Bakırhan'dan AKP'nin hoşuna gitmeyecek açıklamalar! 3 kişi için özgürlük istedi - Ötüken Haber
Bakırhan'dan AKP'nin hoşuna gitmeyecek açıklamalar! 3 kişi için özgürlük istedi
  • Ötüken Haber
  • Gündem
  • Bakırhan'dan AKP'nin hoşuna gitmeyecek açıklamalar! 3 kişi için özgürlük istedi

Bakırhan'dan AKP'nin hoşuna gitmeyecek açıklamalar! 3 kişi için özgürlük istedi

ABONE OL
Eylül 28, 2025 23:39
Bakırhan'dan AKP'nin hoşuna gitmeyecek açıklamalar! 3 kişi için özgürlük istedi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Diyarbakır Barosu ve çeşitli sivil toplum kuruluşu tarafından “yeni çözüm sürecini” değerlendirmek üzere “Barışın inşası için yeni başlangıç” toplantısı düzenlendi.

Bir otelde düzenlenen toplantıya DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Diyarbakır Barosu Başkanı Abdulkadir Güleç, DEM Parti milletvekilleri, bölge baro başkanları ve çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.

Bakırhan, buradaki konuşmasında, “süreci birlikte öreceklerini” söyledi. Bu süreçteki yol üzerindeki engelleri kaldırmak için aynı sorumlulukla, aynı kararlılıkla birlikte hareket edileceğini ifade eden Bakırhan, “Çünkü barış dediğimiz şey toplumun tamamı ilgilendiriyor. Toplumun tamamının geleceği ile ilgili bir durumdur. İnşa ederken de toplumun bütün dinamiklerini aktif bir şekilde bu sürece katmak gibi bir sorumluluğumuz var. Ben umutluyum. Kendi adıma söylüyorum, bu süreci birlikte yürüteceğiz, yöneteceğiz. En azından kendi adımıza, Diyarbakır adına ne kadar kararlı, samimi olduğumuzu, ne kadar disiplinli ve önemli bir çalışma yürüttüğümüzü herkese kanıtlamaya çalışacağız. El sıkışmayla başlayan, bir yıldır da devam eden çok anlamlı, çok tarihi bir süreci devam ettiriyoruz” diye konuştu.

“1 YILDIR DEVAM ETMESİ KIYMETLİ”

Sürecin çok kıymetli olduğunu ve 86 milyonu ilgilendirdiğini belirten Bakırhan, sürecin güçlenmesi için DEM Parti olarak çaba sarf ettiklerini söyledi. Bakırhan, şöyle konuştu:

“Biz bu bir yıl içerisinde parti olarak diyaloğun ne kadar kıymetli ve önemli olduğunu sürekli anlatmaya çalıştık. Sürekli bu zemini güçlendirmek için elimizden gelen çabaları ortaya koyduk. Ama sadece bununla yetinmedik. Aynı zamanda ülkedeki antidemokratik uygulamalar karşısında da bir muhalefet partisi olarak duruşumuzu net şekilde ortaya koyduk. Bu süreç önemlidir. Bu süreci güvenlik zemininden diyalog ve müzakere zeminine çekmek için elimizden gelen bütün çabaları ortaya koyduk. Güvenlik zemininden bu tartışmaları çıkarmak bence başlı başına çok kıymetli, çok önemli bir çalışmadır. Onu yapmaya çalışıyoruz. Geçen bir yılda önemli şeyler oldu. Çatışmaların neredeyse olmaması çok kıymetliydi. Çok önemliydi. Yine diyalog zemininin oluşması ve bir yıldır devam etmesi de en az bu kadar kıymetliydi.”

