Operasyonun dikkatle planlanması gerektiğini belirten Doç. Dr. Arıcan, “Kurtarma operasyonu, römorkör dediğimiz çekme gücü, yüksek hizmet gemileriyle yapılması gerekiyor. İlk etapta yakıt tanklarının küçük teknelere boşaltılması lazım. Yakıt tankları eğer boşaltılmazsa ya da yakın transferi olmazsa ciddi manada sıkıntı. Çünkü gemi orada kaldıkça bazı şeyler zarar görecektir; gemi delinebilir, gemiye zarar gelebilir. Bunlar büyük çevre kirliliklerine sebep olabilir. Biz aslında bu yönüyle biraz acele edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Kurtarma firması ile anlaşıldıktan sonra römorkörler oraya girebilecek. O sığ alana, kayalık alana girecekler, çok dikkatli bir şekilde gemiyi bağlayıp çekecekler. Çekme esnasında geminin zarar göreceğine kesinlikle inanıyoruz. Çünkü kayalıkların içerisine girmiş. Benim dikkatimi çeken, geminin ağır havalarda sallanmaması. Büyük bir sıkıntı; gemi oturmuş, kayalıklara sıkışmış. Çekim, kurtarma esnasında, mutlaka gemiye daha fazla zarar verilecektir. Kesinlikle kabul edilebilir bir şey ama yük ambarlarına su girişi, özellikle alçı taşıyan bir gemi için sıkıntı olabilir. Daha fazla ağırlık binecektir, geminin emniyeti için iyi bir şey değil. Belirli bir derinliğe, özellikle sığ yerden daha derin bir alana getirildikten sonra başka gemilerle üzerindeki yük alınabilir. Bence en mantıklı seçenek bu. 2 bin 200 tonluk alçı yükü olduğunu biliyorum. Alçı başka bir gemiye transfer edilir ve bu şekilde gemiyi tersaneye ya da gemi söküm alanlarına götürülebilir. Götürme yine römorkörler eşliğinde yapılacaktır. Çünkü gemi zarar görmüş. Makinesi çalışsa da o gemi artık gemi vasfından çıkmıştır” diye konuştu.