Akkuyu, 420 milyar metreküp gaz ithalatından kurtaracak

Ferit PARLAK

Dünya Atom Haftası, 100’den fazla ülkeden 2 bine ya­kın temsilcinin katılımı ile Moskova’da Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) 4’üncü ünite re­aktör basınç kabı yükleme töreni ile başladı. Törene Enerji Bakan Yar­dımcısı Zafer Demircan, Uluslara­rası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Grossi ve Rosatom Devlet Kuruluşu Genel Müdürü Aleksei Likhachev de katıldı.

Rusya’da üretilen ekipmanın Türkiye’ye sevkiyatı için düzenle­nen törende konuşan Enerji ve Ta­bii Kaynaklar Bakanlığı Bakan Yar­dımcısı Zafer Demircan, “Şu anda Akkuyu NGS’nin tüm üniteleri in­şa halinde. Yaklaşık 30 bin işçinin istihdam edildiği devasa bir proje. Bugün, 4. Güç Ünitesi’nin reaktör kabının sahaya teslim edilmesi, iki ülkenin projeyi uygulama konu­sundaki ortak kararlılığının güçlü bir göstergesi. 1. Güç Ünitesi’nden ilk enerjiyi gelecek yıl içinde üret­meyi hedefliyoruz" dedi.

2053 karbon nötr hedefi

Bakan Yardımcısı Zafer Demir­can, “Türkiye’nin ulusal enerji stra­tejisi, 2053 yılına kadar karbon nötrlüğüne ulaşma taahhüdüyle sürdürülebilir kalkınma ve enerji güvenliği üzerine kuruludur. Nük­leer enerji, bu vizyonda yalnızca gü­venilir baz yük elektriğinin düşük karbonlu bir kaynağı olarak değil, aynı zamanda daha geniş kapsam­lı teknolojik ilerleme ve ekonomik büyümenin katalizörü olarak da hayati bir yere sahiptir” dedi.

Nükleerde hedef: 20 gw kurulu güç…

Türkiye’nin nükleer enerji üre­tim hedefine de dikkat çeken De­mircan, “2050 yılına kadar Küçük Modüler Reaktörler (SMR) gibi yenilikçi teknolojileri de içeren en az 20 gigavatlık nükleer kapasiteyi devreye almayı hedefliyoruz” açık­lamasını yaptı.

Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS), Türkiye’nin barışçıl nükleer gelişiminde bir dönüm noktası ol­duğunu vurgulayan Demircan, “Şu anda Akkuyu NGS’nin tüm ünite­leri inşa halindedir. Yaklaşık 30 bin işçinin istihdam edildiği devasa bir projeden bahsediyoruz. Bugün, 4. güç ünitesinin reaktör kabının sa­haya teslim edilmesi, iki ülkenin projeyi uygulama konusundaki or­tak kararlılığının güçlü bir göster­gesidir. 1. güç ünitesinden ilk enerji­yi gelecek yıl içinde üretmeyi hedef­liyoruz” diye konuştu.

2028 sonunda tamamlanacak

Akkuyu NGS’de ilk elektrik üre­timinin gelecek yıl hedeflendiğini aktaran Demircan, “2028 yılı sonu­na kadar tüm ünitelerin tam kapa­siteyle faaliyete geçmesi planlanı­yor. Akkuyu NGS ile elektrik üreti­mimizin yüzde 10’unu karşılayacak ve yılda 35 milyon ton karbon emis­yonunu azaltacağız” diye konuştu.

Konuşmaların ardından reaktör basınç kabının sevkiyatı, gerçek­leştirilen canlı bağlantıyla başlatıl­dı. Sevkiyatın yaklaşık 3 hafta sür­mesi bekleniyor. Yaklaşık 13 metre uzunluğundaki ve 4,5 metre çapın­daki reaktör kabı, 320 ton ağırlığa sahip. Ekipmanın Akkuyu NGS sa­hasına ulaşmasıyla birlikte nükle­er adaların şekillendirilmesi süreci tamamlanacak.

Temel inşaat çalışmaları tamamlandı

Toplantı nedeniyle Moskova’da Akkuyu Nükleer A.Ş. Yönetim Ku­rulu Başkanı Anton Dedusenko da DÜNYA’nın sorularını şöyle yanıt­ladı:

Akkuyu Nükleer Santrali pro­jesi hangi aşamada? Şu anda sa­hadaki inşaatın hangi temel un­surları öncelikli?

