Buzların altındaki dev - Ötüken Haber
DOLAR 41,4858 0,23%
EURO 48,6919 0,43%
ALTIN 5.012,670,69
BITCOIN 4645507-0,43%
Ankara
20°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Buzların altındaki dev

Buzların altındaki dev

ABONE OL
Eylül 25, 2025 06:29
Buzların altındaki dev
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Soğuk Savaş’ın Gölgesinde Doğan Çelik Canavar

23 Eylül 1980’de Sovyetler Birliği, Kuzey Kutbu kıyısındaki Sivmaş tersanesinde tarihin en büyük denizaltısını suya indirdi. Yüksekliği dokuz katlı bir bina, uzunluğu ise neredeyse iki futbol sahası kadar olan bu dev, daha inşa edildiği gün bile bir efsaneye dönüştü.

Adı TK-208 idi. Proje 941 kapsamında geliştirilen bu stratejik ağır füze denizaltısı kısa sürede “Tayfun” –Rusçasıyla “Kasırga”– olarak anılmaya başladı. Bu ad, hem heybetini hem de Sovyetler’in küresel gücünü temsil ediyordu.

Sovyetler, bu hamleyle yalnızca ABD’nin “Ohio” sınıfına bir cevap vermekle kalmadı; aynı zamanda buzların altındaki görünmez gücüyle, olası bir nükleer saldırıya karşılık verebilme kabiliyetini de garanti altına aldı.

Bir Yüzen Şehir: Tayfun’un İç Dünyası

Tayfun, yalnızca bir savaş makinesi değil; aynı zamanda altı ay boyunca yüzeye çıkmadan yaşanabilecek bir yüzen şehir olarak tasarlandı.

• 172 metre uzunluk, 23,3 metre genişlik,

• İki adet 7,2 metre çapında basınç gövdesi,

• Sekiz ayrı bölme ve 165 kişilik mürettebat kapasitesi…

Guinness Rekorlar Kitabı’na geçen bu denizaltı, tarihte yapılmış en büyük su altı aracı olma unvanını hala elinde tutuyor.

Mürettebat için ise benzersiz koşullar düşünülmüştü: spor salonu, yüzme havuzu, buhar banyosu, hatta kuş kafesi… Soğuk Savaş’ın sert ve tekinsiz gölgesinde görev yapan denizciler için bu, bir anlamda “insanileştirilmiş çelikten hapishane”ydi.

ABD’nin “Ohio”su ve Sovyetlerin “Kasırga”sı

Denizaltının boyutları, yeni geliştirilen üç aşamalı katı yakıtlı kıtalararası balistik füze R-39 için belirlenmişti. Bu devasa füze, ABD’nin “Trident 1” ine kıyasla iki kat uzun, üç kat ağırdı.

R-39’un farkı ise ölümcül yükünde gizliydi: 10 bağımsız nükleer savaş başlığı taşıyabiliyor; ABD muadili ise yalnızca sekiz başlıkla sınırlı kalıyordu.

Sovyet mühendisler, böylece nükleer caydırıcılığın rakipsiz bir örneğini yaratmış oldu.

Tayfun’un Serüveni ve Veda

İlk Tayfun, Aralık 1981’de Sovyet Donanması’na katıldı. 1981–1989 yılları arasında toplam altı adet inşa edildi. Her biri, Kuzey Kutbu’nun buz tabakası altında aylarca görünmez bir hayalet gibi dolaştı.

Ancak zaman değişti.

Sovyetler Birliği dağıldı, devler çağının da sonu geldi. Bu sınıftan kalan son denizaltı “Dmitry Donskoy”, Şubat 2023’te hizmet dışına çıkarıldı. Mart 2025’te alınan kararla, artık savaşın değil tarihin bir parçası olarak St. Petersburg’da müze gemi olarak sergilenmesine karar verildi.

Sovyetlerin Çöküşüyle Gelen Donanma Krizi

Tayfun’un gölgesinde parlayan Sovyet donanması, 1991’de Sovyetler’in dağılmasıyla birlikte büyük bir çöküşe sürüklendi.

Çürüyen gemiler ve unutulan üsler

Maddi kısıtlar nedeniyle yüzlerce gemi ve denizaltı limanlarda çürümeye terk edildi. Yakıt, yedek parça ve bakım maliyetleri karşılanamaz hale geldi.

Teknolojik boşluk ve dışa bağımlılık

Rusya, özellikle motor, aviyonik ve elektronik sistemlerde kendi üretim kapasitesini yitirdi. Pek çok gemi, Batı’dan ithal edilen parçaların yokluğu nedeniyle yarım kaldı.

Personel krizi ve moral bozukluğu

Maaşlarını düzenli alamayan denizciler için donanma artık cazibesini yitiriyordu. Gemilerin uzun süre seyre çıkmaması, küresel imajda Rus donanmasının zayıfladığı algısını pekiştirdi. 2000’deki Kursk faciası, bu dönemin sembol trajedisi oldu.

Putin Döneminde Yeniden Yapılanma

2000’lerden itibaren Rusya, donanmasını yeniden ayağa kaldırmaya çalıştı. Ancak bu sefer hedef, Sovyetler’in yaptığı gibi “küresel mavi sular donanması” kurmak değil; denizaltı gücünü merkeze alan daha gerçekçi bir stratejiydi.

• Borei sınıfı balistik füze denizaltıları,

• Yasen sınıfı hücum denizaltıları,

• modernize edilmiş kilo sınıfı dizel-elektrik denizaltılar…

Bu yeniden yapılanmanın bel kemiğini oluşturdu.

Stratejik Tartışma: Bölgesel Güç mü, Küresel Donanma mı?

Rus medyası ve askeri analistler, bugün hâlâ aynı soruyu tartışıyor: Rusya, Sovyetler gibi küresel donanma mı olmalı, yoksa Arktik ve yakın denizlerde bölgesel güç rolüyle mi yetinmeli?

Çoğu uzman, ekonomik kısıtlar ve teknolojik sınırlamalar nedeniyle ikinci seçeneğin daha gerçekçi olduğunu vurguluyor. Arktik, yalnızca güvenlik açısından değil; enerji kaynakları ve yeni deniz ticaret yolları nedeniyle de Moskova’nın önceliği haline geldi.

Bugünün Rus Donanması: Çeliğin Hatırası ve Geleceğin Arayışı

Tayfun’un buzların altındaki sessiz gölgesi artık yok. Ama onun mirası, Rusya’nın stratejik hafızasında hala canlı.

Bugün Rusya donanması, Borei ve Yasen sınıfı yeni nesil denizaltılarla caydırıcılığını sürdürmeye çalışıyor. Yüzey gemileri ve uçak gemisi projeleri ise hâlâ bütçe sıkıntıları ve ambargolar nedeniyle yavaş ilerliyor.

Tayfun’un çeliği, bugün bir müzede sessizce yatıyor olabilir. Ama onun anlattığı hikaye, hala Moskova’nın buzların altında derinleşen stratejik hayallerini besliyor: Bir zamanlar dünyanın sonunu bekleyen bu dev, şimdi tarihin en soğuk tanıklarından biri…

source

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

300x250r
300x250r