Hedef, 500 projede 30 milyon ton karbon azaltımı - Ötüken Haber
DOLAR 41,4523 0,36%
EURO 48,6692 0,57%
ALTIN 4.912,690,20
BITCOIN 4775764-0,23%
Ankara
20°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Hedef, 500 projede 30 milyon ton karbon azaltımı

Hedef, 500 projede 30 milyon ton karbon azaltımı

ABONE OL
Eylül 21, 2025 22:00
Hedef, 500 projede 30 milyon ton karbon azaltımı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sevilay ÇOBAN
sevilay.coban@dunya.com

Tekstil sektörünün su ve enerji tüketimi dünyayı en çok zorlayan sorun­lardan biri. Bu soruna bir çö­züm üretmek amacıyla yola çı­kan IVY Decarb Marketplace adlı platform, hem Türkiye’de hem de dünyada dönüşüm için yeni bir yol haritası çiziyor. 500 bin ile 5 milyon euro arasın­da değişen yatırımlar sayesin­de karbon, su ve enerji verim­liliğinde dev adımlar atılıyor. Platform, Türkiye’den Çin’e, Hindistan’dan İspanya’ya ka­dar birçok ülkede üreticileri ve makine firmalarını ortak bir sürdürülebilirlik çerçevesinde buluşturuyor. Platformun ba­şında ise Türkiye finans sek­törünün yakından tanıdığı bir isim yer alıyor. 1996 yılında katıldığı BBVA’da farklı pozis­yonlarda görev üstlenen Javier Bernal, 2015’ten 2020 yılına kadar Garanti Bankası Yöne­tim Kurulu Üyesi olarak görev yaparken aynı zamanda BB­VA-Garanti koordinasyonun­dan sorumlu oldu. Finansal ta­rafta da sürdürülebilirlik pro­jelerinin yönetiminde aktif rol alan Bernal, emekli olduktan sonra IVY Decarb Marketpla­ce’in kuruluşuna öncülük etti. Dijitalleşme ve yapay zekâ des­tekli makinelerle üretim sü­reçlerinde hem verimlilik hem de çevre dostu çözümlerin ön plana çıkacağını söyleyen IVY Decarb IVY Decarb CEO’su Javier Bernal, DÜNYA Gaze­tesi’ne verdiği röportajda plat­formun hedeflerini paylaştı.

Tekstil ve makine üreticilerini buluşturuyor

Garanti BBVA’da uzun süre önemli görevler üst­lendiniz. Oradan ayrıldık­tan sonra böyle bir plat­formun başına geçme ve girişimi hayata geçirme süreciniz nasıl başladı?

Garanti BBVA’daki deneyi­mimin ardından, sürdürüle­bilirlik ekibiyle birlikte tekstil sektörüne odaklanmaya karar verdik. Bankanın çok sayıda tekstil üreticisi ve perakende müşterisi vardı. 2021’de “fi­nans ve sürdürülebilirlik” ek­seninde çalışmaya başladık. Önce bazı büyük tekstil ve fi­nans şirketlerine danışman­lık verdik. Ardından sürekli şunu düşündüm: ‘Tekstil sek­törünün dönüşümüne nasıl katkıda bulunabilirim? Daha sürdürülebilir bir modele na­sıl geçiş sağlanabilir?’ Bu ara­yış sonunda farklı paydaşlarla birçok görüşme yaptık ve kü­resel ölçekte bir platform kur­ma fikri doğdu. Bugün makine üreticilerini, tekstil üreticile­rini ve markaları ortak bir çatı altında buluşturuyoruz.

Tekstil sektörü, çevre­sel etkiler nedeniyle en çok tartışılan alanlardan biri. Bu noktada sizin sürdürü­lebilirlik vizyonunuz ne­dir?

Sürdürülebilirlik çok geniş ve karmaşık bir konu. Biz özel­likle makinelerin yenilenme­sine odaklanıyoruz. Çünkü makineler çoğu sektörde 15– 20 yılda bir değişiyor. Oysa ye­ni nesil makineler çok daha verimli. Platform sayesinde her makinenin değişim öncesi ve sonrası etkisini ölçüyoruz. Karbon, su, enerji gibi birçok metriği takip ederek, somut çıktılar elde ediyoruz.

Garanti BBVA, finansman desteği sağlayacak

Bu etkiyi rakamsal ola­rak ölçtünüz mü?

Evet. Ortalama bir teks­til üreticisinin sürdürülebi­lirlik yatırımı yarım milyon eurodan başlayıp 5 milyon euroya kadar çıkabiliyor. Bi­zim hesaplamalarımıza göre 500 projede yaklaşık 30 mil­yon ton karbondioksit azaltı­mı potansiyeli var. Tabii sade­ce karbon değil, su ve elektrik tüketimi gibi diğer metrikleri de ölçüyoruz.

Türk tekstil sektörünün bu dönüşüme yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsu­nuz?

Firmalar dönüşümün ge­rekli olduğunun farkında. An­cak yatırım maliyetleri ve pi­yasa belirsizlikleri bu süreci yavaşlatıyor. Piyasaların, pa­zarların çok fazla belirsizlik barındırdığı dönemlerde he­men çözüm sağlayamıyoruz, o yüzden finansman sorunu­na ilişkin çözüm anlaşmaları yapmaya çalışıyoruz.

