Dünya genelindeki en büyük diplomatik etkinliklerden, üye ülkelerin liderlerini bir araya getiren Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunun 80’incisi, New York’ta yapılıyor. Genel Kurul, 23-29 Eylül’de “Birlikte daha iyi: Barış, kalkınma ve insan hakları için 80 yıl ve daha fazlası” temasıyla düzenlenecek. BM Genel Kuruluna 150 civarında devlet ve hükümet başkanının yanı sıra çok sayıda başkan yardımcısı, bakan ve bu heyetlere eşlik edecek resmi yetkililerden oluşan binlerce diplomatın, sivil toplum örgütü çalışanının ve gazetecinin katılması bekleniyor. Genel Kurulda “Filistin Meselesine Çözüm Bulunması ve İki Devletli Çözümün Hayata Geçirilmesi Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferans” da düzenlenecek.
İki devletli çözüm kapsamında İngiltere ve Kanada gibi Batılı ülkeler de dahil Filistin Devletini tanıyacağını duyuran ülkelerin sayısı artarken bu konuda İsrail ile hareket eden ABD, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve kendisine eşlik edecek Filistinli yetkililere BM Genel Kurul ziyareti için vize vermeyeceğini duyurdu. Abbas’ın bu nedenle BM konuşmalarını video üzerinden yapması bekleniyor.
Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun da 26 Eylül Cuma sabahı, ilk sırada Genel Kurula seslenmesi öngörülüyor. Bu yıl ilk kez BM Genel Kurul toplantılarına katılacak olan Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın da 24 Eylül Çarşamba sabahı BM Genel Kurul salonunda konuşma yapması bekleniyor. Şara, 1967’den bu yana BM Genel Kurul toplantılarında Suriye’yi temsilen konuşan ilk lider olacak. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da İsrail’in Gazze’deki saldırılarının ve uyguladığı soykırım politikalarının BM çevresinde ve New York’un değişik noktalarında protesto edilmesi bekleniyor.
İngiltere, Kanada, Avustralya ve Portekiz Filistin’i tanıma kararı aldı. Fransa’nın da BM Genel Kurulu’nun 80. oturumunda Filistin’i tanıması bekleniyor. Bu kararlar, Avrupalı devletlerin artık bu hususta ABD’den farklılaştığını ve İsrail’in eskiden olduğu gibi Batı ittifakından sınırsız destek alamayacağını gösteriyor. İsrail’in Gazze’de işlediği soykırım karşısında Avrupalı siyasetçiler nezdinde yaklaşık iki yıldır süren sessizlik, Filistin Devleti’nin Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu marjında giderek daha fazla ülke tarafından tanınmasıyla bozuluyor. İsrail’in Gazze’ye 7 Ekim 2023’te başlayan saldırılarının ardından geçen yaklaşık iki yılda Avrupa’nın tutumu uluslararası kamuoyunun hedefinde yer alıyor.
AB’nin fiili lideri, yürütme organı Komisyonun başındaki Alman siyasetçi Ursula von der Leyen’in 14 Ekim 2023’te Tel Aviv’i ziyaret ederek koşulsuz destek sunması, Avrupa’nın tarafsızlık iddiasını zedeleyen ve kıtanın uzun yıllardır kurmaya çalıştığı dengeli arabulucu imajını sarsan bir dönüm noktası oldu. Saldırıların soykırım niteliği kazanmaya başladığı ilerleyen aylarda dahi Avrupa’dan İsrail hükümetine eleştirel sesin yükselmemesi kamuoyunda öfke uyandırdı.
Yöneticilerini soykırıma suç ortağı olmakla, çifte standartlarla itham eden on binler başkentleri doldururken, bazı ülkeler Filistin Devleti’ni tanıyacaklarını dillendirerek Avrupa’da değişimin fitilini ateşledi.
İspanya, İrlanda, Norveç 28 Mayıs 2024’te, Slovenya 4 Haziran 2024’te Filistin Devleti’ni tanıma kararı aldı. AB Komisyonu İsrail’in insan haklarını ihlal ettiği tespit edildi.
Çin, İsrail’in saldırılarının sona ermesinin ardından yönetim ve yeniden inşa düzenlemelerinde Filistin’in meşru ulusal haklarının güvenceye alınması gerektiğini vurguladı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Guo Ciakun, dün yaptığı açıklamada, “Savaş sonrası yönetim ve yeniden inşa düzenlemelerinde Filistin’in meşru ulusal hakları güvenceye alınmalı, iki devletli çözüm hayata geçirilmeli” dedi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Guo Ciakun, Gazze’nin Filistin halkına ait ve Filistin topraklarının ayrılmaz parçası olduğunu vurguladı.
Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, İsrail’in Filistin topraklarını uluslararası hukuka aykırı şekilde ilhakına yönelik her türlü adımın çatışmalardaki çözüm şansını da baltaladığını söyledi. Wadephul, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısının tamamen yanlış bir yol olduğunu belirterek, “İşgal altındaki toprakların uluslararası hukuka aykırı bir şekilde ilhakına yönelik her türlü adım, çatışmayı kalıcı olarak çözme şansını da baltalamaktadır” diye konuştu. Wadephul, “Almanya için Filistin Devleti’nin tanınması, sürecin daha çok sonunda yer almaktadır ancak böyle bir süreç şimdi başlamalıdır” dedi.
İngiltere, İsrail’e tam destek veren bir ülkeden Filistin Devleti’ni resmen tanıyan ülke haline geldi. Filistin’i tanıyan yaklaşık 150 ülke arasına giren İngiltere’nin Filistin ve Gazze konusundaki tutumunda 7 Ekim 2023’ten bugüne yaşanan değişimi dikkat çekiyor. İngiltere’de 21 Şubat 2024, İsrail’e ateşkes çağrısının yapıldığı ilk gün oldu. Mayıs 2025’te İsrail’le yürütülen ticaret anlaşması müzakerelerini durduran İngiltere, Filistin topraklarını gasbeden çok sayıda İsrailliye ve İsrail kurumuna yaptırım uyguladı. İngiltere’de 7 Ekim 2023’ten bu yana binlerce Filistin’e destek eylemi yapıldı.