Sahada, dört güç ünitesinin ta­mamının tesislerinde çalışma­lar devam ediyor. Birinci güç üni­tesinde devreye alma çalışmaları­nın tamamlanmasına odaklanılmış durumda. Bu, ünitenin tüm sis­temlerinin kapsamlı kontrol işlem­lerinden geçtiği, devreye alma ön­cesi hazırlık aşamasıdır. Güç üni­tesindeki temel inşaat çalışmaları tamamlandı.

Akkuyu NGS’nin tüm güç ünite­lerinin binalarına teknik su sağla­mak için kullanılacak deniz ve kıyı hidroteknik tesisleri kompleksinin inşaatı tamamlanmak üzere.

NGS’de üretilen elektriği şebe­keye iletecek olan ‘Gaz Yalıtım­lı Anahtarlama Tertibatı’ binasın­da, akım yolları ve ilgili ekipman­ların montajı yoğun bir şekilde devam ediyor. 2025 yılının sonuna kadar anahtarlama tertibatı ekip­manının montajını tamamlamayı planlıyoruz. Bu, NGS’nin kilit bi­leşenlerinden biri ve reaktörün amacı bakımından insan kalbiyle karşılaştırılabilirse, ‘Gaz Yalıtım­lı Anahtarlama Tertibatı’ üretilen elektriği çeşitli tüketicilere, başta Türkiye Cumhuriyeti enerji şebe­kesine dağıtmaktan sorumlu olan sinir sistemine benzetilebilir.

NGS güç ünitesinin devreye alın­ması, çok aşamalı bir operasyon. Şu anda Akkuyu NGS 1. Güç Ünite­si’nin çalışmaya başlamasına yöne­lik hazırlıkların son aşamalarından biri devam ediyor. Ünitenin sistem­leri ve elemanları işletmeye hazır hale getiriliyor, bunların projede belirlenen kriter ve özelliklere uy­gunluğu kontrol ediliyor. Bu, nük­leer güvenliğin gerekliliklerine uy­mak ve santralin uzun yıllar boyun­ca güvenilir çalışmasını sağlamak için gerekli.

Devreye alma sürecinin sağlam referanslara dayanması önemli; bu süreçte, onlarca faal güç ünitesi­ni işletmeye alma tecrübesine sa­hip olan Rosatom’un tüm deneyi­mi kullanılıyor. Sadece Rusya’da şu anda 35 faal güç ünitesi bulunuyor ve bu, Rosenergoatom Konserni ve Rosatom Servis gibi Rosatom’un birçok biriminin uyumlu çaba­larının bir sonucu. Bugün, Akku­yu NGS sahasındaki 1. Güç Ünite­si’nin devreye alma çalışmalarında, tam da bu tecrübeye sahip uzman­lar görev alıyor. Ve özellikle değerli olan, bu süreçte, Rus meslektaşla­rından deneyim kazanarak istasyo­nun işletilmesine en başından iti­baren katılacak olan Türk genç uz­manların da tam olarak yer alması.

Proje ekibi, ilk atom kilovatının en kısa sürede Türkiye’nin enerji sistemine verilmesi için tüm çaba­yı gösteriyor. Bu bağlamda, önceki tedarikçiden kaynaklanan teslimat zorlukları nedeniyle 2024 yılında Çin’den yeniden sözleşme yapmak zorunda kaldığımız anahtarlama tertibatı ekipmanının bu yıl içinde güç vermeye hazır olacağını öngö­rüyoruz

Akkuyu NGS projesinin ye­rel sanayinin gelişimine şu anki katkısı nedir?

Projeye Türk tedarikçilerin katı­lımına özel önem veriyoruz. Yerli­leştirme süreçlerini, yani malzeme ve ekipman üretim siparişlerinin Türkiye’ye verilmesini kapsamlı bir şekilde desteklemek amacıyla, Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Ta­bii Kaynaklar Bakanlığı, proje yö­netim şirketi olan Akkuyu Nükleer AŞ, Rosatom Yurt Dışı Üretim Ano­nim Şirketi (Rosatom Zarubejna­ya Generatsiya AŞ) ve Türk Stan­dartları Enstitüsü’nün (TSE) katı­lımıyla bir çalışma grubu faaliyet gösteriyor. Proje ilerledikçe, Türk sanayisinin projeye katılım düze­yi de artıyor.