“TUTUP KALMA DURUMU SÖZ KONUSU”

Bakırhan, TBMM’de ilk defa Kürt meselesinin tartışıldığı bir komisyon oluşturulmasının önemine değinerek, “Öcalan ve hareketin bu bir yıl içerisinde ortada ortaya koymuş oldukları duruş takdire değerdir. Birçok eşiğin aşılmasına sebebiyet verdiler. Bununla birlikte Meclis’te komisyonun oluşmasını da yine aynı şekilde önemsediğimizi belirtmiştik. Fakat bu geçen bir yıla bakınca aslında çok daha önemli bir noktada olabilirdik. Bir yıl içerisinde aslında Türkiye’yi, bölgeyi rahatlatabilecek adımların atılmasını hep birlikte sağlayıp haklar konusunda, hukuk konusunda, adalet konusunda, yerel demokrasi konusunda aslında başta iktidar olmak üzere ülkeyi yönetenler cesur davranabilirlerdi. Bu konuda biraz bir tutup kalma durumu söz konusu oldu” ifadelerini kullandı.

“YETERİNCE TARTIŞTIK”

Sürecin tüm provokasyonlara, tüm karşı duruşlara rağmen bir yıldır devam ettiğine işaret eden Bakırhan, şunları kaydetti:

“Bu sürecin bozulması için, birileri neredeyse cenaze marşı çalmak için büyük bir umut ve heves içerisinde yaşıyorlar. Ama çok heveslenmesinler. Başta Diyarbakır halkı, çok değerli bileşen Öcalan ve partimiz kimseyi bu konuda heveslendirmeyecektir. Çünkü biz bu sürecin kıymetli olduğunu ve bu sürecin devam etmesi ve yürümesi için elimizden gelen çabayı ortaya koyacağız. Bu sürecin barışla, demokratik toplumla buluşması için de 7-24 saat çalışmalarımızı sürdürmeye kararlı olduğumuzu belirtmek istiyorum. Umutlu olduğumuzu zaten söylemiştik. Şimdi bu Diyarbakır’da yapılan toplantıların benzerlerine Türkiye’nin dört bir yanında katılıyoruz. Yeni bir durum ortaya çıktı. Bir yıl oldu. Yeterince tartıştık.”

“DEMOKRATİK ENTEGRASYON HERKESİN EŞİT YURTTAŞLAR OLARAK YAŞAMASI DEMEKTİR”

“Artık Meclis dinlemeleri bırakmalı, barış yasalarını gündemine almalı, barış yasalarını hayata geçirecek kanunlar çıkarmalıdır” diyen Bakırhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Geldiğimiz nokta biraz odur. Ekim ayında Meclis’in açılışıyla birlikte en başta geçiş yasaları olmak üzere Terörle Mücadele Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu gibi temel yasalar, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, infaz kanunu, tutuksuz yargılamayı keyfilikten çıkaracak yasal düzenlemeleri hızlı bir şekilde gündemine almalı ve bunları Meclis’ten geçirmelidir. Çünkü bunlar toplumun genel talepleridir ve beklentileridir. Yine demokratik entegrasyon dedik. Aslında Meclis demokratik entegrasyonun tam olarak başarıya ulaşması için de yasalar geçirerek bunun altyapısını oluşturmalıdır. Kimi çevreler demokratik entegrasyonun bir asimilasyon süreci olduğunu belirtiyor. Bazıları da demokratik entegrasyonu bir teslimiyet süreci olarak değerlendiriyor. İkisi de değil. Demokratik entegrasyon başta Kürtler olmak üzere herkesin hukuk içerisinde eşit yurttaşlar olarak yaşaması demektir. Demokratik entegrasyon aynı zamanda birlikte yaşamanın formülüdür. Hukuka dayanan bir ortak yaşam sözleşmesidir.”

“SURİYE BİR SET OLARAK KONULMAMALIDIR”

Bakırhan, Suriye’deki gelişmelerin Türkiye’de devam eden bu sürece engel oluşturulmaması gerektiğini dile getirdi. Suriye’de de çözüm arayışları olduğunu ifade eden Bakırhan, şunları kaydetti:

“Henüz orada rejimin karakteri tam belli olmadığı için tartışmalar devam ediyor. Türkiye’de de bir süreç yürüyor. Burada şunu belirtmek istiyorum; Suriye’deki mesele Türkiye’deki tartışılan bu çözüm sürecinin önüne bir set olarak konulmamalıdır. Suriye’deki mesele Suriye’deki dinamikleri bağlıyor. Tam tersine eğer Türkiye’de bu süreci başarıya ulaştırabilirsek Türkiye’deki bu süreç Suriye’de de aslında bir model olabilir, orada değişimin lokomotifi olabilir. Ama bu sürecin önüne Suriye’deki meseleyi set olarak, koşul olarak koymanın bu sürecin zedeleyeceğini belirtmek istiyorum. Türkiye’de esecek bir çözüm süreci sadece kendi sınırlarımızın içini rahatlatmayacak; aynı zamanda Kamışlı’yı, Hewler’i, Halep’i de aynı zamanda ferahlatacak ve rahatlatacaktır.”

Abdullah Öcalan için umut hakkınının uygulanması çağrısında bulunan Bakırhan, “Burada Sayın Bahçeli’nin bir yıl önce 22 Ekim’de söylediği umut hakkı için artık gerekli adımlar atılmalıdır. Bu konuda artık kulakları tıkamanın bir gereği yoktur. Yine bu süreç iki temel direk üzerine kurulmuş; birincisi demokrasidir, ikincisi barıştır. Bunlar arasında bir tercih yapmıyoruz. İkisi bir parçanın olmazsa olmaz iki bütünüdür. Bunlar rekabet halinde olamaz. Birbirinden ayrı düşünülemez. Barışsız demokrasi olamaz. Demokrasi olmadan da barış kalıcı olamaz. İkisi birden olacak. Barışsız demokrasi bir yanılsama olur. Demokrasisiz barış da geçici bir serap olur. Barışı demokratik adımlar ve adaleti sağlayarak tesis edebiliriz” dedi.

“İMAMOĞLU TUTUKSUZ YARGILANMALI, DEMİRTAŞ VE YÜKSEKDAĞ ÖZGÜRLÜKLERİNE KAVUŞMALI”

Toplumda gerilime neden olan ama olumlu adımlar atılması halinde de siyasi iklimi yumuşatacak adımların atılması gerektiğini ifade eden Bakırhan, şöyle konuştu:

“Bu çerçevede öncelikle Sayın İmamoğlu tutuksuz yargılanmalı. Sayın Demirtaş ve Sayın Figen Yüksekdağ, cezaevindeki arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuşmalıdır. Seçilmiş insanların tutuklu bulunması demokrasiyle bağdaşmaz. Bu süreçte hiç bağdaşmaz. Hasta tutuklular derhal serbest bırakılmalı, cezaevleri de artık boşaltılmalıdır. Kürt’ü tanıyan hukuk demokratik cumhuriyetin kapısını aralar. Kürt’ü tanıyan hukuku hep birlikte desteklemeliyiz. Kürt’ü tanıyan hukuk olmadığı için seçilmiş belediye başkanları cezaevindedir. Kürt’ü tanıyan hukuku hep birlikte gerçekleştirmediğimiz için sadece Kürt illerindeki belediyelere değil, batıdaki belediyelere de kayyumlar atanıyor. Onun için önce Kürt’ü tanıyalım. Hukuku birlikte savunmalıyız ki demokratik cumhuriyetin kapısını aralayalım. O demokratik cumhuriyette de kayıtsız, baskısız, eşit yurttaşlar olarak birlikte yaşayalım.”

“BU TRENİ KAÇIRMAYACAĞIZ”

“22 Ekim’de aslında bir trenin sireni çaldı. 27 Şubat’ta tren hareket etmeye başladı” diyen Bakırhan, “Bu tren hiçbir durağı atlamadan, hiçbir rengi, hiçbir farklı dışında bırakmadan tamamını kapsamalı ve böyle yürümeli. Bu şekilde yürüyen tren emin olun 86 milyona demokratik, eşit yaşayacakları demokratik bir cumhuriyeti getirebilir. Aksi halde bu treni kaçırırsa tekrar 100 yıl önceki kaos, krizi bu topluma yaşatmak durumunda kalabileceğiz. Bu treni bu sefer kaçırmayacağız” şeklinde konuştu.

Bakırhan’ın konuşmasının ardından toplantı basına kapalı devam etti.

source

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.