Mansa Musa, 1312–1337 yılları arasında Mali tahtında bulundu. Onun döneminde imparatorluk, Afrika’nın en zengin devletlerinden biri haline geldi. Bugünkü Mali’nin yanı sıra Senegal, Gambiya, Gine, Nijer, Nijerya, Çad, Moritanya ve Burkina Faso topraklarına yayılan imparatorluk, Batı Afrika ile Kuzey Afrika arasındaki en önemli ticaret yollarını kontrol ediyordu.
Krallığın asıl zenginliği, topraklarındaki devasa altın ve tuz rezervlerinden geliyordu. 14. yüzyılda dünyadaki altın üretiminin neredeyse yarısının Mali’den sağlandığı tahmin ediliyor. Bu sayede imparatorluk yalnızca bölgesel değil, küresel ticarette de etkili bir güç haline geldi.
Mansa Musa döneminde Timbuktu şehri, sadece ticaretin değil, aynı zamanda kültür ve eğitimin merkezi haline geldi. Musa, şehrin imarı için Orta Doğu ve Afrika’nın farklı bölgelerinden mimarlar getirtti. Bu dönemde inşa edilen camiler, okullar ve kütüphaneler, şehrin ününü artırdı. Sankore Camii kısa süre içinde eğitim merkezi haline geldi ve daha sonra Sankore Üniversitesi’nin temelleri atıldı.
National Geographic’in aktardığına göre Musa, İslam dünyasının dört bir yanından bilim insanlarını ülkesine davet etti. Böylece Timbuktu, dönemin en saygın bilgi merkezlerinden biri oldu.
Mansa Musa’nın ününü tüm dünyaya duyuran olay ise 1324 yılında Mekke’ye gerçekleştirdiği hac yolculuğu oldu. Kaynaklara göre Musa’ya bu 8.850 kilometrelik yolculukta 72 bin kişilik bir kafile eşlik etti. Yüzlerce deve, neredeyse 1 milyar dolarlık altın taşıyordu.
Musa, geçtiği şehirlerde altın dağıtarak yoksullara yardım etti, camiler inşa ettirdi. Bazı rivayetlere göre yol boyunca 52 yeni cami yaptırdı. Ancak bu cömertlik, özellikle Kahire’de büyük bir ekonomik çöküşe yol açtı.
Musa’nın dağıttığı altın miktarı o kadar büyüktü ki, Kahire’de altının değeri 12 yıl boyunca düştü. Piyasalara ani şekilde sürülen altın, yüksek enflasyona ve ekonomide çöküşe neden oldu. Britannica’nın verilerine göre bu etki o kadar güçlüydü ki, Kahire’nin altın piyasası on yıllar sonra bile tam anlamıyla toparlanamadı.
Musa dönüş yolunda dengeyi sağlamak için çareyi altın geri almakta buldu. Tefecilerden yüksek faizle altın satın alarak piyasadaki arzı azaltmaya çalıştı. Ancak fiyatlardaki çöküşü tamamen engelleyemedi. Ekonomistlerin hesaplamalarına göre bu altın bolluğunun bölgeye maliyeti bugünün parasıyla yaklaşık 1,5 milyar dolar oldu.
Musa’nın iyi niyetle yaptığı yardımlar, yoksullara umut olmuş ve bölgede kalıcı eserler bırakmış olsa da, dağıttığı altınların beklenmedik etkisi ticaret dengelerini bozdu. Bölgede ünü hızla yayıldı, ancak aynı zamanda ekonomik çöküşün sorumlusu olarak da anıldı.