Silikon Vadisi’nin kalbine yolculuk - Ötüken Haber
DOLAR 41,3390 0,35%
EURO 48,5981 0,72%
ALTIN 4.902,481,35
BITCOIN %
Ankara
18°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Silikon Vadisi’nin kalbine yolculuk

Silikon Vadisi’nin kalbine yolculuk

ABONE OL
Eylül 19, 2025 21:05
Silikon Vadisi’nin kalbine yolculuk
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Nagihan KALSIN

Silikon Vadisi’nin temel­leri Kuzey Kaliforniya’da 1951’de Stanford Indust­rial Park’ın kurulmasıyla atıldı. 1971’de popüler hale gelen Sili­kon Vadisi, küresel ekonomiye yön veren bir inovasyon üssüne dönüştü.

Apple, Alphabet, Meta, Intel ve HP gibi devlere ev sahipliği ya­pan ve 14,3 trilyon dolarlık şirket değerlemesine sahip teknoloji ekosistemi, bugün dünyanın ge­leceğini şekillendiriyor. DÜNYA Gazetesi olarak, biz de bu ekosis­temin merkezine, Meta’nın Men­lo Park’taki kampüsüne konuk olduk. Esneklik, güvenlik kültü­rü, spor ve sağlıklı yaşam biçimi, ibadet alanları, emzirme odaları ve çalışan annelerin bebekleriyle ofise gelebilmesi gibi imkanlar­la Meta’nın yalnızca teknolojiye değil, insana da yatırım yaptığını yerinde gözlemledik.

Bisikletlerle başlayan yolculuk

Meta kampüsüne adım attı­ğımda karşıma çıkan ilk manzara, Silikon Vadisi algısını tamamen değiştirdi. Devasa gökdelenler yerine, çalışanların ofisler arası ulaşımı için kullandığı bisiklet­lerin park edildiği geniş bir alan vardı. Bu bisikletler, sadece birer ulaşım aracı değil, aynı zamanda şirketin dinamik ve esnek ruhu­nun bir sembolüydü. Pandemi ön­cesinde bakım ve onarımlarının ücretsiz yapılması, çalışanlara ve­rilen değeri gösteren küçük ama anlamlı bir detay olarak dikkat çekiyor. Güvenlik görevlisinin, “Yalnız başıma dolaşmamam” yö­nündeki uyarısı ise bilgi ve fiziki güvenlikte de ne kadar hassas ol­duğunu ortaya koyuyordu.

Yenilik için kuralları esnet

Kampüs içindeki 17 numara­lı ofise girdiğimizde, modern bir kafeyi andıran açık mutfak ve dinlenme alanı vardı. Çalışanla­rın toplantılara katılırken kah­velerini yudumladığı bu samimi ortam, bir latte ve çikolata eşli­ğinde süren gezide rastladığımız duvardaki yazılarla taçlandı: “What’s on your mind?” (Aklında ne var?) ve yanında yer alan “HA­CK”. Bu kelime, Meta’nın kuru­luş felsefesini özetliyordu: Hızla hareket et, denemekten çekinme ve yenilik için kuralları esnet.

Meta’da katı mesai saatleri yok. Çalışanlar haftanın üç gü­nü ofiste, iki günü ise evden çalı­şarak iş-yaşam dengesini koru­yor. Hafta sonu tatili dokunulmaz olup yıllık izinler sadece iş günle­rinden düşülüyor. Bu esnek yapı, şirketin çalışanlarını birer robot gibi değil, yaşamları olan birey­ler olarak gördüğünün en güçlü kanıtı. Meta’nın 76 bin çalışanı­nın yüzde 40-45’i mühendislik ve teknik pozisyonlarda yer alıyor. Şirket, bu büyük ekibini sadece teknoloji üreticisi olarak değil, aynı zamanda değer gören birey­ler olarak hissedebilmeleri için çeşitli imkanlar sunuyor:

Ergonomik Tasarım: Ayarlanabilir masalar, çalışanla­rın sürekli oturmaktan kaynakla­nan sağlık sorunlarını en aza in­dirmek için tasarlanmış. Ayrıca, doğru oturma ve beden kullanı­mı konularında düzenli ergono­mi dersleri veriliyor.