Dediğim gibi bu noktada fi­nansman çok kritik. Garanti BBVA ile birlikte finansman anlaşmaları üzerinde çalışı­yoruz. CEO Mahmut Akten de bu desteğin verilmesi gerek­tiğini düşünüyor. Çünkü bu dönüşümü mümkün kılacak sermayeye ulaşmak şart. Ben Türkiye’nin bu alanda hızlı dönüşüm yapabileceğine ina­nıyorum.

Platform şu an hangi ül­kelerde faaliyette, hedefte hangi pazarlar var?

Şu anda Bangladeş’te, Hin­distan’da, Türkiye’de, tabii ki İspanya’da var. Yine bir son­raki ülke İtalya ve Çin olacak. Çin ve İtalya için herhalde yıl­sonu itibarıyla faaliyetlerimiz başlar. Yine Fas ve Vietnam için de aynı şekilde platform başlatacağız. Önümüzdeki yıl için Çin, Fas, Pakistan, Endo­nezya, Malezya’da platformu­muzu açacağız. Sonra Güney Amerika, Meksika, Ameri­ka’ya doğru açılacağız.

Çin, çok büyük ama ay­nı zamanda zor bir pazar. Orada nasıl bir yol izleye­ceksiniz?

Çok doğru söylüyorsunuz. Şöyle söyleyebilirim. Biraz rakamlarla konuşayım. Av­rupa’da, Türkiye’yi dâhil et­miyorum, 1000 kadar maki­ne üreticisi var. İsviçre, Al­manya, İtalya… Yani yüz yıl önce başlamış işlerin, ope­rasyonların markalarından bahsediyorum. Türkiye’de ise şimdi, 200 üye var ama 400’e yakın makine üretici­si olduğunu söyleyebilirim. Bir diğer makine üreticisi ülke de Hindistan. Hindis­tan da Türkiye gibi 400’e ya­kın makine üreticisi var. Sa­dece Çin’de 2 bin 500 makine üreticisi var. Biz Çin’de ne ya­pacağız? Makine üreticileri­nin kalifiye olma konusunda çok titiz davranıyoruz. Eğer bir makine üreticisiyseniz platforma üye olmak için çok fazla kritere maruz kalıyor­sunuz; finans, muhasebe, sa­dece çevre değil yine çok faz­la kriter var. Makinenin %20 su tasarrufu yaptığını belirt­meleri gerekiyor ve sonra biz sertifikalarını kontrol ediyo­ruz. Yani platformu biz öyle­sine açmayacağız, elemeden, değerlendirmeden geçirece­ğiz. Çin hükümetiyle konuş­tuk, Sanayi Bakanıyla da gö­rüştük. Onlar rahatlar çünkü birçok makine üreticisinin, tekstil üreticisinin standart­ları karşılayabileceklerini bi­liyorlar ve onlar da bu plat­formun bir parçası olmak istiyorlar. Bizden de bu konu­da onay vermemizi istiyor­lar. Böylece hem Avrupa’da­ki hem de diğer ülkelerdeki üreticilere güvence veriyo­ruz. Platform aynı zamanda Çin’deki sektörü standardize etme rolü de üstlenecek.

Ortalama işlem büyüklüğü 2 milyon euro

Türkiye için önümüzde­ki dönemde nasıl bir büyü­me hedefiniz var?

İlk etapta süreci yavaş iler­letmeyi planlıyoruz. İlk yıl he­defimiz ayda 5-6 işleme ulaş­mak. Bu da yılda 60–70 ya­tırım denk geliyor. O kadar fazla tekstil üreticisi var ki da­ha yüksek rakamlara da ulaşa­biliriz. Ortalama işlem büyük­lüğü 2 milyon euro civarında. Ancak Türkiye’de yaklaşık bin tekstil tedarikçisi var. Bu sa­yı ve AB’nin karbon düzenle­melerine uyum zorunluluğu düşünüldüğünde önümüzde­ki yıllarda rakamlar hızla ar­tacaktır.

Makineler yapay zekâ ile geliştiriliyor

Dijitalleşme bu sürecin neresinde duruyor?

Yeni nesil makineler yapay zekâ ve dijital altyapıyla geli­yor. Üretimden tüketime ka­dar her şey takip edilebiliyor. Örneğin su kullanmayan lazer teknolojisi artık denim üreti­minde kullanılabiliyor. Bu da hem çevreye katkı hem de ve­rimlilik anlamında devrim ni­teliğinde.

İnovatif makineler de platformda yer alacak mı?

Evet. Makine üreticileri Ar- Ge’de çok güçlü. Örneğin lazer teknolojisi sayesinde hiç su kullanılmadan üretim yapılabi­liyor. Ayrıca tekstilde döndür­me, dikme, yıkama, dokuma, fi­nisaj, baskı gibi 24 ana süreç ve 124 alt süreç var. 500 tane ma­kine tek bir süreç için çalışı­yor. Ellerinde bir teknoloji var ve onlar da bu teknolojiyi plat­forma getirmek istiyorlar. Plat­formda bu süreçlere yönelik en yeni teknolojiler yer alacak.

source

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

300x250r
300x250r