Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’ye hareketi öncesinde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde basın toplantısı düzenleyerek, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Özellikle insani krizlerin çözümünün, Güvenlik Konseyinin veto yetkisini haiz ülkelerinin insafına bırakılmasının hiçbir izahı yoktur. Bu acı gerçeği bundan 12 yıl önce BM kürsüsünden ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyerek ilan etmiştik. Aradan geçen sürede tespitimizin haklılığı defalarca teyit edildi. Hatta genel sekreter düzeyinde BM’nin acil reform ihtiyacı açıkça dile getirilmeye başlandı. BM reformu çabalarına hep destek olduk, olmaya da devam edeceğiz.
Görüşmelerin ilk gününde 23’ünde BM Genel Kurulu’na hitap edeceğim. Konuşmamda Gazze’deki insani felaket ve mezalimi özellikle gündeme getireceğim. Ayrıca Türkiye’nin bölgesinde istikrarı sağlamaya dönük gayretlerinin yanı sıra uluslararası barışın korunmasına yaptığı katkılara değineceğim. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki kardeşlerimizin hak ve hukuku yine gündemimizde olacak. Türkiye’nin çift başlı Selçuklu Kartalı’ndan ilhamını alan derin bir tasavvur, yaklaşım ve bakış açısıyla yürüttüğü dış politikasını bir kez daha tüm dünyaya anlatma imkanı bulacağım.
Genel Kurulu diğerlerinden farklı kılan özelliği, birçok ülkenin Filistin Devleti’ni tanıyacak olmasıdır. Biz, bu tanıma kararlarının iki devletli çözümün hayata geçirilmesine ivme kazandırmasını temenni ediyoruz. Tabii 14 yıllık kanlı ve karanlık bir dönemin ardından 8 Aralık Devrimi’yle özgürlüğüne kavuşan komşumuz Suriye’nin yeni yönetiminin de orada bulunması bizim için son derece sevindirici bir gelişmedir. İnanıyorum ki bu genel kurul çok büyük acılar çeken, hürriyetleri uğruna gerçekten çok ağır bedeller ödeyen Suriyeli kardeşlerimizin kalıcı huzura kavuşmalarına katkı yapar.
Ziyaretimiz sırasında çok sayıda devlet ve hükümet başkanıyla görüşmeyi planlıyorum. Gazze konulu bölgesel toplantıda kardeş ülkelerle atılacak adımları değerlendireceğiz. New York’ta bulunduğum süre zarfında Türk-Amerikan iş çevreleriyle bir araya geleceğim.
25 Eylül Perşembe günü Washington’a geçerek değerli dostum Trump ile görüşeceğiz. Bölgesel meseleler elbette gündemimizin ilk sırasında yer alacak. İki dost ve müttefik olarak yakın istişare ve koordinasyonumuzun önemi her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Sayın Trump’ın küresel barış vizyonuna ve bu uğurda ortaya koyduğu çabalara desteğimizi daha önce ifade etmiştik. Adil bir barışın kaybedeninin olmayacağına inanıyoruz. Bölgemizde barışın korunması, istikrarın güçlendirilmesi, çatışma ve gerilimlerin durdurulmasında biz liderlere büyük sorumluluk düşüyor. İlk günden beri hep bu anlayışla çalışıp mekik diplomasisiyle sorunlara diyalogla çözüm yolları geliştirmeye gayret ettik. Aynı tavrımızı muhafaza ediyoruz. Coğrafyamızda kan ve gözyaşının artık tamamen dinmesini, bunun yerine sulhu sükunun her metrekarede hakim olmasını arzu ediyoruz. Ne yapıyorsak sadece ve sadece bunun için yapıyoruz. İnşallah, bu şekilde de yola devam edeceğiz. Ziyaretimizin ve yapacağımız görüşmelerin ülkemiz, milletimiz, bölgemiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
2 gün önce Mahmud Abbas ziyaretimize geldi. Görüşmelerimizi yaptık. Filistin bugüne kadar bölgede her zaman ciddi sıkıntıları yaşadı ve yaşamaya da devam ediyor. Biz her zaman Filistin’in yanında olduk, olmaya devam edeceğiz. Dünya maalesef Filistin’in yanında yer almadı. Birleşmiş Milletler’de 140 gibi Filistin’i tanıyan ülke var bu tabi sevindirici. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu da birkaç Filistin’i tanıyan ülke de göreceğiz.
Suriye’nin bağımsızlığına kavuşmuş olması komşumuz olarak bizi de huzurlu kılmıştır. Bizler de bazı arkadaşlarımızın sürekli olarak Suriye’ye gidiş gelişi ve oradaki dayanışmamızı arttırması, Suriye’de yeni bir sürecin başlamasına vesile olmuştur. İşte en son Katar’da, bizler de Sayın Ahmet Şara ve arkadaşıyla, Dışişleri Bakanı’yla bir görüşmemiz oldu. Bu görüşmeyle birlikte de ardından İstihbarat Başkanı’mızın bir Suriye ziyareti oldu. Yakın bir süre içerisinde de gerek Sayın Şara gerek Dışişleri Bakanı, onları Ankara’da ağırlayacağız. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu vesilesiyle de Amerika’da, Türkevi’nde onlarla bir araya gelme fırsatımız da olacaktır. Suriye’yi yalnız bırakmayacağız. Suriye’nin her geçen gün daha da güçlenmesi için elimizden gelen bütün imkanları kullanacağız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, ABD Başkanı Donald Trump’ın oğluyla bir Gazze pazarlığı yapıldığına” yönelik iddiasına ilişkin soruya ise “O da yanımızda mıydı? Siz inanmıyorsunuz bu tür şeylere değil mi? Arkadaşlar, sağıra hakaret etmek istemem de sağır duymaz uydurur. O adam da durmadan böyle uydurup duruyor. Buna Partimizin Sözcüsü gereken cevabı en güzel şekliyle verdi. Ve bizler de ilk fırsatta çok daha geniş manada gereken cevabı vereceğiz. Bizler, uçak alımlarını filan Özgür Özel’e sorarak bugüne kadar yapmadık ve yapmayız. Zaten bu işlerden de anlamaz. Onun kıratı değil. Dolayısıyla biz Sayın Trump’la herhangi bir alışveriş, Türkiye-Amerika arasında yapacak olursak, bunu zaten oğluyla yapmamıza gerek yok. Trump’ın bizzat kendisiyle yaparız.” yanıtını verdi.
Toplantının ardından New York’a giden Erdoğan’ı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve İstanbul Valisi Davut Gül uğurladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, eşi Emine Erdoğan, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç ve Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım eşlik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, her yıl dünya liderlerini ABD’nin New York kentinde bir araya getiren BM Genel Kurulu’nda katılımcılara, 23 Eylül’de hitap etmesi öngörülüyor.
BM 80. Genel Kurulu’na 15’inci kez hitap edecek Erdoğan’ın konuşmasının ana gündem maddesinin ise İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırım, Filistin’in devlet olarak tanınması ve uluslararası alanda İsrail’e karşı atılacak adımlar olması bekleniyor.
Zirve kapsamında devlet ve hükümet başkanlarıyla da görüşmeler gerçekleştirecek Erdoğan’ın, 22 Eylül’de Filistin Konferansı’nda, 24 Eylül’de ise BM İklim Zirvesi’nde konuşma yapması öngörülüyor.