Projenin başlangıcın­da hesaplanan yerlileştirme hacmi 4 milyar ABD doları olarak tahmin edilirken, bugün Türkiye Cumhu­riyeti’ne yapılan vergi ödemeleri de dikkate alındığında bu miktar 11 milyar ABD dolarına ulaştı. Çeşit­li aşamalarda yaklaşık 2 bin şirket tedarikçi ve yüklenici olarak proje­ye katıldı. Türk tedarikçiler, proje­nin ihtiyaçları için malzeme, ekip­man ve hizmet sağlamakta, inşaat ve montaj işlerini yapmakta, inşa­at sahası içinde ekipman taşımacı­lığını gerçekleştiriyor. Şantiyede­ki inşaat malzemelerinin büyük bir kısmı Türk üretimi. Yerel üretici­ler, proje ihtiyaçları için beton ka­rışımları, donatı çeliği, metal yapı­lar, su yalıtım malzemeleri, boru ve kablo ürünleri tedarik ediyor.

Akkuyu NGS, nükleer sektörde uluslararası iş birliğinin bir örne­ği. Bu proje sayesinde, muazzam üretim potansiyeli ve zengin bilim­sel-teknik kapasitesi olan bütün bir ülkeyi dünya nükleer endüstrisine dahil ediyoruz. Türk şirketler, nük­leer sektörün gerekliliklerine hız­la uyum sağlayarak, nükleer ener­jisi alanındaki şartları karşılamak için üretim süreçlerini iyileştiri­yor. Sertifikasyon prosedürlerin­den geçerek, Türk sanayi işletmele­ri, aralarında daha karmaşık olan­lar da dahil olmak üzere, yeni ürün türlerinin üretimine başlayarak, sipariş hacmini artırıyor. Böylece, daha rekabetçi hale gelerek hem Türkiye’de hem de yurt dışında di­ğer atom santrallerinin yapım pro­jelerine katılmayı umuyorlar. Bu­gün bunun örnekleri zaten mevcut: Türk düzenleyici kurumunun tek­nik destek kuruluşu olan NÜTED, Macaristan’daki Paks-2 NGS için ekipman imalatının denetim kont­rolü hizmetlerini sunmak üzere bir sözleşme imzaladı. Ayrıca, Türk in­şaat şirketleri, Mısır’daki El-Dabaa NGS’nin inşasında yer alıyor.

420 milyar metreküp gaz ithalatından kurtaracak

Değişen küresel ekonomik dengeler bağlamında, bir nük­leer santrale sahip olmak Tür­kiye’ye ne gibi avantajlar sağla­yabilir?

Akkuyu NGS’nin inşası onlarca yıla dayanan uzun vadeli bir proje. Biz, birkaç nesle temiz ve kesintisiz enerji sağlayacak bir santral inşa ediyoruz; gerçekte ise geleceğe ya­tırım yapıyoruz.

Bir nükleer güç santralinin elekt­rik üretim kapasitesi istikrarlıdır; hava koşullarına, mevsimlere, gü­nün saatine veya diğer dış etkenle­re bağlı değildir. Akkuyu NGS’nin dört güç ünitesinin tamamı işlet­meye alındığında, santral yılda yak­laşık 35 milyar kWh elektrik ürete­cek. Bu miktar, İstanbul gibi büyük bir metropolün elektrik ihtiyacı­nı karşılamaya yetecektir. Akku­yu NGS, Türkiye Cumhuriyeti’nin elektrik ihtiyacının %10’unu tek başına karşılayacak. Türkiye Ener­ji Bakanlığı’nın verilerine göre, Ak­kuyu NGS’nin işletilmesi sayesin­de ülke, santralin tüm yaşam dön­güsü boyunca toplam 420 milyar metreküp doğalgaz ithalatından ta­sarruf edebilecek.