Sağlıklı Yaşam: Kampüs içinde yer alan spor salonu dışın­da, çalışanlara yıllık 2 bin dolar­lık ek ödeme yapılarak dışarıda spor yapma imkanı sağlanıyor.

Aile Dostu Ortam: Em­zirme odaları ve çalışan annele­rin bebekleriyle ofise gelebilme­si gibi olanaklar, Meta’nın insan odaklı yaklaşımının en somut ör­nekleri arasında yer alıyor.

İnanç Özgürlüğü: Kampüs içinde her inanca hitap eden iba­det alanları mevcut. İslam inan­cına mensup çalışanlar için özel bir mescit de bu alanlar arasında bulunuyor.

6 ayda bir güvenlik eğitimi

Meta’da güvenlik yalnızca di­jital alanda değil, aynı zamanda insani değerler açısından da bi­rincil öncelik. Çalışanlara her 6 ayda bir bilgi güvenliği eğitimle­ri verilirken, profesyonel bir or­tamı korumak adına ırkçılık, ay­rımcılık ve uygunsuz davranış­lara karşı sıfır tolerans politikası uygulanıyor.

Zengin bir yemek kültürü

Öğle yemekleri, Silikon Vadi­si’nin kültürel çeşitliliğini yan­sıtıyor. Açık büfede haşlanmış tavuk, brokoli ve çeşitli Akdeniz mutfağı lezzetleri dikkat çeker­ken, “Mediterranean” başlığı al­tında döner ve kebap da menüde yerini alıyor. Sağlıklı atıştırma­lıklardan tatlılara kadar geniş bir yelpaze sunulurken, buzdolapla­rında alkollü içeceklerin bulun­ması da çalışanlara tanınan ser­bestliğin başka bir göstergesi.

Mark Zuckerberg ve takım ruhu

Meta’da dikkat çeken bir baş­ka unsur da CEO Mark Zucker­berg’in çalışanlarla kurduğu ya­kın bağ. Zaman zaman kampüsün farklı noktalarında konuşmalar yapan Zuckerberg, sadece iş he­deflerini değil, takım ruhu ve ino­vasyon heyecanını da ön plana çı­karıyor. Bu toplantılar, çalışanlar için güçlü bir motivasyon kayna­ğına dönüşüyor.

Teknoloji ile doğa iç içe

Silikon Vadisi’nin ruhu, Me­ta’nın DNA’sına işlenmiş durum­da. “Hızlı hareket et ve bir şeyle­ri kır” anlayışı, çalışanların hata yapmaktan korkmadan yeni pro­jelere atılmasını teşvik ediyor. Bu kültür, yenilikçi yapıyı beslerken, çalışanların bireysel yaratıcılık­larını da ortaya koymasına imkan tanıyor. Bu yenilikçi yaklaşım, çevre duyarlılığıyla da birleşiyor. San Francisco’daki Meta ofisi­nin çatısında kurulu orman alanı, “teknoloji ve doğa bir arada” an­layışının somut bir yansıması. Bu huzurlu ortam, çalışanlara toplan­tılar arasında kısa molalar vererek enerji toplama fırsatı sunuyor.

Lüksten çok sadelik ön planda

Meta kampüsünde lüks ve ihti­şamdan çok, sadelik ve işlevsellik ön planda. Takım elbise zorunlu­luğu yok; amaç, çalışanların ken­dilerini rahat hissetmesi. Bu göz­lemlerim, Meta’nın başarısının sadece ileri teknolojide değil, asıl gücün insana yapılan yatırımda olduğunu gösteriyor.

source

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

300x250r
300x250r