çok geliyor. Fabrikalardaki atık değişimleri, atık sistemlerinin değişimi bunlarla ilgili de talepler geliyor. Ancak en çok şu anda en çok popüler güneş yatırımları diyebilirim. Hatta biz de banka olarak kendi tüketimimizin bir kısmını da güneş enerjisi santraliyle finanse etmek için güneş enerjisi santrali görüşmeleri yapıyoruz. Kendi santrallerimizi önümüzdeki dönemde kuracağız. Kendi öz tüketimimiz için.”
Habitat Derneği İcra Kurulu Başkanı Bora Caldu, ‘Su Farkındalığı Festivali’ etkinliğinde yaptığı konuşmada, çocuklara kazandırılan her alışkanlığın, yarının toplumunu şekillendirdiğini belirterek, şöyle devam etti: “Bugün ulaştığımız binlerce çocuk, yarın hem ailelerine hem de çevrelerine ilham olacak. Önümüzdeki dönemde hedefimiz, projemizde su farkındalığını yalnızca çocuklarla sınırlı bırakmayıp aileleri, okulları ve yerel yönetimleri kapsayan, kalıcı bir toplumsal dönüşüm hareketi haline getirmek.”
UNDP Türkiye İklim Değişikliği ve Çevre Portföy Yöneticisi Meral Mungan Arda, çocuklarda erken yaşta kazanılan su bilincinin, sadece bireysel alışkanlıkları değil, aynı zamanda toplumun iklim değişikliğine karşı dayanıklılığını da güçlendirdiğini söyledi. Arda, “Su ile hayata projesiyle hedefimiz, geleceğin karar vericilerini daha şimdiden suyun değerini bilen, sürdürülebilirlik anlayışını içselleştiren bireyler olarak yetiştirmek” ifadelerini kullandı. Festivalin özel konuğu oyuncu Kaan Urgancıoğlu ise suyun önemine vurgu yaptı.