Şunu özellikle vurgulamak iste­rim ki, nükleer güç santrali yalnızca elektrik üretimi anlamına gelmez; aynı zamanda iklim hedeflerine ulaşmaya da katkı sağlar. Nükleer santral, çevre dostu bir enerji kay­nağıdır ve çevreye olan olumlu et­kisi, doğrudan çevreye herhangi bir zarar vermemesinden kaynaklanır. Böylece, nükleer güç santrali, hid­rokarbon yakıtlarla çalışan ve onun yerine geçen enerji kaynaklarının olumsuz etkilerini fiilen ortadan kaldırır.

Ayrıca nükleer güç santrali, güç ile arazi kullanım oranı dikkate alındığında son derece yüksek ve­rimliliğe sahip bir elektrik üretim kaynağı. Karşılaştırma yapmak ge­rekirse, Türkiye’deki tüm rüzgâr santralleri bugün günde yaklaşık 230 gigavat-saat elektrik üretiyor. Akkuyu NGS ise günde neredeyse 100 gigavat-saat elektrik üretecek. Yani Akkuyu NGS gibi dört ünite­den oluşan iki santral, Türkiye’nin tüm rüzgâr enerjisi sektörünün üretimine yakın bir miktarı, çok da­ha küçük alanlarda sağlayabilecek. Örneğin, Türkiye’nin en büyük rüz­gâr santrallerinden biri olan Soma Rüzgâr Santrali yaklaşık 120 kilo­metrekarelik bir alanı kaplarken, Akkuyu NGS’nin kapladığı alan yalnızca yaklaşık 11 kilometrekare.

Akkuyu NGS, hidrokarbon itha­latına ve fosil yakıtların dünya pi­yasalarındaki fiyat dalgalanmaları­na olan bağımlılığı azaltacak, enerji istikrarını güçlendirecek ve ekono­minin çeşitli sektörlerine güveni­lir enerji tedariki sağlayacak. Ken­di topraklarında faaliyete geçecek bir nükleer santral, Türkiye’yi ileri, çevre dostu elektrik üretim tekno­lojilerine sahip ülkeler arasına ta­şıyacak.

Rus nükleer endüstrisinin 80. yılı

Akkuyu NGS projesi, Rus nükleer sektöründeki deneyi­mi nasıl hayata geçiriyor?

Rus nükleer endüstrisinin 80. yı­lı sadece bir yıldönümü değil; ay­nı zamanda bilgi, teknoloji ve de­neyim aktarımının bir sembolü. Bu süre zarfında Rusya’da nükle­er enerji tesislerinin mühendisliği, inşası ve işletilmesine yönelik ben­zersiz bir sistem oluşturuldu ve sü­rekli olarak geliştirildi. Günümüz­de bu sistem dünya genelinde kabul görüyor.

Her yeni nükleer santral, önceki projelerde kazanılan tüm deneyimi bünyesinde barındırır ve Akkuyu NGS, bu deneyimin uluslararası iş birliği temelinde nasıl uygulanabi­leceğinin çarpıcı bir örneğini oluş­turuyor. Türkiye’deki sahada sek­törün en iyi mühendislik ve yöne­tim uygulamaları kullanılıyor.

Akkuyu’nun satışı ‘devamlılık’ şartı ile yapılabilecek…

 DÜNYA’nın Rus kaynaklardan edindiği bilgiye göre, maliyeti 25 milyar dolar civarında olan Akkuyu Nükleer Güç Santralı’nın (NGS) yüzde 49’unun satılması, gelebilecek tekliflere bağlı. Tüm tekliflerin değerlendirilmesi, ancak önceliğin Türk şirketlere verilmesi kararlaştırıldı. Yani satış olursa, “şartlı” olacak. Yüzde 49’luk hisse yatırımcı veya yatırımcılara, devamlılık ve farklı yatırımcılara devretmeme şartı ile satılabilecek. Kaynaklar, satış kararının, yeni alınmış bir karar olmadığına da dikkat çekti. 2010 yılında yapılan anlaşmada, santralın yüzde 49’unun özel sektöre satılabileceğinin belirtildiğinin altını çizdi.

Üretim 2023’ün sonunda başlayacaktı…

Akkuyu NGS’de ilk ünitenin inşasına 2018 yılının Nisan ayında başlanmış, 2023 yılının Kasım ayında işletmeye alınacağı belirtilmişti. Nükleer alanındaki mevzuat eksikliği, inşaatın hızını etkiledi ve üretimi geciktirdi. En son, 29 Ekim 2025’de üretime geçilmesi bekleniyordu.


source